Doç. Dr. Uludağ: Meteorolojik kuraklık artık fizyolojik kuraklığa dönüştü

Doç. Dr. Uludağ: Meteorolojik kuraklık artık fizyolojik kuraklığa dönüştü

Doç. Dr. Uludağ: Meteorolojik kuraklık artık fizyolojik kuraklığa dönüştü

Olgay GÜLER-Umut IŞIK/EDİRNE, (DHA)- TRAKYA'da, bölgenin tarımsal sulaması ve içme suyu gibi ihtiyaçları için kullanılan barajların doluluk oranı, kış yağışlarının yetersiz kalması nedeniyle bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 14 azaldı. Meteorolojik kuraklığın, fizyolojik kuraklığa dönüştüğünü söyleyen Trakya Üniversitesi Doğal Afet Araştırma ve Uygulama Merkezi Müdür Yardımcısı Doç. Dr. Musa Uludağ, "Biz onlarca, yüzlerce yıllık yağışın beslediği yer altı su kaynaklarını kullanılamaz hale getirdik. Bu da özellikle yüzey sularının, akarsuların, göllerin ve göletlerin su seviyelerini ciddi şekilde riske attı" dedi.

Trakya genelinde, yüksek sıcaklık ve yağışsız geçen yaz ayının ardından sonbahar ve kış aylarında da yağışlar yetersiz kaldı. Yağışların azlığı, tarımsal sulama için hayati öneme sahip yer altı sularını doldurmazken, barajlarda da bir önceki yılın aynı dönemine göre düşüş yaşanmasına neden oldu. Edirne, Kırklareli ve Tekirdağ'ı kapsayan bölgede, aktif haldeki 14 barajda bir önceki yılın aynı dönemine göre ortalama yüzde 14 seviyesinde azalma yaşandı. Edirne'de çiftçinin ürününü sulamada kullandığı önemli su kaynaklarından Meriç Nehri'nde ise geçen yıl 85 metreküp/saniye olarak ölçülen debi, bu yıl 67 metreküp/saniyeye düştü.

‘YER ALTI SULARININ SEVİYESİ DÜŞÜYOR’

Trakya Üniversitesi Doğal Afet Araştırma ve Uygulama Merkezi Müdür Yardımcısı Doç. Dr. Musa Uludağ, meteorolojik, tarımsal ve fizyolojik olarak 3 evreden oluşan kuraklıkta artık fizyolojik kuraklık döneminin yaşandığını söyledi. Doç. Dr. Uludağ, "Günümüzde ülkemizde yaşanan kuraklık artık fizyolojik kuraklık. Şunu söyleyebilirsiniz, 'Hocam bu sene geçen seneye göre daha fazla yağış yağdı. Hatta kar da yağdı'. Ama şöyle bir durum var; özellikle barajlar, akarsular, yer altı sularıyla beslenir. Yağışın olmadığı dönemlerde akarsuları besleyen esas faktörse yer altı sularıdır, barajları da besleyen yer altı sularıdır. Dolayısıyla fizyolojik kuraklığı yaşadığımız dönemde, yer altı sularının seviyesi gittikçe düşüyor" diye konuştu.

‘BİR GÜNLÜK YAĞIŞLA OLACAK BİR SÜREÇ DEĞİL’

Yağışların azlığı nedeniyle azalan yüzeysel akışın, barajları beslemede yetersiz kaldığını anlatan Doç. Dr. Musa Uludağ, "Bugün yüzde 14 oranında düşmüştür diyoruz ama bu bir ortalama veri. Mesela Kayalı Barajı neredeyse kuruma aşamasına gelmiş durumda en son verilere göre. Trakya'da geziyorum bazen. En son Trakya'nın küçük bir göletinde geçtiğimiz yıllarda yaz ayında bile çok miktarda su varken, şu an mayıs ayının başlarında yaptığım gözlemde su neredeyse hiç yoktu. Bu da şunu gösteriyor, yağışa bağlı günlük planlamaları artık bırakmamız gerekiyor. Bundan dün değil önceki gece yağan yağış Trakya'da çiftçileri çok sevindirdi. Ancak tarlada ve doğada yapılan küçük bir deneyle ki biz bunu yaptık, dört parmağı geçmedi. Yani yağan yağış yağmur olunca vatandaş, 'Bu çok yağmur yağdı, barajlar doldu' diyor ama bu bir günlük yağışla olacak bir süreç değil" ifadelerini kullandı.

‘YER ALTI SU KAYNAKLARINI KULLANILAMAZ HALE GETİRDİK’

Su seviyelerindeki azlığın önümüzdeki yaz aylarında ciddi risk oluşturacağını belirten Uludağ, "Yer altı sularının beslenmesi binlerce yıllık, yüzlerce yıllık, onlarca yıllık ve günlük yağışlara bağlı olarak şekillenir. Biz artık onlarca, yüzlerce yıllık yağışın beslediği yer altı su kaynaklarını kullanılamaz hale getirdik. Bu da özellikle yüzey sularının, yüzeydeki akarsuların, göllerin ve göletlerin su seviyelerini ciddi şekilde riske attı. Bu da hem içme suyu açısından hem kullanma suyu açısından hem de tarımsal sulama açısından çok büyük riskleri beraberinde getiriyor. Bu yaz döneminde de bunu ciddi bir şekilde yaşayacağımızı söyleyebilirim" dedi.

'YANLIŞ SU KULLANIMI SU KAYNAKLARIMIZA ZARAR VERİYOR'

Yer altı suları, yüzey suları, akarsular ve göller açısından uzun yıllar süren meteorolojik kuraklığın kronikleşerek fizyolojik kuraklığa dönüştüğünü ifade eden Doç. Dr. Uludağ, "Evet, biz şu an bu evredeyiz ve bu ciddi bir risk. Tabii bu evreyi arttıran ve riske sokan diğer bir faktör suyun aşırı kullanımı, yanlış kullanımı, nüfus artışı, balkon yıkamaları, bahçe sulamaları, araba yıkamaları ciddi anlamda su kaynaklarımıza zarar veriyor. Ancak istatistiksel olarak bakarsak, Türkiye'de suların büyük çoğunluğu tarımsal sulamada kullanılıyor. Bu tarımsal sulamada da artık damlama sulama gibi daha tasarruflu, daha verimli ve daha ekonomik olan yöntemlere geçmek durumundayız. Aksi takdirde vahşi sulama ve yağmurlama sistemiyle yapılan sulama çok büyük su kayıplarını beraberinde getirecek" diye konuştu. (DHA)

FOTOĞRAFLI



Perşembe 24 ° / 11.8 °
Cuma 20.9 ° / 11.7 °
Cumartesi 20.1 ° / 12.2 °
Aksaray nöbetçi eczaneleri