Tarih: 02.09.2025 13:43

'2050'de yüzde 65-70 daha çok gıdaya, bunu üretmek için de yüzde 15 daha çok suya ihtiyaç var'

Facebook Twitter Linked-in

Salih TEKİN/ERZURUM, (DHA)- TARIM ve Orman Bakan Yardımcısı Ahmet Gümen, bitkisel ve hayvansal üretimden orman yangınlarına ve suya kadar birçok alanda iklim değişikliğinin etkilerinin hissedildiğini belirterek, "2050 yılına kadar ülke ve dünya nüfusumuz yaklaşık yüzde 25 oranında artış gösterecek. Bu nüfusu beslemek için de bugünden yüzde 65-70 daha çok gıdaya, bunu üretmek için de yüzde 15 daha çok suya ihtiyaç var" dedi.

Uluslararası Tarım Şehirleri Birliği'nin düzenlediği 6'ncı Yerel Yönetimler Tarım Kongresi, Erzurum Büyükşehir Belediyesi ev sahipliğinde Necip Fazıl Kısakürek Salonu'nda başladı. Tarım ve Orman Bakan Yardımcısı Ahmet Gümen, Erzurum Valisi Mustafa Çiftçi, AK Parti Milletvekili Mehmet Emin Öz, Uluslararası Tarım Şehirleri Birliği ve Konya Büyükşehir Belediye Başkanı Uğur İbrahim Altay, Erzurum Büyükşehir Belediye Başkanı Mehmet Sekmen, akademisyenler ve davetlilerin katıldığı kongreye Afganistan, Fildişi Sahili ile Filipinler Moro İslam Cumhuriyeti temsilci gönderdi.

'86 MİLYON VATANDAŞIMIZIN VE TURİSTLERİN GIDA İHTİYACINI SORUNSUZ KARŞILADIK'

Tarım ve Orman Bakan Yardımcısı Ahmet Gümen, "Küresel ısınma ve iklim değişikliğinin etkilerini önceden araştırma yazılarında, makalelerde, bilimsel çalışmalarda okurduk. Ancak o satırlarda okuduğumuz öngörülerin hayatımıza bu kadar hızlı bir şekilde gireceğini eminim ki birçoğumuz tahmin edemiyordu. Bugün, bitkisel ve hayvansal üretimden orman yangılarına ve suya kadar birçok alanda iklim değişikliğinin etkilerini hissetmeye başladık" dedi.

Türkiye'nin, Akdeniz Havzası'nda yer aldığı için bu süreçten en çok etkilenen ülkeler arasında yer aldığını belirten Gümen, "2024 yılı son 53 yılın 'en sıcak yılı' olarak tarihe geçti. Yağışlar, uzun yıllar ortalamasına göre yüzde 6,3 azaldı. Bununla birlikte küresel ısınma kaynaklı olarak 2050 yılına kadar orman yangınlarında yüzde 30'luk bir artış söz konusu.2050 yılına kadar ülke ve dünya nüfusumuz yaklaşık yüzde 25 oranında artış gösterecek. Bu nüfusu beslemek için de bugünden yüzde 65-70 daha çok gıdaya, bunu üretmek için de yüzde 15 daha çok suya ihtiyaç var. Bu sürecin altından kalkacak üreticimizde, büyük bir azim olduğunu biliyoruz ve buna yürekten inanıyoruz. Biz de Bakanlık olarak bundan sonraki süreçte sektörümüzü korumak için risklere dayanıklı politikalar ürettik ve üretmeye devam ediyoruz. Geldiğimiz noktada; 86 milyon vatandaşımızın ve turistlerin gıda ihtiyacını sorunsuz şekilde karşıladık. Ayrıca 32,6 milyar dolarlık tarımsal ürün ihracatı yaparak, ülke ekonomimize katkı sağladık. Bu çalışmaların sonucunda Avrupa'nın en büyük tarımsal üretim gücü olurken, dünyanın da en büyük 7'nci tarım ekonomisi olmayı başardık" diye konuştu.

'14 MİLYON DOZ AŞI SEVK ETTİK'

Konuşmasında şap hastalığıyla mücadele konusunda da bilgi veren Gümen, "Şap hastalığına neden olan 7 tipten biri olan SAT 1 serotipi en son 65 yıl önce ülkemizde görülmüştü. Virüsün yayılımını engellemek için ülke genelinde hayvan pazarlarını geçici süreyle kapatmıştık. Ardından Şap Enstitümüz tüm imkanlarını seferber ederek kısa sürede yerli aşı üretimini başlattı. Bugün itibariyle 81 ilimize 14 milyon doz aşı sevk ettik. Veteriner hekimlerimiz büyük bir fedakârlıkla sahada aşılama çalışmalarını yürütüyor. Aşılama oranı yüzde 85'in üzerine çıkan illerimizde hastalık riski hızla azalıyor. Aşılamalarımız tüm hızıyla devam ediyor. Şu anda Erzurum'da yüzde 70 oranına ulaştık. İnşallah, Erzurum'daki kısıtlamaları da önümüzdeki hafta kaldıracağız. Hayvancılık sektörümüzü, karşılaştığı bu sorundan kurtarmak için Bakanlık olarak var gücümüzle çalışmaya devam edeceğiz" dedi.

'TARIMI GELECEĞİMİZİN GARANTİSİ OLARAK GÖRMEK ZORUNDAYIZ'

Erzurum Büyükşehir Belediye Başkanı Mehmet Sekmen de "Bugün dünyada tarım stratejik bir alan haline gelmiştir. Gıda güvenliği, iklim değişikliği, artan nüfus ve enerji krizleri, tarımın önemini daha da artırmaktadır. Bizler de bu nedenle tarımı sadece bir üretim sektörü değil, geleceğimizin garantisi olarak görmek zorundayız. Yerel yönetimler, çoğu zaman şehirleşme, altyapı ve sosyal hizmetlerle anılır. Ancak artık tarım ve kırsal kalkınma da belediyelerin asli görevlerinden biri haline gelmiştir. Çünkü tarım sadece köylerde yapılan bir faaliyet değildir; şehrin gıda güvenliği, ekonomisi, istihdamı ve hatta çevre politikalarıyla doğrudan ilişkilidir. Biz belediyeler, çiftçimizin yanında olmalı; üreticimizi sadece destekleyen değil, aynı zamanda yönlendiren ve örgütleyen bir aktör olmalıyız" diye konuştu.

'SU KITLIĞI NEDENİYLE TARIM ALANLARIMIZ CİDDİ BİR RİSK ALTINDA'

Uluslararası Tarım Şehirleri Birliği ve Konya Büyükşehir Belediye Başkanı Uğur İbrahim Altay da "İklim değişikliğinin etkileri artık dünyanın her köşesinde hissediliyor. Su kaynaklarımız hızla azalıyor, tarımsal üretimi ayakta tutan iklim dengesi bozuluyor. Gıda güvenliği ciddi şekilde tehdit altına girdi. Yalnızca gelecek için değil, bugün için bile kritik bir sorunla karşı karşıyayız. Artan sıcaklıklar, kuraklık ve su kıtlığı nedeniyle tarım alanlarımız ciddi bir risk altında bulunuyor. İklim kuşaklarının kuzeye doğru kaymasıyla birlikte, geleneksel olarak belli bölgelerde yetiştirilen ürünler artık farklı coğrafyalara taşınmak zorunda kaldı. Bu da şehirlerimizi tarımsal üretim açısından giderek daha elverişsiz hale getiriyor. Yalnızca iklim krizi değil; savaşlar ve çatışmalar da dünya üzerinde, gıda güvenliği üzerinde büyük tehdit oluşturuyor" diye konuştu.

Açılış konuşmaları sonrası kongrenin ilk oturumunda Büyükşehir Belediye Başkanları, 'yerel yönetimlerde tarım' konusunu ele aldı. (DHA)

FOTOĞRAFLI




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —