İSTANBUL, (DHA) - DELOİTTE'un 150'den fazla şirketle gerçekleştirdiği araştırmaya göre, katılımcıların dörtte birinden fazlası gündemlerini veri odaklı stratejik önceliklerini masaya yatırmaya alan ve zaman kalacak şekilde planlıyor. Uzman Veri Bilimci Sara Göze Konuya dair yayımladığı teknik analizden hareketle veri bilimi ve insan odaklı yapay zeka dönüşüme ilişkin değerlendirmede bulundu. Göze, "Dijitalleşmede başarı, veri odaklı bir kültür gerektiriyor" dedi.
'DİJİTALLEŞMEDE BAŞARI, VERİ ODAKLI BİR KÜLTÜR GEREKTİRİYOR'
Kuruluşların, veriye dayalı karar verme sürecine geçiş için giderek daha fazla motive olduğunun altını çizen Göze, “Günümüzde şirketler, iş süreçlerini optimize etmek ve sağlam bir veri analizi ortamı kurmak gibi kritik zorluklarla karşı karşıya kalıyor. Net bir veri stratejisi olmadan, deneme yanılma yöntemlerine başvuruluyor ve tek bir veri uzmanının tüm sorunları çözeceğine dair yaygın bir yanılgıya düşülüyor. Oysa dijitalleşme, karmaşık ve çok katmanlı bir süreç. Başarı ise yalnızca teknik uzmanlık değil, aynı zamanda güçlü sosyal becerileri, işbirliğini ve en önemlisi veri odaklı bir kültürü teşvik edecek köklü bir bağlılığı gerektiriyor" ifadelerini kullandı.
'VERİ ODAKLI BİR BİLİNCİN OLUŞTURULMASI ELZEM'
Veri odaklı dönüşümde başarıya ulaşmak için uygulanması gereken prensipleri paylaşan Göze, “İlk olarak, her algoritmanın onu anlayan ve kullanan bir insanla anlam bulduğunu kabul ederek teknoloji ile insanı birlikte düşünmek şart. İlaveten şirketlerin 'daha çok veri toplayalım' demek yerine, veriyle ne yapacağımızı net bir şekilde tanımlayarak kültürün merkezine yerleştirmesi gerekiyor. Çünkü dijitalleşme süreci, şeffaf iletişim ve çalışan katılımı ile desteklenmeli. Aksi halde yapay zeka ve yeni sistemler, çalışanlar için fırsat değil, motivasyonu zedeleyen bir tehdit gibi algılanabiliyor. Bu ilkeler, sosyal medya platformlarından ve academia.edu'dan da erişilebilen teknik dokümanımda (whitepaper) da bahsettiğim gibi, özellikle sağlık hizmetlerinde ve tedarik zinciri operasyonlarında kritik önem taşıyor" diye konuştu.
Göze, dijitalleşme süreçlerindeki zorlukları şöyle sıraladı:
“Dijitalleşme projelerinde karşılaşılan en yaygın zorluklardan biri, veri okuryazarlığı eksikliği. Çoğu zaman işletme sahipleri, konu uzmanlarının birincil görevlerinin yanı sıra, veri toplama, belge takibi ve harici paydaşlarla iletişim kurma gibi veri yönetimi sorumluluklarını da üstlenmesini bekliyor. Bu yaklaşım, uzmanların asıl yetkinliklerinden uzaklaşmasına ve projenin genel verimliliğinin düşmesine neden oluyor. Başarılı bir dijital dönüşüm için sorumlulukların net bir şekilde tanımlanması, uzmanların doğru görevlerle eşleştirilmesi ve her seviyede veri odaklı bir bilincin oluşturulması elzem."
'DİJİTAL DÖNÜŞÜM YAPAY ZEKA VE İNSAN ODAKLI BİR YAKLAŞIMLA GERÇEKLEŞTİRİLMELİ'
Farklı ülkelerde edindiği bilgi birikimini telekomünikasyon, enerji, sağlık, ilaç, medikal cihaz ve lojistik gibi sektörlerde yürüttüğü çalışmalarla küresel faydaya dönüştürdüğünü belirten Göze, "Bugünün iş dünyasında dijital dönüşüm yalnızca bir seçenek değil; rekabetçi kalmak için bir zorunluluk. Ancak bu yolculukta başarı, sadece en son teknolojileri benimsemekte değil, aynı zamanda bu güçlü araçları yapay zeka ve insan odaklı bir yaklaşımla birleştirmekte saklı. Yapay zeka, tekrarlayan görevleri üstlenerek iş süreçlerini optimize ediyor ve çalışanların daha yaratıcı, stratejik ve değer odaklı işlere odaklanmasını sağlıyor. Bu sayede, çalışanlar kendilerini birer otomasyon parçası gibi hissetmek yerine, veriyi anlayan ve bunlarla daha iyi kararlar alan güçlü bireylere dönüşüyor. Böylece çalışanların yetkinliği artarken, inovasyonun da önünü açılıyor. Veriye dayalı sistemler sadece iş süreçlerini değil, karar alma kültürünü de dönüştürüyor. Bugünün liderleri, yalnızca teknoloji yatırımlarıyla değil, veriyi anlayan insanlar yetiştirerek sürdürülebilir dijital başarıyı yakalayabilir" ifadelerini kullandı.