Mehmet İNAN- Hüseyin SEZGİN/ BURSA, (DHA)- BÜYÜK Birlik Partisi (BBP) Genel Başkanı Mustafa Destici, “Silah bırakacakmış, şartsız, pazarlıksız, müzakeresiz. Bıraksın. Ama sadece PKK olarak değil. PYD de bırakacak, YPG de bırakacak, PJAK da bırakacak. Hepsi bütün uzantılarıyla bırakacak. KCK da kendini feshedecek. Sadece PKK değil. İran'daki PJAK da kendini feshedecek. Suriye'deki SDG, PYD, YPG de kendini feshedecek. Hatta Türkiye'deki bu DEM Parti de. Çünkü o da PKK'nın partisi. Kendini feshedecek ve terörü lanetleyecek ve yeni bir parti kuracak. Türkiye partisi olarak yoluna devam edecekse edecek” dedi.
BBP Genel Başkanı Mustafa Destici, Bursa’da Ulu Camii ve Hanlar Bölgesi’nde esnaf ziyareti yaptı. Esnaf ve vatandaşlarla sohbet eden Destici, emekli ve asgari ücretlilerin büyük sıkıntılarının olduğunu söyleyerek, “Emeklilerimizin büyük sıkıntısı var. Temmuz 2023’ten beri söylüyorum. O zaman verilen yüzde 25’lik zam maalesef kök maaş hikayesine kurban gitti. O zaman en düşük emekli maaşı 7 bin 500 lira alıyordu. Yine 7 bin 500 lirada kaldı. İşte o kalıştan bu zamana emeklinin yaklaşık 8 bin TL kaybı var. Bu 8 bin TL’nin behemehal bu emekliye verilmesi ve en düşük emekli maaşının 25 bin TL’nin üzerine çıkarılması gerekiyor. Çünkü emeklimiz gerçekten zor durumda. İkincisi asgari ücretlimiz. Burada asgari ücretlilerimiz önümüzü kesiyor, konuşuyoruz. Asgari ücretlilerimize de bu ocak ayında bir hak mağduriyeti yaşatıldı. O da enflasyon yüzde 44 çıktı. Ama asgari ücret yüzde 30 arttırıldı. Yüzde 14 gibi bir kaybı oldu. İlk 6 aylık da yüzde 16 enflasyon kaybı. 16 artı 14 eşittir yüzde 30. Bu temmuz ayında en az yüzde 30 artırılması gerekiyordu. Ama hiç zam verilmedi. Ama kiralar, yüzde 45 arttı. Yani asgari ücretliye hiç zam verilmedi. Emekli yüzde 15 aldı, memur emeklisi, işçi emeklisi yüzde 16 aldı. Kiralar yüzde 45 arttı. Yani burada dengeyi sağlamak gerekiyor” diye konuştu.
‘KAMU İŞÇİLERİ 7 AYDIR FARKLARINI ALAMADI’
Kamu işçileri ile ilgili toplu sözleşme görüşmelerinin 7 aydır devam ettiğini hatırlatan Destici, “7 ay geçti. Hala ocakta alacağı zammı 600 bin kamu işçisi alamadı. Bu görüşmeler niye geçtiğimiz yılın ikinci döneminde tamamlanmıyor. 7’nci aya gelmiş ve hala fark verilmemiş. En son hükümetin teklifi birinci 6 ay için yüzde 24 ve daha sonraki dönemler için de enflasyon farkı olarak ifade edildi. Bizce kabul edilebilir, makul bir rakam. 2026 için de yüzde 5’lik bir refah payı vererek, bence bu toplu sözleşmeyi tamamlamak gerekiyor. Ve işçilerin de ocaktan beri hak ettikleri bu zammı almaları gerekiyor” ifadelerini kullandı.
‘TERÖRE ÜLKENİN BORCUNUN 4 KATINI ÖDEMİŞİZ’
Terörsüz Türkiye sürecine de değinen Mustafa Destici, “Elbette ki hepimiz terörsüz Türkiye istiyoruz. Çünkü teröre biz 40 yıldan fazla bir zamandır, binlerce şehit vermişiz. On binlerce insan kaybetmişiz. Ve 2 trilyon dolardan fazla para harcamışız. Bu şu demek bakın. Bizim şu anda ülke olarak iç, dış, kamu, özel, 550 milyar dolar borcumuz var. Bunun 4 katını biz terörle mücadeleye harcamışız. Bu para harcanmasa da ekonomiye girseydi, bugün işsizlik olmazdı. Bugün bu konuştuğumuz emeklilerimiz 16 bin değil, 36 bin alıyor olurdu. Asgari ücretlimiz 22 bin değil, 50 bin alıyor olurdu. Öğretmenimiz 50 değil, 100 bin alıyor olurdu” dedi.
‘BİZ BU HAİN TERÖRİST GÜRUHA GÜVENMİYORUZ’
Süreçte samimiyet görmediklerini söyleyen BBP Genel Başkanı, “Bizim devletimizden ya da Cumhur İttifakı ortaklarımızdan bir şüphemiz yok. Abdestlerinden ya da iyi niyetlerinden şüphemiz yok. Biz karşımızdaki bu hain terörist güruha güvenmiyoruz. İpleri Amerika'nın ve İsrail'in elinde olan bu katiller sürüsüne güvenmiyoruz. Ne dendi? Şartsız, pazarlıksız, müzakeresiz silahları bırakacaklar. Kendilerini feshedecekler. Çok güzel. Ama daha birkaç gün önce PKK'nın siyasi partisi DEM’in Eş Genel Başkanlarından bir tanesi açıklama yaptı. Ne dedi? ‘O anayasa değişikliği taslağı eninde sonunda önümüze gelecek’ dedi. Tırnak içinde Tuncer Bakırhan ‘O zaman göreceğiz. Burada demokratikleşmeyle ilgili bir şey var mı. Sözde Kürt sorunuyla ilgili bir şey var mı. Bunları göreceğiz. Buna göre karar vereceğiz’ dedi. Yani bir şart ileri sürdü. Daha bugün Kandil'deki terör örgütünün elebaşlarından Cemil Bayık'ın açıklamaları basına düştü. Benzer şeyleri söylüyor. Yani terörist başı dahil, ondan başlayarak bütün teröristlerin affından, yine sözde demokratikleşmeden, yine tırnak içinde Kürt sorunu çözülmesinden ve kullandıkları ifadeler, hala bölücü dil ifadeleri. Ne diyor? Mezopotamya halkları, Türkiye halkları gibi böyle abuk subuk temelsiz. Ya bu ülkede bir tane halk var, hepimizin ortak adı Kürt'üyle, Türkmen'iyle, Alevi'siyle, Sünni'siyle, Çerkez'iyle, Boşnak'ı da o da Türk milletidir” şeklinde konuştu.
‘BU HALKIN ADI TÜRK MİLLETİDİR’
‘Türk halkı’ kelimesinin değiştirilemeyeceğinin altını çizen Destici, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Bunu kimsenin değiştirmesine bu millet müsaade etmez. Kimse hayal görmesin. Buna kimse müsaade etmez. Biz de etmeyiz. Hiç kimse etmez. Ne anayasada ne yasada böyle bir değişikliğe kimse müsaade etmez. Dolayısıyla yok efendim Mezopotamya halkıymış, yok efendim işte Anadolu halkıymış. Bir kere bunları kesecekler. Bu halkın, bu milletin adı Türk milletidir. Biz adımızı Türkiye'den almadık Türk milleti olarak. Bu millet Türk olduğu için, bu ülke Türkiye oldu. Onun için Türkiye kondu. Buradaki millet kurulurken, bu devlet Türk olduğu için Türkiye dendi. Başka bir şey olsaydı başka bir şey söylenirdi. Nasıl Fransızların çok yaşadığı yer olduğu için Fransa denmişse, Almanların yaşadığı yere Almanya denmişse, Yunanlıların yaşadığı yere Yunanistan denmişse, burası da Türklerin vatanı olduğu için buraya Türkiye dendi. Şimdi biz vatanımızı mı paylaşacağız. Öyle bir şey olabilir mi. Ya da vatanımızın, milletimizin kimliğini mi tartışmaya açtıracağız. Onun için biz net söylüyoruz. 1’inci olarak herkes bu milletin bir kere kimliğiyle oynamayacak. 2’ncisi, devletin ismiyle de oynatmayız, bayrağıyla da oynatmayız, marşıyla da.”
‘DEM PARTİ DE KENDİNİ FESHEDECEK’
PKK’nın silah bırakma sürecine de değinen Mustafa Destici, şöyle konuştu:
“Silah bırakacakmış, şarjsız, pazarlıksız, müzakeresiz. Bıraksın. Ama sadece PKK olarak değil. Efendim PYD de bırakacak, YPG de bırakacak, PJAK da bırakacak. Hepsi bütün uzantılarıyla bırakacak. Kendini feshetti, etsin. Elbette memnun oluruz. Şartsız, pazarlıksız. Müzakeresiz. KCK da kendini feshedecek. Sadece PKK değil, İran'daki PJAK da kendini feshedecek. Suriye'deki SDG, PYD, YPG de kendini feshedecek. Hatta Türkiye'deki bu DEM Parti de. Çünkü o da PKK'nın partisi. Kendini feshedecek ve terörü lanetleyecek ve yeni bir parti kuracak. Türkiye partisi olarak yoluna devam edecekse edecek. Bunları yapmadıktan sonra, birtakım şartlar ileri sürerek bunlar olmaz. Evet bizim içimizde farklı etnik kökene sahip kardeşlerimiz var Kürtler var, Araplar var, Boşnaklar var, Çerkezler var. Bu bizim bir gerçeğimiz ve onlar bizim kardeşimiz. Biz bin yıldır birlikte yaşıyoruz. Dolayısıyla biz etnikçi değiliz ya da biz kavmiyetçi ya da ırkçı değiliz. Ama bu milletin bir ortak adı var. O da Türk milletidir. Efendim farklı mezhepte, işte özellikle Alevi kardeşlerimiz var. Benim genel başkan yardımcım var Alevi. Aksaray Sultan Samut Ocağı talibi. Dolayısıyla Aleviler bizim kardeşimiz. Ama bu milleti Türk, Kürt, Alevi diye bölmeye kalkarsak, bir ayrıcalık tanımaya kalkarsak, o zaman bizim Irak'tan, Suriye'den, Afganistan'dan, Lübnan'dan bir farkımız kalmaz. Onun için biz üniter yapımızı muhafaza edeceğiz. Devletimizin varlığını, ülkemizin bütünlüğünü, milletimizin birliğini ve kardeşliğini kimseye bozdurmayacağız.”
‘ELİNE AYBÜKE ÖĞRETMENİN KANI BULANANI SALIVERMEYECEĞİZ’
Silah bırakan teröristlerin yargılanmaları gerektiğini de belirten Destici, “Gelip devlete teslim olacaklar. Devletin adaletine teslim olacaklar ve tabii ki suç işleyenler, elinde şehit kanı bulunan herhalde affedilmeyecek. Elinde o Aybüke'yi, Yalçın öğretmenin kanı bulananı herhalde salıvermeyeceğiz. Onlar ceza çekecekler. Ama suça bulaşmamış olanlarla ilgili, devlet bir tasarruf yapabilir. Ama suça bulaşanlar, terörist başı dahil, mutlaka ama mutlaka işlediği suçun bedelini, anayasamıza ve yasamıza göre o suçun karşılığı neyse, onu çekecek. Onu çekmeden elini, kolunu sallayarak ya da genel bir af, bunlar toplumumuzun vicdanında kabul görmez. Devlet kendine karşı işlenen suçları affedebilir. Ama kişinin kişiye karşı işlediği suçları, devlet bize göre affetmemelidir. Şimdi şehit edilen öğretmenin, polisin, askerin, güvenlik korucusunun geride kalan çocuğu ne diyor, eşi ne diyor, anne-babası ne diyor. Onlar haklarını helal ediyorlar mı? Çünkü onların çocuğu ölmüş, onun babası ölmüş, onun kocası ölmüş, onun evladı ölmüş. Onun için dolayısıyla da burada bu yetki kişilerdedir. Kul hakkıdır. Kul hakkıyla ilgili devlet tasarruf yapmamalıdır” diye konuştu.
‘SDG SURİYE HÜKÜMETİNE TABİ OLMAZSA, TÜRKİYE BEKLEMEDEN HAREKAT BAŞLATMALI’
Suriye’deki gelişmeler hakkında da açıklama yapan Destici, “Suriye'de iki türlü gelişmeler var. Bir İsrail'in Dürzileri bahane ederek, Suriye'nin bir kısmını işgal etme ve Dürzilerle, özellikle Arap aşiretler arasında bir çatışma çıkarma projesi hayata geçti. Ve şu anda Dürzilerle, Arap aşiretler savaşıyor. Suriye hükümeti bir ateşkes sağladı ama bu ateşkes ara ara bozuluyor. Diğer taraftan işte PYD, YPG, SDG, merkezi Suriye hükümetine tabi olmadılar. Konuştuğumuz PKK'nın uzantısı ayrı bayrak, ayrı ordu, ayrı bölge devam ediyor. Bir mesele de o. Bizim için mutlaka silah bırakması lazım. Ya da merkezi Suriye hükümetine tabi olması lazım. Türkiye hangi şartta olursa olsun, karşımızda kim olursa olsun, Amerika, İsrail dahi olsa, eğer Suriye'nin kuzeyindeki yapı silah bırakmaz ve merkezi Suriye hükümetine tabi olmazsa, Türkiye hiç beklemeden harekatı başlatmalı ve orada terörü yok etmelidir” dedi.
‘MECLİS AÇILDIĞINDA TÜRKMENLERİN 25 KOLTUĞUNUN OLMASI LAZIM’
Suriye’deki Türkmenleri işaret eden Destici, şunları söyledi:
“Bakın bir kere Türkmen sayısı o bölgedeki PKK, PYD, YPG'ye tabi olan etnik kökenlerden, yani gruplardan 3 kat daha fazla. Onlar 1 milyonsa, Suriye Türkmenleri 3 milyon. Ama idare ettikleri bir alan yok. Türkiye'yle birlikte olanlar dışında. Peki bakanlık aldılar mı, almadılar. Şimdi Halk Meclisi kurulacak. En az 25 tane Türkmen olması lazım. Şu ana kadar böyle bir emare yok. Çobanbey'in tamamı Türkmen, Türk. Hemen bizim sınırımızın ötesi. Oraya getiriliyor ve Türk olmayan bir belediye başkanı atanıyor ya, bu kabul edilebilir mi. Ben bunu kabul etmiyorum kardeşim. Yüzde 90’ı Türk olan Çobanbey'e nasıl oluyor da sen getiriyorsun bir Arap'ı ya da bir başka etnik kökeni orada belediye başkanı olarak görevlendiriyorsun. Çobanbey'de bile Türkler idare etmeyecekse, Türkmenler idare etmeyecekse nerede edecek kardeşim. Onun için biz Türkmenlere sahip çıkmalıyız. Evet Araplar da bizim kardeşimiz, Kürtler de ama her milletin bir önceliği var. Benim önceliğim soydaşlarımdır, Türkmenlerdir. Elbette ki Arapların da Kürtlerin de orada yaşayanların huzur içinde kardeşçe yaşamasını istiyorum. Ama her milletin önceliği kendi soydaşıdır, kendi dindaşıdır. Bu kadar basittir. Onun için Çobanbey'deki bu yanlış da bir an önce düzeltilmeli ve Suriye Halk Meclisi'nde de önümüzdeki günlerde oluşacak mecliste de en az 25 tane Türkmen milletvekili yer almalıdır.” (DHA)
FOTOĞRAFLI