Aksaray tarihi araştırılmayı bekliyor
Tarih Araştırmacısı Mustafa Fırat Gül Aksaray’ın tarihinin derinlemesine araştırılmasının önemine dikkat çekti. Tarih araştırmacısı olarak bölgenin turizmine de ışık tutacak belge ve bilgilerin önemi vurgulandı. Yeni nesillere tarihi aktarmanın yolunun önce aile içerisinde başladığına dikkat çekerek, özellikle Aksaray’ın yakın tarihinin mutlaka araştırılması gerektiğini söyledi. Mini bir söyleşide bulunduğumuz tarih araştırmacısı Mustafa Fırat Gül, sorularımızı cevapladı.
Öncelikle kendinizden bahseder misiniz?
1979 yılında Gülağaç ilçesinde dünyaya geldim. İlk, orta ve lise tahsilimi burada tamamladım. Lise sonrasında hemen üniversiteli olamadım. İşyerimiz vardı. Esnaflık ve başka sebepler yüzünden üniversite okumayı geciktirdim. Sonrasında askere gittim. Van’da Erciş ve Çaldıran’da Jandarma olarak uzun dönem vatani görevimi tamamladım. 2001’de, askerlik sonrasında bir süre inşaatlarda boyacılık yaptım. Konya-Kulu’da inşaatta çalışırken birisi iskeleden düştü ama bize işveren kişi bu düşmeyi bile “numara yapmayın” diye ciddiye almayıp, o düşen kişiye sahtekâr muamelesi yapınca yaşım kaç olursa olsun üniversite okuyacağım dedim.
Herkes aileme destek olmam gerektiğini söylese de ben 2002’de Selçuk Üniversitesi Tarih Bölümü’nü kazandım ve 2007 yılında da tahsilimi tamamladım. Daha sonra Aksaray Belediyesi Kültür ve Sosyal İşler Müdürlüğü’nde asgari ücretle başladım, 1-2 ay asgari ücretle idare et denildi ama tam 8 yıl asgari ücretle çalıştım. Hafta sonları eski mesleğimi, yani boyacılık yaptım.
2009’da ilk kitabımı, Necip Fazıl ve Tiyatro’yu yayınladım. 2011’de Aksaray ilk valisi A. Sabri Bey’in manzum eseri Çiftçim Diyor Ki, Eski(me)yen Aksaray Fotoğrafları ile Aksaray Şehit ve Gazileri isimli kitaplarım basıldı. 2010-2012 arasında Aksaray Azm-i Millî T.A.Ş. konusuyla yüksek lisans tezimi tamamladım. Yine 2012’de Aksaray ilk valisi A. Sabri Bey’in manzum eseri İmdad’ı yayınladım. 2013’te Bir Zamanlar Aksaray'da Ticaret ve Eski(me)yen Aksaray Fotoğrafları 2’yi yayınladım. 2014’te Aksaray ilk valisi A. Sabri Bey’in Manzum Osmanlı Tarihi, Zekai Erdal ile birlikte Aksaray Dağarcığı ve Orhan Özdil ile birlikte Aksaray’ın Tek Şer’iyye Sicili’ni yayınladık.
2016’da Eski(meyen) Aksaray Fotoğrafları 3, Ahmet Kuşsan ile Aksaray’da Medfun Ecdâd’a Meftun Ahfâd, editör olarak Aksaray’da Muhasebecilik kitaplarını okuyucu ile buluşturdum.
2017’de Z. Erdal ve O. Özdil ile Aksaray Ulu Câmi, Kocaeli Noter Defteri 1 ve Kocaeli Noter Defteri 2’yi ve 2018’de Alper Uzun ile Mehmet Gazali’nin Balıkesir Vilayeti Coğrafyasını günümüz Türkçesi olarak yayınladım.
2014 itibari ile sözleşmeli memur olarak çalışmaya başladım. Hemen akabinde Aksaray Azmi Milli Müzesi sorumlusu ve arşiv kurma görevi verildi. 2014 yılından beridir Aksaray Belediyesi Azm-i Milli Bilim ve Sanayi Müzesi ve Arşivinin sorumlusu olarak çalışmaktayım. Yakın dönem Türk tarihine ilgim olduğundan bu konularda araştırma yapıyorum ama özellikle Aksaray tarihi ile ilgili araştırmalar ve yayınlar yapıyorum. Uluslararası dergilerde makaleler yayınlamaya devam ediyorum. Seydibeşir Esir Kampı ve Sarıkamış Savaşı ile alakalı özellikle araştırma yapıyorum.
13 yıldır da Yeni Aksaray gazetesinde Aksaray tarihi ile ilgili araştırmalarımı okurlarımla ve tarih meraklılarıyla köşe yazılarımda paylaşıyorum.
Aksaray tarihinin yeterince araştırıldığını düşünüyor musunuz?
Aksaray’ın tarihi yeterince araştırılmamıştır. Daha öyle konular var ki araştırılmayı bekleyen ileride pek çok araştırmacıyı meşgul edecektir. Uluslararası Aksaray sempozyumları bu bakımdan oldukça önem arz ediyor. Ama bilindiği gibi sempozyumlardaki bildiriler tadımlık gibidir. Bu bilgilerin üzerine yeni şeyler koymak gerekir. Büyük İskender döneminde Aksaray üzerine müstakil bir çalışma şart mesela ama yok. Bizans dönemindeki Aksaray hakkında çok şey bilmek isteriz ama maalesef bu yeterli miktarda değildir. Aksaray’ın Anadolu Selçukları dönemindeki yerini anlatan bir tez vardır ama bu tezin üzerine yazılacak çok şeyin olduğunu bizzat tezi yazan akademisyen söyler. Yine Osmanlı dönemindeki Aksaray hakkında araştırma yeterince yoktur. Cumhuriyetin ilk yıllarında Aksaray üzerine daha nice kitaplar yazılabilir.
Tarih araştırmalarının turizm açısından önemi nedir?
Bu konuda aklıma hemen güneydoğu Anadolu bölgesinden örnekler gelir. Özellikle son yıllarda Göbeklitepe adeta bir gizem olmuştur. Hem malum hem meçhul bu mekânı cazibe merkezi yapan tarihtir. İnsanlar bilmediği yere gitmek istemez. Tarih araştırması yapılırsa bilgi sahibi olunur. Ve bu bilgiler de iyi bir şekilde Türkiye’ye ve dünyaya duyurulursa turizm hayal edilemez bir şekilde terakki ve de nihayetinde tekâmül sağlar. Türkiye’de son zamanlarda tarihle irtibatlı olarak inanç turizmi de bu kapsama dâhil edilebilir. Çünkü tarihi eser ve ya da eserle alakası olan şahısların tanıtılabilmesi için öncelikle iyice araştırılması gerekir.
Aksaray tarihi araştırmalarının turizm açısından hedef kitleye ulaştığını düşünüyor musunuz?
Maalesef. En basit örnek olarak Aksaray Azm-i Millî Türk Anonim Şirketi’nin yeterince tanıtılamaması söz konusudur. Bu tarihi şirketin ve un fabrikasının 10 senedir araştırmasını yapan benim. Yüksek lisans tezim de bu şirkettir ama turizm yönünden etkisini ya da turizmdeki payını hissedemiyoruz ve dahi göremiyoruz. Yine Aşıklıhöyük çok eski bir yerleşim olmasına rağmen ülkemizde kaç kişi tarafından biliniyor. Özellikle ziyaret ediliyor mu? Yakınlarımızdaki Çatalhöyük kadar bilinmediği için de Aksaray’a yolu düşen turistlere bahsettiğim arkeolojik alanı tavsiye ettiğimde inanamıyorlar böyle bir yerin burada olduğuna. Daha bunun gibi pek çok örnek verebiliriz. Bir de galiba tur şirketleri de Aksaray’ı özellikle merkezdeki tarihi eserleri gezi kapsamına dahil etmiyorlar. Zira Eğri Minare görülmeden, Azm-i Millî Bilim ve Sanayi Müzesi gezilmeden olur mu? Kısacası tarih araştırmaları yeterli olmamakla birlikte araştırmalar neticesindeki bilgileri, bulguları da turizm sektöründeki hedef kitleye aktaramadığımızı düşünüyorum.
Tarih araştırmalarının hedef kitleye ulaştırılması için internet ve sanal ortam ne kadar kullanılıyor?
Ben bir ara dergi çıkardım. Kırk Bir Kere Aksaray isimli bu derginin bir amacı da turizm potansiyelimizi ifade edebilmekti. Ve bu haberleri, görselleri de internet üzerinden meraklılarına göstermeye de çalıştım. Tarih araştırmalarının günümüzde en hızlı duyurulma süreci internette oluyor. Sosyal medyada kısa süre içerisinde bilgiler milyonlara ulaşıyor. Burada tabi dikkatli olmak lazım. Yani verilen haberlerin mümkün mertebe öz olması gerekiyor. Son zamanlarda özellikle Aksaray Belediyesi’nin bu konuda daha gayretli olduğunu gözlemliyorum. Twitter’den paylaşımlar yaparak sorular soruluyor ve bilenlerden bazılarına ödül veriliyor. Haliyle de daha çok insan bu vesile ile haberdar oluyor.
Sanal ortamda tarihi yanlış yorumlamalar hakkındaki düşünceleriniz nelerdir?
Sanal dünyada filtre, sorgu, denetim neredeyse yok. Bu yüzden de yalan-yanlış çok bilgi dolaşıyor ortalıkta. Atatürk başta olmak üzere tarihi şahsiyetler hakkında o kadar alakasız bilgiler var ki hangisini düzelteceksiniz? Bu konuda maalesef pek çoğunun derdi bilgi vermek ya da bilgilendirmek değil de kafa karıştırmak, taraftar toplamak. İdeolojik olarak bakıldığı için tarihi gerçeklikleri daha da girift hale getiriyorlar. Bilerek sulandıranlar var. Bazıları inadına yapıyor zaten. Bu konuda insanlarımızın merak etmesi gerekiyor. Mantık hatalarını hissetmesi gerekiyor. Eni bir metre, boyu otuz beş metre bir mezar fotoğrafı paylaşıp “bakın işte bu Hz. Adem’in kabri” diye paylaşanlar var. İyi de bu montaj mı değil mi? Gerçek bir kabir bile olsa bu mümkün olabilir mi? Hatırlarsınız küçükken Cin Ali kitapları vardı. Çubuk gibi bir adamdı bahsettiğim. Bahsettiğim mezardaki adamın bu Cin Ali’den çok daha ince birisi olması gerekiyor. Yahu bu mümkün olabilir mi? Düşünün bunları gerçek sanan var. Falan padişahın bilmek şu kadar kıza tecavüz ettiği bilgisinin altına bir kitap adı, bir sayfa numarası yazanlar var. Güya sanki gerçek bir bilgiymiş gibi algı operasyonu. Yok böyle bir bilgi bahsedilen kitapta. Dedikleri sayfaya bakıyorsunuz. Hiç ama hiç alakası yok. Aksaray’la alakalı da bazen eski fotoğraflar üzerinden çok hata görüyorum. Örneğin Vali Konağı’nın olduğu bir fotoğrafın altına 1915 ya da 1920 yazanlar oluyor. Halbuki bu bina 1930’da tamamlanmış. Nasıl 1920 olur diyen yok. Daha çok anakronik durum var.
Çözüm önerileriniz nedir?
Evvela tarihi hadiselere ideolojik gözlüklerle asla bakılmayacağını hatırlamak, bilmeyene de öğretmek gerekiyor. Adam kendini kapatmışsa oradan uzaklaşmak gerekiyor. Zira migrende kafanın bir kısmı ağrır ama cahil ile tartışmak tüm vücudu sızlatır. Onun için eğitim hayatın her alanında. Öğretmenler ama öncelikle evde ebeveyn bu işi ciddiye almalı. Çocukların holiganizme kurban gitmemesi için gayret göstermeli.
Son olarak eklemek istediğiniz var mı?
Aksaray tarihi başta olmak üzere ülkemizin tarihi, özellikle de yakın dönem tarihimiz hakkında çok ama çok belge var araştırılmayı bekleyen. Bu hususta akademisyenlere çok görev düşüyor. Bu konuda daha çok ve daha koordineli çalışılması elzemdir. Bazen aynı konularda benzer çalışmalar yaptırılıyor. Atatürk Üniversitesi’nde yapılmış olan bir doktora tezinin rezaleti de dahil olmak üzere bazı tezler, akademik çalışmalar çok ama çok kalitesizdir. Vakit, enerji kaybıdır. Bu hususlara biraz daha dikkat edilmesi gerekiyor. Akademik dünya bu işin lokomotifidir. İyi hocalarımız var Allah’tan. Eğer donanımlı, iyi niyetli hocalar da olmasa hiç umudum kalmaz ama niteliksiz işlere imza atanların da daha sıkı bir denetimden geçirilmesi gerekiyor. Danışman ücreti alıp vazifesini savsaklayan, öğrencisine bir şey vermeyenler olmasa tarih araştırmaları daha nitelikli olur. Bu üzüldüğüm konular genel tarihimizdir. Aksaray tarihi konusunda daha bir şey diyemiyorum. Yani akademik camiada Aksaray hakkında önümüzdeki süreç önemlidir. Çünkü Aksaray Üniversitesi tarih bölümünde doktora programı bildiğim kadarıyla daha yeni açıldı. Çok güzel konuların çalışılacağına inanıyorum. Hocalarımızın birbirinden ilginç, daha önce hiç günü yüzü görmemiş belgelerden oluşan tezler yaptıracaklarını ümit ediyorum. Çünkü yakın dönem başta olmak üzere Aksaray’ın tarihinin daha pek çok cephesi araştırılmayı bekliyor.
*RÖPARTAJ İBRAHİM AMAÇ