Seza Nur ALPDÜNDAR/ İZMİR, (DHA)-AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hamza Dağ, "Bugün Gezi olaylarından dolayı hesap sorulmasından birileri rahatsız oluyormuş. CHP Genel Başkanı, İzmir'de Gezi olaylarından dolayı rahatsızlıklarını dile getirip, 'Sürecin takipçisiyiz' demiş. O gün vandallık yapanlar, yakıp yıkanlar yanına kar kalacağını mı zannetti? Hukuk, zamanı geldiğinde tabii hesabını soracak. Bunu organize edenler, bugün deliller ortaya çıktıkça nasıl yargılanıyorsa, zaman aşımı süresi içinde bu işi organize edenler her zaman yargılanma ile karşı karşıya kalacaktır" dedi.
AK Parti İzmir Kadın Kolları 7’nci Olağan Kongresi, İzmir İktisat Kongre Binası'nda gerçekleştirildi. Kongreye AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hamza Dağ, önceki dönem Gençlik ve Spor Bakanı Mehmet Muharrem Kasapoğlu, AK Parti Genel Merkez Kadın Kolları Başkanı ve Düzce Milletvekili Ayşe Keşir, AK Parti İl Başkanı Bilal Saygılı, AK Parti İzmir milletvekilleri Ceyda Bölünmez Çankırı, Yaşar Kırkpınar ve MKYK üyelerinin katılımı ile yapıldı. Kongrede tek aday olarak gösterilen mevcut AK Parti İzmir Kadın Kolları Başkanı Emel Dalkıran, yeniden göreve seçildi. Kongrede Bolu'daki yangında hayatını kaybeden vatandaşlar için Kur’an-ı Kerim tilaveti okundu. Ardından Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın video mesajı yayınlandı.
'TARİHİ MİSYONUNA UYGUN ŞEKİLDE İNŞA ETTİK'
Kongrede konuşan Hamza Dağ, İzmir İktisat Kongre binası salonunun tarihi olduğunu belirterek, "Mustafa Kemal Atatürk'ün taze cumhuriyetin iktisadi anlamda alacağı yolu tartıştığı ve Birinci İktisat Kongresi ile cumhuriyetimizin iktisadi yapısının belirlendiği salon. Bu salon, 'Kim eser, kim Gazi'nin ilkelerine yaptıklarına sahip çıkıyor'un göstergesi. Çünkü İzmir İktisat Kongresi'nin yapıldığı bu salon, vakti zamanında bugün istismar edenler tarafından yıkılmış bir alan. Burası yıllarca otopark olarak kullanıldı. 3-5 sene önce İzmir İktisat Kongresi'nin binasını, 'İzmir'e kazandıralım' dediğimizde, buranın kongrenin yapıldığı alan olduğunu öğrendik. Şimdi bu alanı tarihi misyonuna uygun şekilde inşa ettik. Bu sayede kadınlarımız, bugünün Türkiye'sine şahitlik ederek hem de Türkiye Yüzyılı’nın mimarı olacak şekilde kongremizi icra ediyoruz" dedi.
'23 YILLIK SÜREDE BİZ HEP YAPAN VE İNŞA EDEN TARAFTA OLDUK'
AK Parti siyasetini, teşkilat görevini çınar ağacına benzettiğini vurgulayan Dağ, "AK Parti'yi sadece İzmir'de değil Şırnak'ta da Batman'da da teşkilat görürsünüz ama bizim dışımızdaki siyasi partilerin sadece bir bölgede teşkilat, diğerlerinde tabela vardır. Tabela koyarlar, teşkilat koyamazlar. Gövdemiz, dallarımız sağlam. Çınar ağacının yaprakları da 2002'den beri bize oy veren Türkiye'deki gönüldaş, yoldaşlarımızdır. Kökümüz mazi, gözümüz atide. Kadim bir partiyiz. 23 yıllık sürede hep yapan ve inşa eden tarafta olduk. Bu ülkenin dört bir tarafını alt ve üst yapısıyla inşa ettik, insanlar özgür olsun diye canla başla uğraştık. Ama karşımıza; 2008'de kapatma davası, 2013'te Gezi Olayları, 17-25 Aralık, 15 Temmuz vardı, çukurlar vardı. Biz bu ülkeye katkı sağlayan taraftayız" açıklamalarında bulundu.
'NERELERİ YAKIP YIKTIKLARINI İYİ BİLİYORUZ'
Dağ, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bugün Gezi olaylarından dolayı hesap sorulmasından birileri rahatsız oluyormuş. CHP Genel Başkanı, İzmir'de Gezi olaylarından dolayı rahatsızlıklarını dile getirip, 'Sürecin takipçisiyiz' demiş. O gün vandallık yapanlar, yakıp yıkanlar yanına kar kalacağını mı zannetti? Hukuk, zamanı geldiğinde tabii hesabını soracak. O günleri gayet iyi hatırlıyoruz. Çankaya'da nereleri yakıp yıktıklarını iyi biliyoruz. Bunu organize edenler, bugün deliller ortaya çıktıkça nasıl yargılanıyorsa, zaman aşımı süresi içinde bu işi organize edenler her zaman yargılanma ile karşı karşıya kalacaktır. Bu ülkeye milyar dolarlarca zarar verdiniz, bunun hesabını görmediğiniz için rahat ettiniz. Ama dün bunun hesabı, deliller ortaya çıktıkça sorulmuşsa bundan sonra da hukuk önünde sorulmaya devam edecektir."
'AK PARTİ'NİN EN GÜÇLÜ YANI KADINLARI VE GENÇLERİDİR'
Eski Gençlik ve Spor Bakanı Mehmet Muharrem Kasapoğlu, tüm insanlığın umudu olan hareketin mensubu olmanın gururunu yaşadıklarını dile getirerek, "Bugün çeyrek asra yakındır bu millete hizmet eden, milletin kurduğu, büyüttüğü, desteklediği ve arkasında dağ gibi durduğu hareketin kutlu çatısı altındayız. Birlikte dava yolunda yürümenin, sadece 85 milyonun değil tüm insanlığın umudu olan hareketin mensubu olmanın gururunu yaşıyoruz. AK kadınlar, bir sivil devrimin, kadın devriminin en güçlü sembolüdür. AK Parti bir millet hareketidir. AK Parti'nin en güçlü yanı kadınlarıdır, gençleridir. O yüzden AK Parti bir gençlik hareketi olduğu gibi kadınlarıyla bir özveri hareketidir. Fedakârlığın sembolüdür. Bugünlere birlikte geldik ve bundan sonraki yolumuzu da engelleri aşarak birlikte yürüyeceğiz. Kongreler; tazelenme, bayrak yarışı ve yeni bir başlangıçtır. Yeni başlangıç umut demek, yeni bir aşk ve heyecanla yeni hedeflere koşmak demek. Hedeflerimiz ve hayallerimiz büyük. Rabbim Cumhurbaşkanımıza güç, sağlık ve afiyet versin. O önümüzde dimdik durdukça yürümeye devam edeceğiz" açıklamalarında bulundu.
'DÜNYANIN EN BÜYÜK KADIN SİVİL HAREKETİYİZ'
AK Parti'nin bir kadın hareketi olduğuna dikkati çeken AK Parti Genel Merkez Kadın Kolları Başkanı ve Düzce Milletvekili Ayşe Keşir, "AK Parti gençler ve kadınlar için siyaset okulu gibi çalışıyor. Parlamentodaki 50 milletvekilimizin 45'i teşkilatlarımızda yetişti. 1985'te üniversiteye başladığımda kız öğrencilerin oranı yüzde 7'idi. AK Parti kurulduğunda bu oran yüzde 13,5 idi. Üniversiteler büyükşehirlerde kümelenmişti, yasaklar, kat sayı uygulamaları vardı. Kadınlar, 'makbul olanlar' ve 'olmayanlar' diye ayrılmıştı. Bunların hepsini değiştirdik ve üniversitelerde kız öğrencilerin oranı yüzde 51. Kız çocuklarını okullara almayanlar, çocukları ikna odalarında terletenler Recep Tayyip Erdoğan'a kadın haklarından bahsediyorlar. 23 yıllık hikayemizin sonunda kamuda kadın istihdamı yüzde 49. Dün öğretmenleri okuldan başörtülü diye atanlar bugün kamuda kadın istihdamını yüzde 49 yapan Recep Tayyip Erdoğan'a kadın haklarından bahsediyorlar" dedi.
'BİR ADIM DAHİ GERİ ATMA LÜKSÜMÜZ YOK'
Kadına yönelik şiddet konusunda önemli çalışmalar yapıldığını ifade eden Keşir, sözlerini şöyle sürdürdü:
"2005'te çok köklü bir Türk ceza kanunu düzenlemesi yaptık ve ilk defa kadına yönelik şiddeti 'suç' olarak tanımladık. İstanbul Sözleşmesi üzerinden bir tartışma dönüyor. Sözleşmeyi imzaladığımız 2011'den bugüne kadar pek çok düzenleme yaptık. Kapsamlı bir yasa çıkardık. Daha sonra İstanbul Sözleşmesi'nden ayrıldık. Geçtiğimiz mayıs ayında Avrupa Konseyi bir deklarasyon yayınladı, imzalayan diğer ülkelere 'Sözleşmeyi imzalayıp gereğini yapmadınız, 51 maddeyi uygulayın ve 3 yıl süre veriyorum' dedi. Sözleşme dedikleri gibi olsaydı, sözleşme yaşatsaydı bu direktif uygulanmazdı. 51 maddenin hepsini uyguluyoruz. Sözleşmeden ayrılma gerekçemiz kadına yönelik şiddetle mücadele ile ilgili çekinceden değil farklı sebeplerden, sosyolojik ve aile yapımızın bozulmasına yönelik endişelerimizdendi. Kadına yönelik şiddetle mücadelede bir adım dahi geri atma lüksümüz yok, bu konuda kararlıyız."
'DAVANIN TEMEL HARCI AK KADINLARDIR'
AK Parti İzmir İl Başkanı Bilal Saygılı, "23 yıl önce temelleri atılmış bir davanın mensuplarıyız. Bu davanın temel harcı ak kadınlardır. AK Parti insanların yaşam tarzına, giyim şekline karışmıyor. Kimin tesettürlü olduğuna, kimin olmadığına karışmıyor. Biz aklen ahlaklı olmasını önemseyen bir partinin mensuplarıyız. 23 yıllık süreçte hepimiz bir okulun talebeleri olduk. Bu okulun ismi medeniyet okulu, başlıca öğrencileri ak kadınlar ve başöğretmeni ise Recep Tayyip Erdoğan'dır. Eğitimden sağlığa kadar kadınlarımızın sayısı 1970-80'li yıllarda yüzde 15-20 arasındayken bu rakamlar şimdi yüzde 46-51 arası. Üniversitedeki öğretim görevlisi hanımların sayısı yüzde 51'leri buldu, sağlık sektöründe yüzde 53. Bu iradeyi koyan AK Parti ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'dır. Ayrıca il ana kademede kadınların sayısı artırılacak. Kadınların sayısı hem yürütme hem yönetim kurulunda bir hayli fazla olacak" dedi.
'İZMİR'İ BECERİKSİZ YÖNETİMLERİN ELİNDEN ALMAK KADINLARIN, AK PARTİ’NİN GÖREVİ'
AK Parti İzmir Milletvekili Ceyda Bölünmez Çankırı ise "Şehirlerin bir cinsiyeti olsa İzmir bir kadın şehri olurdu. İzmir cinsiyetçi ayrımcılığı en güzel yok sayan kentlerden biri olurken, kendi hak ettiği kimliğine kavuşamamış, beceriksiz yönetimlerin elinden almak kadınların, AK Parti'nin görevidir. Çünkü CHP zihniyeti bu kenti Atatürk'ün açtığı yolda, gösterdiği hedefe durmadan değil de yerinde sayarak adeta emekleyen bir şehir haline getirdi. Konak'ta, Karabağlar'da, Karşıyaka'da, Selçuk'ta, Foça'da, Karaburun'da, Kınık'ta ve Çeşme'de muhalefetin kadın belediye başkanları ne yapmaktadır? Tam 10 aydır vaat ettikleri anaokulu ve kent lokantaları dışında 10 projeyi acaba yerine getirebilmişler midir? Bu isimler, kadınların siyasette daha güçlü bir şekilde temsil edileceğini vurgulaması gerekirken kendileri şehirde tanınmıyorlar" ifadelerini kullandı.
'GECE-GÜNDÜZ ÇALIŞACAĞIZ'
AK Parti İzmir Kadın Kolları Başkanı Emel Dalkıran da "Kadınlar yıllarca bu ülkede sırf başörtüsünden dolayı eğitim ve çalışma hayatından dışlandı, hor görüldü, itildi. Yasakçı zihniyetin türlü kısıtlamalarına maruz kaldık. Bunları, 'Kadın hakları' diyenler, dillerinden medeniyeti düşürmeyenler yaptı. Bugün, siyaseti temsil eden kadınlar olarak varlığımız, gurur verici bir tablodur. Eğitimde, teknolojide, siyasette kadınlarımız için başı kapalı-açık ayrımı kalktı. İzmir'in ak davasının ak yürekli kadınları olarak gece-gündüz çalışacağız. Cumhurbaşkanımızın mücadelesine omuz vermek, Türkiye Yüzyılı’nın aydınlığıyla ülkemizi parlatmak için aşk ile koşacağız" diye konuştu. (DHA)
FOTOĞRAFLI