'Görme kayıpları düzenli kontrollerle önlenebilir'
Tuğçe ODABAŞI-Emir BENLİOĞLU/İSTANBUL,(DHA)- Dünya Görme Günü kapsamında açıklamalarda bulunan Göz Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Anıl Kubaloğlu, görme kaybının önlenebilir olduğunu vurgulayarak, düzenli göz muayenelerinin önemini dile getirdi. Prof. Dr. Kubaloğlu, “Ülkemizde sağlık sistemine ve ilaca erişim kolaylığı oldukça gelişmiş olduğu için, rutin kontroller hastalık ortaya çıkmadan yapılabilmektedir ve bu da önleyici tıbbın önemini artırmaktadır” dedi.
Her yıl ekim ayının ikinci perşembesi, göz sağlığının önemini hatırlatmak amacıyla Dünya Görme Günü olarak kutlanıyor. Bu özel gün kapsamında Etiler Dünya Göz Hastanesi’nden Göz Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Anıl Kubaloğlu görme kaybına karşı alınabilecek önlemler ve göz sağlığına dair önemli bilgiler verdi.
‘DÜNYADA 2 MİLYAR GÖRME ENGELLİ İNSAN VAR’
Prof. Dr. Kubaloğlu, “Dünyada global anlamda 2 milyar görme engelli insan vardır. Bu görme engelli insanların altıda biri tamamen ışık hissini kaybetmiştir, geri kalanları da normal gözlük camları veya başka tedavilerle net görememektedir. Bu anlamda, körlüğün önlenmesi ve az görmenin düzeltilmesi açısından koruyucu tıbbın önemi çok büyüktür” diyerek Dünya Görme Günü’nün amacını vurguladı.
GÖRME KAYBININ NEDENLERİ
Görme engelinin nedenlerinden bahseden Kubaloğlu, “Görme engelinin en önemli nedenlerinin başında dünyada katarakt gelir. Onu göz tansiyonu hastalığı (glokom), retina hastalıkları ve kornea hastalıkları takip etmektedir. Bunların dışında, gözlüklerle düzeltilebilen kırma kusurları da vardır ki bu da insanların yaklaşık 1 milyarında görme kusuru olduğunu ve gözlüklerle veya tedavi ile düzeltilebileceğini gösterir” ifadelerini kullandı.
Türkiye’deki göz sağlığı hizmetlerinin dünya standartlarına uygun olduğunu belirten Prof. Dr. Kubaloğlu, “Her ülkenin sağlık sistemine ve tedavi yapısına bağlı olarak bu hastalıkların sırası değişmektedir. Ülkemizde ise sağlık hizmetlerine hastaların erişiminin kolay olması ve ilaç tedarikindeki avantajlar sayesinde katarakt ve glokom gibi hastalıkların tedavisinde gelişmiş ülkeler seviyesinde hizmet verilmektedir. Ancak ülkemizde en büyük görme kaybı sorunları retina hastalıkları ve kornea hastalıklarıdır” dedi.
RETİNA HASTALIKLARININ NEDENLERİ
Retina hastalıklarının temel nedenlerini açıklayan Kubaloğlu, “Retina hastalıklarının temel nedenlerinden biri sarı nokta (makula dejenerasyonu) hastalığıdır, diğeri ise diyabete bağlı diyabetik retinopatidir. Günümüzdeki beslenme alışkanlıkları, hareketsizlik gibi nedenlerle diyabet ve buna bağlı diyabetik retinopati giderek artmaktadır. Nüfusumuzun yaşlanmasıyla sarı nokta hastalığı da daha fazla görülmeye başlanmıştır. Bu iki neden bizim için önemli hale gelmektedir ve dikkat edilmesi gerekir” diye konuştu.
MİYOP VE DİJİTAL EKRAN KULLANIMI
Gençlerde miyop rahatsızlığının artışına dikkat çeken Kubaloğlu, “Miyop dediğimiz ‘kısa görüşlülük’ özellikle gençlerde artmaktadır. Gençlerin dijital ortamda fazla zaman geçirmesi, sosyal medya ve dijital cihazları çok fazla kullanmaları miyop rahatsızlığının artışında önemli bir etkendir. Bu farkındalığı yaratarak hastalıkları ve nedenleri bildiğimizde bazı önlemler alabiliriz. Özellikle gençlerin daha az telefon, bilgisayar gibi ortamlarda vakit geçirmesi, boş zamanlarını spor yaparak veya gün ışığını daha çok kullanarak geçirmesi miyop artışını önlemek açısından oldukça önemlidir” ifadelerini kullandı.
‘RİSK GRUBU HASTALARIN DÜZENLİ GÖZ MUAYENESİ YAPTIRMASI KRİTİK’
Risk grubu hastaların düzenli göz muayenesi yaptırmasının kritik olduğunu belirten Kubaloğlu, “Yüksek miyoplar, gözlerinde sinek uçuşmaları görenler, diyabet hastalığı olanlar, ailede glokom hikayesi olanlar ya da sarı nokta hastalığı hikayesi olanlar düzenli kontrole gitmelidir. Sağlıklı beslenme, düzenli kan şekeri takibi, düzenli göz tansiyonu ölçümleri ve sigarasız bir hayat göz sağlığı açısından oldukça önemlidir” diyerek düzenli göz kontrollerinin önemine dikkat çekti.
‘ÜLKEMİZDE GÖZ BANKALARI VE DOKU TEMİNİ ALANINDA ÖNEMLİ ADIMLAR ATILMIŞTIR’
Türkiye’nin göz sağlığı hizmetlerindeki gelişmelere de değinen Prof. Dr. Kubaloğlu, “Kornea hastalıkları konusunda Türkiye büyük mesafeler kat etmiştir. Ülkemizdeki göz bankaları ve doku temini alanında Sağlık Bakanlığı’nın gayretleri ile önemli adımlar atılmıştır. Kornea nakli bekleme sıraları ihtiyaç duyulduğunda çok azalmıştır. Ülkemiz bu anlamda ileri seviyede hizmet sunmaktadır” dedi.
‘BURADAKİ ESAS NOKTA, HASTALIKLAR ORTAYA ÇIKMADAN GEREKLİ ÖNLEMLERİN ALINMASIDIR’
Dünya Görme Günü kapsamında, göz sağlığının korunmasının yaşamsal öneme sahip olduğunu belirten Prof. Dr. Kubaloğlu sözlerini şöyle sonlandırdı:
“Buradaki en önemli mesele, yaşam şekli değişiklikleri ve düzenli kontrollerle birçok hastalığın, körlük yapmadan önce tespit edilip tedavi edilebilmesidir. Yaş ilerledikçe az görme ve körlük riski artmaktadır; bu risk, özellikle 50 yaş üstü bireylerde yüzde 80 oranındadır. Ancak görme kaybı sadece yaşlılarda değil, çocukluk döneminde de başlayan bir problemdir. Bu nedenle, düzenli kontrol ve zamanında muayene büyük önem taşır. Buradaki esas nokta, hastalıklar ortaya çıkmadan gerekli önlemlerin alınmasıdır. Örneğin, miyop bir çocuğun düzenli göz kontrolleri ve yaşam tarzının doktor tarafından yönlendirilmesi önemlidir. 40’lı yaşlarda ise göz tansiyonu problemleri artabileceği için, bu yaşlardan itibaren düzenli göz muayeneleri daha da kritik hale gelir. Ayrıca, kilolu, diyabet hastası, romatizmal hastalıkları ya da hipertansiyonu olan kişilerin göz muayenelerini ihmal etmemesi gerekir. Ülkemizde oldukça gelişmiş bir sağlık sistemi ve ilaca erişim kolaylığı olduğu için, bu tür rutin kontroller hastalık ortaya çıkmadan yapılabilmekte, bu da önleyici tıbbın önemini artırmaktadır.”