Aliekber METE/ ANKARA, (DHA)- TBMM Yapay Zeka Araştırma Komisyonu'nda sunum yapan, Deloitte Türkiye Mühendislik, Yapay Zeka ve Veri Hizmetlerinden Sorumlu Barış Yenidünya, "Şirketin muhasebe departmanı da olacak veya şirketin tekrarlanabilir iş yapan diğer departmanları da olacak ve bu sistemleri bu ajanlar kendi başlarına kullanabilecekler. Özellikle baktığımızda, hızla büyüyen ve yılda yaklaşık yüzde 45'lik bileşik büyüme oranıyla artacağını düşündüğümüz, çok hızlı büyüyen bir pazar olacak. 2030 da 47 milyar dolara ulaşacak. 2027'de ise şirketlerin yüzde 50'si yapay zeka ajanı kullanmaya veya denemeye başlayacak" dedi.
TBMM Yapay Zeka Araştırma Komisyonu, AK Parti Eskişehir Milletvekili Fatih Dönmez başkanlığında toplandı. Komisyon toplantısının açılışında konuşan Dönmez, tematik toplantıları sürdürdüklerini belirterek, "Sağlıkta, hukukta, eğitimde ve etik dünya da yapay zekanın etkilerini enine boyuna hem kamu temsilcileriyle hem de özel sektör temsilcileriyle birlikte değerlendirdik. Yapay zeka baş döndürücü hızla gelişiyor; sadece şirketleri değil toplumu, bireyleri etkileyen, geleceğimizi şekillendirecek kabiliyette gelişiyor. Tabii, burada biz bu teknolojileri sadece izlemek, kullanmak istemiyoruz. Toplumun yararına mümkün olduğu kadar nasıl kullanabiliriz?' bu önemli. Ama bununla birlikte, hiç şüphesiz, 'Bir yapay zeka ekosisteminin Türkiye'de oluşturulmasına ilişkin ihtiyaçlar, gereksinimler nedir?' bunları da zaman zaman önceki toplantılarımızda tartışmıştık. Ama asıl bugün bu 4 firmamız, 'Yapay zeka ekosistemi Türkiye'den nasıl oluşturulabilir?' dünyadaki iyi uygulama örnekleriyle mukayese ederek bize görüş ve önerilerini sunacaklar" ifadelerini kullandı.
'YAPAY ZEKA AJANLARI, 2030 YILINDA 47 MİLYAR DOLARA ULAŞACAK'
Ardından Deloitte Türkiye Mühendislik, Yapay Zeka ve Veri Hizmetlerinden Sorumlu Barış Yenidünya, milletvekillerini bilgilendirdi. Yenidünya, yapay zekanın çok hızlı bir şekilde geliştiğini belirterek, "Son 6-7 ayda gündemimize çok yoğun şekilde girmiş olan Agent'lar yani 'Ajan' şeklinde çevirebileceğimiz yapay zeka ajanları var. Bunlara, 'Sanal çalışanlar' da diyebiliriz. Bunu ChatGPT gibi ürünleri düşünebiliriz. Belli bir veriye, kaynağına ulaşıp sizin sorularına yanıt verebiliyor ancak ajanlar ise bilgisayarı, uygulamaları kullanabiliyor, öğrenebiliyor, uyarlanabiliyor ve verimli çalışabiliyorlar. Ajanlar, artık iş hayıtımızda göreceğimiz çalışanlar. Bir sanal ajan örneği: Kullanıcılardan herhangi bir iletişim kanalıyla gelen bir veriyi sanal ajanın yanıtladığını düşünelim, arkada bir şirketin kaynak planla sistemine bağlanıyor olabilir. İK sistemine bağlanıyor olabilir ve burada kullanıcın niyetini anlayarak, sesi metne çevirerek, metni sese çevirerek yanıt verirken, kullanıcın duygularını anlayarak yanıt verebilir. Bunun en basit örneği çağrı merkezleri. Düşünelim, müşteri farklı kanallardan geliyor ve biz bunu yapıyoruz. Tabii, sadece çağrı merkezi olmayacak. Şirketin muhasebe departmanı da olacak veya şirketin tekrarlanabilir iş yapan diğer departmanları da olacak ve bu sistemleri bu ajanlar kendi başlarına kullanabilecekler. Özellikle baktığımızda, hızla büyüyen ve yılda yaklaşık yüzde 45'lik bileşik büyüme oranıyla artacağını düşündüğümüz, çok hızlı büyüyen bir pazar olacak. 2030 da 47 milyar dolara ulaşacak. 2027'de ise şirketlerin yüzde 50'si yapay zeka ajanı kullanmaya veya denemeye başlayacak" diye konuştu.
'GENÇ NÜFUSUMUZ DİJİTAL EVRİME UYUM SAĞLAYABİLİR'
Yapay zeka ile ilgili Türkiye'nin önünde büyük bir fırsat bulunduğunu söyleyen Yenidünya, sektör ile ilgili ise "Doktora mezunlarının çoğu artık özel sektöre geçiyor. Buradaki geçiş oranı yüzde 70, özel sektör ve özel laboratuvarlara kaydı. Bunun tabii belli nedenleri var, hem sistemlere hem de kaynaklara erişim ve finansal getiriler nedeniyle kaydı. Bunu konferanslarda yapılan yayınlarda da görüyoruz, yaklaşık yüzde 40'ı özel sektörden çıkıyor. Bizim ise Türkiye olarak büyük bir fırsatımız var, genç nüfusumuz dijital evrime uyum sağlayabilir. Diğer ülkelere baktığımız zaman büyüyen, bilim, teknoloji, mühendislik ve matematik mezunu olan çok büyük bir genç nüfusumuz var. Eğer doğru yetkinlikleri sağlayabilirsek, yönlendirebilirsek etkisinin büyük olacağını düşünüyoruz. Avrupa Birliği’nde (AB) bunun sorun olduğunu biliyoruz ama Türkiye demografik eğride orada değil ve bu yıl yaklaşık 5,9-6 milyon STEM mezunu olacak, bu bir projeksiyon, baktığımız zaman büyüyoruz ancak buna rağmen yetenek rekabetinde istediğimiz noktada değiliz. Küresel rekabet endeksinde 81'inci sıradaymışız. Özellikle otomasyon riskinin yapay zekayla beraber çok etkilediği bir ülke durumundayız, bu da bize şunu gösteriyor: bu otomasyon riskine karşı iş gücümüzü eğitmeli, kendimizi dönüştürmeliyiz" dedi.
'YAPAY ZEKA VERİ MERKEZLERİNE İHTİYACIMIZ VAR'
Yenidünya Türkiye'nin veri merkezlerinde bazı hizmetlerin var olduğunu ancak belli kısıtlamalarla karşılaştıklarını ekledi. Yenidünya, Belçika’da yapılan bir araştırmanın sonuçlarını paylaşarak, "Belçika'da veri merkezleri 2007'den 2015'e kadar 775 milyon dolarlık bir yatırım yapılmış. Aslında tek bir veri merkezi kurulmuyor, girdikleri zaman 3, 4 tane veri merkezi kuruluyor ve 2007'den 2014'e kadar 900 milyon euroluk gayri safi yurt içi hasılaya katkısı olmuş. 1,3 milyar dolar daha bekliyorlar. Bunun güncel rakamını bilmiyorum. Burada önemli 2 tane faktörü var, 'Yıllık bin 500 tam zamanlı iş yarattım' demişler ve 'Yüzde 90'ı üniversite diploması olmayan teknik personel' demişler bu işin yarattığı fayda var. Çalışanlara, tedarikçilere eğitim veriliyor, inşaat döneminde ise 3 bin 900 istihdam yaratmışlar. Biz ise Tayland raporu hazırladık. Onlar da veri merkezleri kurmuşlar. 2025-2029 arası yaklaşık 842 milyon dolar yurt içi hasılaya katkısı olacağı düşünülmüş. Dolayısıyla bunların faydaları büyük de olabilir. Bunu niye özellikle burada anlatıyoruz? Bizim yapay zeka için veri merkezlerine ihtiyacımız var; kendi veri merkezlerimizi kurarken bunları da gündeme almak ve yatırım olarak da çekmek mutlaka faydalı olabilir" değerlendirmesinde bulundu. (DHA)
FOTOĞRAFLI