Ardacan UZUN/ İZMİT (Kocaeli), (DHA)- KOCAELİ Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından Mesleki Eğitim Merkezi (MESEM) programı üzerinden yapılan usulsüzlüklere ilişkin yürütülen soruşturma kapsamında, 77 milyon TL'lik kamu zararı iddiasıyla ilgili 118'i Kocaeli'den olmak üzere toplam 206 sanığın yargılanmasına Kocaeli 1'nci Ağır Ceza Mahkemesi'nde başlandı.
İzmit ilçesindeki İzmit Atatürk Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi tarafından açılan Mesleki Eğitim Merkezi Ustalık Telafi Programı'nda 1 Ocak 2022- 30 Kasım 2023 tarihleri arasında usulsüzlükler yapıldığı tespit edildi. Kamunun zarara uğratıldığına ilişkin Milli Eğitim Bakanlığı Teftiş Kurulu müfettişi geçen yıl mayıs ayında suç duyurusunda bulundu. Kocaeli Cumhuriyet Başsavcılığı'nca başlatılan soruşturma geçen şubat ayında tamamlandı. Kocaeli İl Emniyet Müdürlüğü Mali Suçlarla Mücadele Şubesi ekiplerinin yürüttüğü çalışma kapsamında Kocaeli merkezli İstanbul, Diyarbakır, Hatay, Bingöl, Manisa ve Samsun'da operasyon düzenlendi. 8'i tutuklu, okul müdür yardımcısı S.K. ile dernek yöneticisi T.S.'nin firari olmak üzere toplam 206 sanık hakkında kamuyu 77 milyon 706 bin lira zarara uğrattıkları gerekçesiyle Cumhuriyet savcısı tarafından iddianame hazırlandı.
YARGILAMA BAŞLADI
118'i Kocaeli'de ikamet eden 206 sanık hakkındaki yargılama, bugün Kocaeli 1. Ağır Ceza Mahkemesi'nde başladı. İlk gün 8'i tutuklu 48 sanığın dinlenmesine karar verildi. Duruşmada dinlenen danışmanlık firmasında temizlik personeli tutuklu sanık Nilüfer Devrent, "Hiç kimseyi tanımıyorum. Bilgisayar dahil kullanmayı bilmiyorum. Okul müdürü ile arkadaştık. Hiç kimseyi görmedim, bilmiyorum. Asgari ücretle çalışan kendi halinde bir insandım. Ben kimsenin 1 lirasına göz koymam. Rümeysa Hocam ile birlikte Kent Konseyi'ndeydik. Saime Hanım ve Rümeysa ile birlikte gittim. Ev açmasına yardımcı oldum. Bana gelen paralardan bütün mobilyalarını aldım. Ben sadece yardım etmek amaçlı yaptım. Bırakın para almayı gönderdiğim dekontların masrafını bile kendim verdim" dedi.
'PARAYI ALANLAR FİRMALARIN KENDİSİ AMA BİZ SUÇLUYUZ'
Danışmanlık firması personeli tutuklu sanık Erkut Başak, "2022 yılının sonuna doğru teşkil yayınlandı biz de bu alanda danışmanlık yapmak istedik. Atatürk Lisesi ile görüştük. Onlara kontenjan boşluğu olabilir denildi. Lisede Selda ve Rümeysa Hanım ile görüştük. Evrakları hazır olan firmalarla ilgili başvuru yapabileceğimizi söylediler. Firmalarla görüştük. İstenen evrakların bunlar olduğunu hazırlamaları durumunda başvuru yapabileceklerini söyledik. Firmalar bizzat kendileri hazırladı evrakları. Onay geldikten sonra firmalara ödemeler yapıldı. Bize de fatura karşılığı komisyon ücretleri yatırıldı. Bizim burada eylem var mı bilmiyorum ancak hiçbir suçumuz yok. Evrakları bizzat firma kendileri hazırlıyor. Onaylayan okul ve Milli Eğitim. Parayı yatıran İzmit Müdürlüğü, parayı alanlar firmaların kendisi ama biz suçluyuz. Bizim kişisel verileri ele geçirme veya saklama gibi bir şey söz konusu değil. Evrakları hazırlayan biz değiliz. Firma bize neyi verirse onları baz alırız. Bizde şunlar çalışıyor diye verilir biz de onları okula veririz. Bize verilen evrakları okula vermek, teşviki anlatmak dışında hiçbir dahlimiz olmadı. Firmalar yararlanınca fatura karşılığı şirketlerden komisyonumuzu alıyoruz. Madem böyle bir gücüm var her şeyi ayarladım kendi firmamda kendi işimi yaparım daha çok kazanırım. Hiç işlemediğimiz bir suçtan dolayı çok mağduruz. Elimden ne geliyorsa tüm katkıyı sunmaya hazırım. Evrakları tamamen şirket sahibi yapar. 100 küsur firma var" ifadelerini kullandı.
'BEN BURAYA YANLIŞLIKLA DÜŞTÜĞÜMÜ DÜŞÜNÜYORUM'
Danışmanlık şirketine firma yönlendiğini belirten tutuklu sanık İbrahim Halil Başaran savunmasında, "Ben buraya yanlışlıkla düştüğümü düşünüyorum. Ben daha önce Kocaeli'ye gelmiş değilim. Hiçbir şekilde okula uğramış değilim. Avukat A.D.'yi tanıyorum ama o kişinin yaptığı işlemle ilgili herhangi bir bilgim yok. Bu adam MESEM'den faydalanmış ve 1 milyon 718 bin lira almış, faydalandığı kişi sayısı 56. Program başlamadan 6 ay önce savcılık bana gönderdiği 300 lira için tutuklama kararı verilmiş. O 300 liranın da MESEM ile alakası yoktur. Böyle bir şey duymuş bile değildim. Bana yöneltilen nitelikli dolandırıcılık suçlaması var. Ben şerefli bir insanım. Benim çocuklarım benim burada olduğumu bilmiyor. Evrakların hiçbirisinde imzam, parmak izim yok. Ben tamamen mağdur oldum. Haksız kazanç sağlayan firma sahipleridir. Onlar neden dolandırıcılıkla suçlanmıyor?" dedi.
'BEN KİMSE ÜZERİNDEN PARA KAZANMAYA ÇALIŞMADIM'
Tutuklu sanık Nadir Bingöl, "Yararlanmak isteyen firmaların işlemlerinin yapılması üzerine firmaları yönlendirdik. Ben de bu teşvikleri firmalara anlattım, yönlendirdim. Sonra program bakanlık tarafından sonlandırıldı. Bu kişileri siz mi aradınız, 6 bin kişiyi sorusuna şirketler bu isimleri nereden buldu. Ben kişileri bulmuyorum. Firmalar ile iletişim kuruyorum. Bu 6 bin kişi firmaların çalışanı. Burada bir yetkim sorumluluğum yok. Benim yaptığım iş yaptığım için aracılık yaptığım için danışmanlık şirketinde anlaştığımız rakam üzerinden ödemeler geldi. Ben kimse üzerinden para kazanmaya çalışmadım. Herkes ek iş yapar ben de aracılık yaptım. Haziran ayında yazıya göre sadece 7 bin lira kalmıştı. Firmalar ödemeleri yapmaya devam ediyordu. Hazırda kamu zararı kalmamış şirketler ödemelerini devam ettiriyor. Ben direkt kamudan herhangi bir ödeme almadım. Kamu zararına uğratan firmaların almış olduğu ödenekler. Kurumlarda gereken denetim kontrol maalesef yerine getirilmemiş" diye konuştu.
'BAKANLIK DENETİM YAPAMAYACAĞINI ANLADI'
Danışmanlık şirket sahibi tutuklu sanık Sefa Özmen, "2023 yılında MESEM teşvikiyle tanıştık. Erkut Bey, Nadir Bey'in çevresi olmasıyla firmalarla görüşmeler yaptık. Teşviki anlattık, nasıl yapabileceklerini anlattık. Gerekli bilgi ve evrakları söyledik. Firmalar bu gerekli evrakları kendileri personelleriyle hazırlayıp, evrakları bize teslim ettiğinde bizim yaptığım tek şey evrakları okula teslim etmek. Milli Eğitim Bakanlığı çıkardığı teşviki ne denetleyebildi ne komisyon kurabildi. Bunları yapamayan Milli Eğitim bizi suçluyor. Bunları senin yapman. Bakanlık bu yanlışı gördü, 2023'te teşviki bitirdi. Denetim yapamayacaklarını anladılar. Milli Eğitim hür- pak, ben suçluyum. Firma kendi personelinin bilgisini kendisi veriyordu. Firmaların yüzde 80'i, 90'ı kamu kararını giderdi. İçeride bu kadar organize edebildim.
'KAYIT YAPILMASINA MÜSAADE ETMEDİM'
Tutkulu İzmit Atatürk Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi Müdürü Rümeysa Şen, "21 sene hizmet eden bir eğitimci olarak, bir doktorun eşi olarak 2 yıldır bu konuyla ilgili mağduriyet yaşıyorum. 16 Mayıs 2023'te Milli Eğitim müdürüne karşılaşan sorunları yazdım. Kursiyerlerin ya da firmalara giden kursiyerlerin bize iş bıraktıklarını anlattım. Bu yazıma il müdürlüğünden cevap gelmedi. Teşvik programları çok değişiklik göstermişti. Bu teşvik programı 7 Ocak 2022'de başlamış, yani ben okula atanmadan 7 ay önce başlamış bir süreç. Haziranda atandığımdan kasım ayına kadar da herhangi bir kayıt yapılmasına müsaade etmedim. İl Milli Eğitim müdürü ve İlçe Milli Eğitimin söylemesinin ardından yine de herhangi bir atama yapmadılar. İl Milli Eğitim şube müdürümüz kasım ayının ortasında Cumhurbaşkanımızın yılbaşına kadar 1 buçuk milyon usta yetiştirme sözü var; bu süreçte boşta hiçbir okul kalmayacak dediler. Kontenjanı olan tek okul bendim. Diğer okullar kontenjanlarını doldurmuştu. Müfettişlere tüm evrakları şeffaflığıyla verdim. Bize gelen evraklar işletmelerden geldi. İşletmelerin bizlere doğru bilgi vermesi ile ilgili yükümlülükleri vardır. Benim o verileri ne arama ne de bulma imkanım var. Benim okulum uyuşturucu, nefret, açlık, LGBT, nefret ile mücadele eden bölgede önceliğim öğrencilerin güvenliğini sağlamaktır. Bakanlığa defalarca gittim; bizim bu süreçte işletmeler ile bakanlık arasında bir uyumsuzluk olduğunu anlattım. Benim herhangi bir menfaat elde etmediğim ortaya çıkmış durumda. Firari müdür yardımcı S.K.'ya bu görevi tüm yöneticilerle birlikte verdim. Bana herhangi bir eksik olmadığını söyledi. Müdür yardımcısını yeterince yapamamış bir eğitimci olabilirim bu tartışılır ama bir ben varım burada. İlçe, il milli eğitimden kimse yok. Ben kendi kendimi mi afiş etmiş oldum? Benim gönderdiğim yazıdan sonra cevap gelmedi, sonra bakanlık genelgeyi düzenledi. Kaçma şüphem olsaydı ben sadece idari soruşturma sürecinde kaçardım. Tahliyemi istiyorum" dedi.
Tutuklu sanık Suzan Ölmez ise kendisinin sadece danışmanlık yaptığını söyleyerek tahliyesini istedi. Danışmanlık şirketi personeli tutuklu sanık Özer Bingöl de "Görevim evrakları okula teslim etmekti" dedi.
Mahkeme 7 tutuklu sanığın tahliye talebini reddederken, tutuklu sanık İ.H.B.'nin tahliyesine hükmetti. Ayrıca mahkeme adli kontrolle yargılanan tüm sanıkların bu tedbirinin kaldırılmasına karar verdi. Birinci duruşmanın ikinci oturumu pazartesi günü görülecek. (DHA)
FOTOĞRAFLI