Gizem KARADAĞ-Celal ATALAY/ANKARA, (DHA)- YENİDEN Refah Partisi Genel Başkanı Fatih Erbakan beraberindeki heyetle birlikte DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan’ı ziyaret etti.
İkili yaklaşık 1,5 saat süren görüşmenin ardından ortak basın toplantısı düzenledi. DEVA Partisi lideri Ali Babacan burada yaptığı açıklamada, “Bugünkü görüşmemizde ülkemizin pek çok sorununu kısa kısa da olsa ele aldık. Türkiye’de vatandaşlarımızın günlük hayatında en çok hissettikleri en dertli oldukları konu geçim sıkıntısı. Yoksulluk, işsizlik, hayat pahalılığı, Türkiye'nin şu anda nereden bakarsanız bakın vatandaşlarımızın yaşam şartları açısından düşündüğümüzde bir numaralı meselesi. Ekonomik sorunların, enflasyonun ve bunun nihai çözüm yollarını hızlıca değerlendirdik. Ayrıca Türkiye'nin şu anda içinde bulunduğu hukuk ve adalet krizini yargıya olan ağır müdahaleleri demokrasimizin aksaklıklarını, sıkıntılarını yine beraberce değerlendirdik. Son günlerde yaşanan bu vatandaşlarımızın kişisel verilerinin e-imzalar, e-devlet meselesi bunlarla ilgili oluşan güvensizlik, burada oluşan mağduriyetler, devlet sisteminin işlemeyişi, bundan büyük çıkar sağlayan menfaat şebekeleri ve mağdur olan binlerce, on binlerce insan. Bu konuları değerlendirdik. İlk toplantısını yapan komisyonla beraber bir aşama daha ileriye taşınan Türkiye'nin terör sorununun çözümüyle ilgili konuları beraberce değerlendirdik, ele aldık. Tabii ki terör örgütünün varlığının sona gelmesi, silah bırakması, Türkiye'nin bu terör sarmalından kurtulması son derece önemli. Ama bu sorunun sadece Türkiye sınırları içerisinde çözümü değil, biraz daha bölgesel bir perspektifle ele alması ve Türkiye'nin orta uzun vadede güvenlik riskleri bütün bu hassas konuları da beraberce değerlendirme fırsatı bulduk. Bu komisyonda yer alan partiler olarak Yeniden Refah Partisi, DEVA Partisi, diğer partiler bu komisyonun gündemine gelen konularla ilgili kuşkusuz görüşlerimizi ifade edeceğiz. Kuşkusuz yanlış gördüklerimiz konusunda uyarılarımızı yapacağız. Yanlışlara destek vermeyeceğiz. Doğruların ne olması gerektiği ile ilgili önerilerimizi sunacağız. Eksikler varsa bunların tamamlanması ile ilgili gayretimiz olacak. Dolayısıyla bu komisyonun amacına uygun bir şekilde çalışması ve nihai bir şekilde çalışmaların başarıyla sonuçlanması için kuşkusuz gayretlerimiz başladı, devam edecek. Umarız ki bu komisyon hükümetin sadece yükü muhalefetle paylaşmasıyla sınırlı kalmaz. Umarız ki bu komisyon kuruluş amacına uygun bir şekilde netice alır. Hem terör sorununun çözülmesi hem de demokratikleşme konusunda ülkemizin hak ettiği, layık olduğu noktaya ulaşması için bir vesile olur” dedi.
Ali Babacan, sahte diploma soruşturması ile ilgili, “Bu konu gerçekten akla hayale sığacak bir konu değil. Kişisel veriler, e-imza bunlar her bir vatandaşımızın mahremidir. Bunlar devlete emanet edilmiş mahremdir. Ve devlet bu emanete sahip çıkamamıştır. Aslında şu anda 2018’den beri yürürlükte olan Cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminin ne kadar vahim sonuçlar üretebileceğinin de bir başka örneğidir. Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemiyle beraber yani başkanlık sistemiyle beraber devlet yönetiminde denge kontrol kalmamıştır. Güçler ayrımı kalmamıştır. Denge kontrolünün olmadığı yönetim sistemlerinde de bu tür hatalar bu tür vahim sonuçlar maalesef olur. Hiç kimse denetlenmez değildir. Hiç kimse hesap vermez olamaz. Fakat bu sistem ülkeyi yönetenlerin kontrol edilmediği, hesap vermediği bir sistem halinde şu anda uygulanmaktadır. Ve bu sistem devam ettiği sürece Türkiye'nin başına çok iş gelir. Çok mağduriyet doğar. Bu konu büyük bir konudur. Vahim bir konudur. Ve mutlaka sorumlular hesap vermelidir. Bu kadar önemli bir konuda hatası olan kimse derhal istifa etmelidir” diye konuştu.
Yeniden Refah Partisi lideri Fatih Erbakan ise konuşmasında, “Son derece sıcak ve samimi bir ortamda görüşme gerçekleştirildi. Hayırlı olmasını, hayırlara vesile olmasını diliyorum. Kendilerine en içten teşekkürlerimi sunuyorum. Türkiye'de siyaset yapıp halkın içerisinde yer alıp ekonomi gündemini gündeminize almamanız mümkün değil. Bugün gerçekten de milletimizin ekonomik sıkıntıları had safhaya ulaşmış durumda. Matematik olarak her zaman söylediğimiz gibi halkın yüzde 45’i açlık sınırının altında gelire sahip. Yüzde 85’i yoksulluk sınırının altında gelire sahip. En düşük emekli maaşı açlık sınırının neredeyse yarısı seviyesinde. Bir asgari ücret yoksulluk sınırının dörtte biri, iki asgari ücret yoksulluk sınırının yarısı seviyesinde. Sorularımıza cevap bekliyoruz. Sorunlarımıza çözüm bekliyoruz. Ancak ne sorularımıza tatminkâr cevaplar alabiliyoruz. Ne de 86 milyon millet olarak sorunlarımıza da bir çözüm bulabiliyoruz. Tabii Türkiye'de işlerin iyiye gitmediğini burada bir kez daha ifade etmek istiyorum. Ve yol yakınken halen imkân varken bir erken seçimin 2026 yılı ilkbaharında yapılmasının Türkiye için ülkemiz için, milletimiz için faydalı olacağını ifade ediyorum. Bir iktidar değişiminin zaruri olduğunu ifade ediyorum. Bu noktada biz de muhalefet partileri olarak bu ziyaretlerimizi daha da sıklaştırarak aramızdaki diyaloğu daha da geliştirerek güçlü bir alternatif oluşturma yolunda gerekli adımların atılması konusunda müzakere etme kararlılığımızı ifade etmek istiyorum. Bugün yaptığımız ziyarette de aslında bu yönde bir adımın atmış olduğumuza inanıyorum. Bu gelişmeler, bu durum bizleri daha güçlü bir alternatif olmaya, umut olmaya ve bir araya gelmeye itiyor. Bu ziyaretlerin, bu görüşmelerin, bu temasların da bu anlamda çok faydalı olduğunu düşünüyorum. Yeniden Refah Partisi olarak bu komisyona üye verdik. DEM partiye verdikleri ve bize vermedikleri bilgiler nelerdir? En azından bunları görelim isteyerek bu komisyonda yer aldık. Terör örgütü elebaşıyla istişare ettikleri kapalı kapılar arkasında konuştukları ancak bizimle paylaşmadıkları bilgiler, gerçekler nelerdir? Bunlara vakıf olabilir miyiz? Düşüncesiyle bu komisyonda yer aldık. Bunları bilmek, öğrenmek ve gerektiğinde toplumu milletimizi aydınlatabilmek bu vazifeyi yerine getirmek maksadıyla komisyonda yer aldık. Komisyondan şehit ailelerimizin, gazilerimizin içine sinmeyecek herhangi bir sonucun çıkmasını istemiyoruz. Buna mâni olacağımızı, mâni olmak için burada bulunacağımızı ifade ediyoruz. Bu komisyon çalışmalarının da iyi niyetle şeffaf bir şekilde yürütülmesi temennisini taşıyoruz” diye konuştu.
Erbakan, sahte diploma soruşturmasına ilişkin, “Devletin kurumlarına olan güveni sarsıcı bir durum. Gerçekten de son derece vahim bir durum. Maalesef Türkiye'nin iyi yönetilmediğini ve biraz önce söylediğimiz gibi işlerinin iyiye gitmediğini gösteren son derece önemli bir olay. Bir an evvel tabii ki bu açıkların giderilmesi, sorumluların gereken cezaya çarptırılması ve bu işlerin çok daha ciddi ve titizlikle yapılması gerektiğini de ifade etmek isterim” dedi.
Erbakan, "Kanayan yaramız, vicdanımızı, ciğerimizi yakan Gazze’deki katliam karşısında da iktidarın gerekeni yapmadığını ifade ediyoruz. İsrail’e, ABD’ye bir yaptırım yapılmıyor. Bu zalimlerin canını acıtacak herhangi bir adım atılmıyor. Bol bol hamaset var, çok ateşli konuşmalar var, çok sert kınamalar, lanetlemeler var. Ama maalesef herhangi bir fiili adım yok. İspanya Hükümeti, askeri kargo uçaklarıyla Gazze’ye, havadan, paraşütlerle insani yardım kolileri atıyor. İspanya’da NATO üyesi bir ülke ne ABD’yi ne İsrail’i dinliyor. Türkiye bu kadarını bile yapmıyor, yapamıyor. İspanya, İsrail’le ticareti doğrudan olduğu gibi dolaylı olarak da sonlandırdı. İsrail’e gidecek gemilerin İspanya limanlarına uğraması yasak. Oysa 'ticareti durdurduk' diyen Türkiye’nin limanları serbest. Türkiye neden korkuyor? İncirlik’ten Kürecik’e, Türkiye’deki NATO üsleri doğrudan ABD’ye, dolaylı olarak İsrail’e hizmet ediyor. Azerbaycan petrolü Türkiye üzerinden İsrail’e gitmeye devam ediyor. İspanya kadar inisiyatif alamayan, dişe dokunur adım atamayan bir Türkiye ile karşı karşıyayız! İsrail gemi azıyı almış; Gazze’nin yanında Kudüs’ü, Suriye’yi ve hatta İran’ı hedef almış durumda. Kimsenin artık ciddiye bile almadığı kınama mesajları ve hamasi nutuklar dışında bizim Hükümetimizde tık yok. Buradan soruyorum; kapalı kapılar ardında verdiğiniz sözler, yaptığınız görüşmeler mi var? Korktuğunuz bir şey mi var? Bunları ister istemez soruyoruz. Sorularımıza cevap bekliyoruz. Sorunlara çözüm bekliyoruz. Ancak çözümün adresi olması gereken iktidar, son yıllarda sorunların kaynağı haline geldi" dedi.