İstanbul - 10 yaşındaki oğlunun iliği ile kanseri ikinci kez yendi

İstanbul - 10 yaşındaki oğlunun iliği ile kanseri ikinci kez yendi

İstanbul - 10 yaşındaki oğlunun iliği ile kanseri ikinci kez yendi

Melike USLU- Mehmet ALA/İSTANBUL, (DHA)- İSTANBUL'da yaşayan 38 yaşındaki İngilizce öğretmeni Gülnihan Hatip'e, 2022 yılında meme kanseri teşhisi kondu. Hayatı bir anda altüst olan genç kadın, gördüğü tedavi sonrasında kanseri atlattı. Ancak Hatip, bir süre sonra lösemi olduğunu öğrendi. 2024 yılında lösemiyle mücadeleye başlayan Hatip'e bir türlü uygun donör bulunamadı. İç Hastalıkları ve Hematoloji Uzmanı Prof. Dr. Mehmet Özen'in önerisiyle, etik kurul onayından geçilerek 10 yaşındaki oğlu Diren Deniz Kurtay'ın iliği annesine nakledildi. Oğlunun verdiği ilikle sağlığına kavuşan Hatip, hastanede tedavi gördüğü sırada en büyük tutkusu olan dans etmeyi ve şarkı söylemeyi hiç bırakmadı. Diğer hastalara da çektiği videolarla umut olan Hatip, "Başaracağıma inandım, sanattan kopmadım. Ayrıca benim can verdiğim oğlumun bana can vermesi, benim için çok duygusaldı. Hala o duygunun etkisindeyim. Çocuğum olmasaydı şu anda böyle bir konuşma yapıyor olmazdım, ona çok teşekkür ediyorum" dedi.

İstanbul'da bir anaokulunda İngilizce öğretmenliği yapan Gülnihan Hatip (38), 2022 yılının ocak ayında meme kanseri olduğunu öğrenince hayatı bir anda değişti. Bu süreçte kemoterapi, mastektomi ve radyoterapi gördü. Genç kadın tam iyileştiğini düşünürken 2024 yılının eylül ayında bu kez de lösemiye yakalandığını öğrendi. Yapılan taramalarda uygun donör bulunamadı. Türkiye Kök Hücre Koordinasyon Merkezi (TÜRKKÖK) ve dünya ilik bankalarında yapılan taramalar da sonuç vermeyince Hatip'in doktoru İstinye Üniversite Hastanesi Medical Park Gaziosmanpaşa’dan İç Hastalıkları ve Hematoloji Uzmanı Prof. Dr. Mehmet Özen, 10 yaşındaki oğlu Diren Deniz Kurtay'dan iliğin alınmasını etik kurula önerdi. Kurulun onayı alındıktan sonra Hatip'e oğlundan alınan kemik iliği nakledildi.

'İZOLE BİR YAŞAM SÜRDÜM'

Hem meme kanseriyle hem de lösemiyle mücadele eden Gülnihan Hatip, “Meme kanseri olduğumu öğrendiğimde ilk önce kemoterapi aldım. Üçlü pozitif bir türüydü meme kanserinin. Kemoterapinin ardından mastektomi oldum, iki meme de boşaltıldı. Yerine silikon takıldı. Onun ardından da radyoterapi gördüm, yani ışın tedavisi aldım. 2023 yılının sonlarına doğru artık hastalığım sonlanmıştı. Ancak sonra da lösemi olduğumu 2024 yılının eylül ayında öğrendim. 8 ay kadar bir tedavi sürecim oldu. Tedavimin yarısı hastanede, yarısı evde devam etti. İzole bir yaşam sürdüm" diye konuştu.

'KUAFÖRE GİTTİM, BELKİ GERİ DÖNEMEM DİYE EVİMİ TEMİZLEDİM'

Lösemi teşhisi konduktan sonra yaşadığı süreci anlatan Hatip, “Hastalığımı öğrenince çok üzüldüm. Meme kanseri sürecinde dışarıda olabiliyordum. Aktif olarak çalışamıyordum ama kendimi iyi hissettiğim günlerde çocuklara masal anlatıyordum, dans etmeye devam ediyordum. Bu süreç benim için daha kolaydı. Lösemi olduğumu öğrendiğimde hastanede yatmak ve izole yaşayacak olmak beni tedirgin etmişti. Bunun dışında hastalığımı kabullendim, hızlıca hareket ettim. Öğrendiğim gün eve gittim, doktorlar çok az bir zaman vermişti. Teşhis kondu ve 'Birkaç saat sonra sizi yatıracağız' dediler. Eve geldim ve ne yapacağımı bilemedim. Hastaneye bakımlı bir şekilde yatabilmek için kuaföre gittim. Sonra eve gittim, belki geri dönemem diye evimi temizledim. Sonra da eşyalarımı topladım, hastaneye yerleştim" diye konuştu.

'CAMIN ARKASINDA DA OLSALAR HEP YANIMDAYDILAR'

Hastanede olduğu süre boyunca camın arkasında bile olsa sevdiklerinin desteğiyle süreci atlattığını söyleyen Hatip, “Camın arkasındaki dostlarım, akrabalarım, annem hep yanımdaydı. Refakatçim de benimle birlikteydi ve bu süreçte bana çok destek oldular. Dans etmeye makinelere bağlı olsam da devam ettim. Güzel bir şekilde atlattığımı düşünüyorum. Bunun herkese umut olmasını istiyorum" ifadelerini kullandı.

'İNSANLARA UMUT OLMAK İSTİYORUM'

Zorlu bir lösemi tedavisini geride bırakan ve paylaştığı videoların birçok hastaya moral olduğunu belirten Hatip, “Güzel bir şekilde hastalığımı atlattığımı düşünüyorum. Bunun da herkese umut olmasını istiyorum. Bu konuyla ilgili çok mesaj alıyorum. Bir anne bana yazıyor; oğlumla birlikte sizin dans ederek hücrelerinizi canlandırma videolarınızı izledik ve bize umut oldunuz. Başka birisi daha yazıyor, sizin videolarınızı izleyerek enerji adlım ve yeni nakil oldum. Ben de daha çok insana umut olmak istiyorum" dedi.

'BENİM CAN VERDİĞİM, BANA CAN VERDİ'

Hatip, tedavi sürecini şöyle anlattı:

“Hastalık sürecimi evde geçirdim. Bir taraftan sürekli iletişim halindeyim. Kan vermek için hastaneye sürekli geliyordum. Türk Kök tarandı. Bildiğim kadarıyla bir donör bana uyumlu oluyordu, ancak sonradan vazgeçti. Dünya ilik bankaları da tarandı ancak ilik bulunamadı. Bu sürede çok beklemedim. Sonrasında doktorum Prof. Dr. Mehmet Özen karar verdi ve oğlumdan nakil yapılacağını söyledi. Benim can verdiğim bir canlının bana can vermesi benim için çok duygusal bir süreçti. Şu anda da bunun duygusallığını içimde yaşıyorum. Çocuğum olmasaydı şu anda böyle bir konuşma yapıyor olmayacaktım. Oğluma çok teşekkür ediyorum. Sağlık her şeyden önce gelmeli. Paranız bugün varsa yarın olmayabilir. Malınızı mülkünüzü hiçbir yere götüremezsiniz. En değerli şey her zaman sağlıktır. Vazgeçmeyin, çünkü inanmak çok önemli. Ben başaracağıma inandım, siz de sevdiklerinize tutunun. Sevdikleriniz size her zaman enerji verir, mutlaka sanatla uğraşın."

PROF. DR. ÖZEN: RİSKLİYDİ, OĞLUNUN İLİĞİ UYUMLU ÇIKTI

Hatip'in tedavi sürecini anlatan doktoru İç Hastalıkları ve Hematoloji Uzmanı Prof. Dr. Mehmet Özen ise "Hastamız daha önceden meme kanseri nedeniyle tedavi alıyordu. Arkasından bazı koruyucu tedaviler almış. Bu nedenle tedavisinde takip edilen bir hastaydı. Takiplerden birisinde kan hücrelerinde düşüklük olması nedeniyle yapılan tetkiklerde lösemi olduğu teşhis edilmiş. Bize tedavisini siz verir misiniz diye yönlendirdiler. Biz de hastamızı kabul ettik. İlk yaptığımız tetkik, kemik iliği biyopsisi almak oldu. Genetik durumuna bakarak, başka bir hastalığı olup olmadığını ve meme kanseri olup olmadığını kontrol ettik. Meme kanseri açısından bir sıkıntı yoktu ama kemik iliğinde yeni gelişen bir tümör vardı. Bu da lösemiydi. Meme kanseri sorasında bazen kemoterapiye bağlı yeni tümörler gelişebiliyor. Hastamızda da bu durum gerçekleşti. Genetik sonuçlarını laboratuvara gönderdik, sonuç oldukça riskli dediğimiz kötü bir tümör grubuna ait çıktı. Bunun üzerine, önce hastamıza kemoterapi verdik. Kemoterapiyle ‘remisyon’ dediğimiz hastalık kontrol altına alındı. Arkasından da nakil yapmak istedik ama kardeşinin sağlık durumu nedeniyle nakil yapamadık. Bu durumda geriye iki ihtimal kalmıştı. Birincisi TÜRKKÖK'ten nakil yapmak. Şu anda Türkiye'de genel uygulama bu. İkincisi ise yarı uyumlu bir kişiden nakil yapmak. Yani anne, baba ya da çocuğundan. Çocuğu uyumlu oldu" ifadelerini kullandı.

'18 YAŞ ALTINDAKİ DONÖRLER İÇİN NAKİL SÜRECİNDE ETİK ONAYI GEREKİYOR'

18 yaşından küçük hastaların nakil sürecinde izlenen prosedürlere değinen Prof. Dr. Özen, "18 yaşından küçük olduğu için çocuk ruh sağlığı tarafından etik onayı verilmesi gerekiyor. Çocuğun nakli kabul ettiği, onay verdiği bir de annesi olduğu için bu konuda baskı altında kalmadığına dair raporlar alınıyor. Daha sonra nakil yapılabiliyor. Süreç oldukça rahat oluyor. Hastamızın da nakil süreci oldukça rahat geçti. Çocuğunda kök hücreleri gayet iyiydi, çok da güzel tuttu. Oldukça az komplikasyonlu bir süreç yaşandı. Hatta çok iyi gitti ve hastanın ilaçlarını kestik" dedi.

'YARI UYUMLU NAKİL ÇEŞİDİNİ ARTIRMALIYIZ'

Hastanın tedavi sürecini hızlandırmak için yarı uyumlu nakillerin daha fazla yapılması gerektiğini belirten Prof. Dr. Özen, "Akraba dışından özellikle yurt dışından nakil beklemek çok sıkıntılı bir süreç. Çünkü 6 aya kadar bekleme süresi olabiliyor. Bu hücreler, TÜRKKÖK'ten 2 ayda gelebiliyor ama donörün vazgeçme durumları da olabiliyor. Böyle durumlarda karşılaşmamak için yarım uyumlu nakiller daha fazla yapılabilir. Diğer hastalardan bağış gelmesi uzun sürdüğü takdirde, üç ya da altı ayda hastalık tekrar ediyor ve daha da ilerlemiş şekilde geri geliyor. Mümkünse yarı uyumlu nakil çeşidini artırmalıyız" diye konuştu.



Çarşamba 22.4 ° / 11.1 °
Perşembe 24 ° / 11.8 °
Cuma 20.9 ° / 11.7 °
Aksaray nöbetçi eczaneleri