Tuğçe ODABAŞI-Uğur GÜLBOY/İSTANBUL, (DHA)- CUMHURBAŞKANI Recep Tayyip Erdoğan, “Bizim inancımızda ve kültürümüzde erkekle kadın arasında ne bir rekabet ne bir üstünlük yarışı ne de insanı 'eşref-i mahlûkat' sıfatına aykırı bir durum söz konusudur. Çünkü medeniyetimiz, kadın-erkek demeden yaratılanı eşit görür; hayatı, insanı, canı kutsal ve dokunulmaz kabul eder. Üstünlüğün ise asla cinsiyette, kökende, renkte, ırkta değil; ilimde, ahlakta, takvada, merhamette ve erdemde aranması gerektiğini emreder" dedi.
KADEM 5'inci Olağan Genel Kurul Toplantısı Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın katılımıyla İstanbul'da gerçekleştirildi. Toplantıya Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın eşi Emine Erdoğan ve KADEM Vakfı Mütevelli Heyeti Başkanı Sümeyye Erdoğan Bayraktar'ın yanı sıra İstanbul Valisi Davut Gül, Ak Parti İl Başkanı Abdullah Özdemir, Ak Parti sözcüsü Ömer Çelik ve çok sayıda davetli katıldı. Cumhurbaşkanı Erdoğan burada yaptığı konuşmasında sözlerine KADEM'in yeni başkanını Avukat Dr. Canan Sarı'yı tebrik ederek başladı. Cumhurbaşkanı, “Bugünkü genel kurulumuzda görevini devreden Saliha Hanımefendi'ye ve yönetim kurulundaki arkadaşlarımıza çalışmaları, mücadeleleri ve fedakarlıkları için şükranlarımı sunuyorum. Genel kurulumuzla birlikte KADEM Başkanlığı'nı devralacak Canan Hanımefendi'ye ve yönetim kurulu üyelerine ise Cenabi Allah'tan üstün başarılar niyaz ediyorum. Tıpkı bugüne kadar olduğu gibi, bundan sonra da hayra destek, şerre engel olmaya matuf tüm çabalarınızda yanınızda olmayı ve sizlere her türlü desteği vermeyi sürdüreceğizö diye konuştu.
'BATININ AHLAK ÜSTÜNLÜĞÜ YOK OLMUŞTUR'
Cumhurbaşkanı, “KADEM, ülkemizin iki önemli meselesini aynı çatı altında buluşturarak, aslında konumuzun insanın bizatihi kendisi olduğunu ortaya koymak suretiyle hayırlı bir görevi yerine getirmektedir. Kadın ve erkekten oluşan insanı ayrıştırarak birbirine rakip ve hatta düşman yapma, birbiriyle çatıştırma zihniyeti bizim medeniyetimize ait değildir. Kadını ve erkeği karşı karşıya getiren anlayış, asırlarca yönünü şaşırmış bir vaziyette insanlığa en karanlık deneyimleri yaşatan Batı'ya aittir. Bu müfrit ve müfsit zihniyet, daha 1-2 asır öncesine, hatta 1960'lı ve 1970'li yıllara kadar devam eden utanç tablolarını örtmek için kendine sahte bir tarih inşa etmeyi başarmıştır. Evet, ülke olarak biz de işte bu sahte ama parıltılı; içinde yine istismarı barındıran, fakat hak, özgürlük, eşitlik ambalajıyla reklamı yapılan bu çarpık demokrasi anlayışının albenisine uzunca bir süre ne yazık ki kapıldık. Bunun da sıkıntılarını çok farklı alanlarda yaşadık, halen de yaşıyoruz. 18 aydır Gazze'de devam eden soykırımı başta olmak üzere son dönemde yaşanan hadiseler, Batı değerleri denilen kavramların aslında içinin ne kadar boş olduğunu hepimize göstermiştir. Hunharca katledilen her masum çocukla, kadınla, bebekle birlikte Batı'nın zaten iyice zayıflamış olan ahlaki üstünlüğü de yok olmuştur. Geldiğimiz noktada demokrasi kavramının Batı'nın boyunduruğundan kurtarılarak, hakiki manada bir hak ve özgürlük meşalesi olarak insanlığa kazandırılması şarttır. Kadın hakları ile ilgili Batı patentli kampanyalara ve argümanlara da aynı zaviyeden bakmamız gerektiğine inanıyorumö dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bizim inancımızda ve kültürümüzde erkekle kadın arasında ne bir rekabet ne bir üstünlük yarışı ne de insanı 'eşref-i mahlûkat' sıfatına aykırı bir durum söz konusu değildir. Çünkü medeniyetimiz, kadın-erkek demeden yaratılanı eşit görür; hayatı, insanı, canı kutsal ve dokunulmaz kabul eder. Üstünlüğün de asla cinsiyette, kökende, renkte, ırkta değil; ilimde, ahlâkta, takvada, merhamette ve erdemde aranması gerektiğini emreder. Elbette bunu söylerken kimi toplumlara sirayet etmiş yanlış uygulamaları inkar etmiyoruz. Hatalı yorumlardan kaynaklanan kötü örnekler ve pratikler esas değil, istisnadır ve bertaraf edilmesi gereken marazlardır. Su-i misal emsal olmaz. Bizim ülkemizde kadınlarla ilgili sizlerle beraber omuz omuza verdiğimiz mücadelenin özünde işte bu yaklaşım vardır. Sorunlarımızı halının altına hiçbir zaman süpürmedik; her meselemizle cesaretle yüzleştik, üzerine kararlılıkla gittik. Kimi zaman töre denilerek, kimi zaman güya dinimize atfedilerek meşrulaştırılmak istenen hatalı uygulamalar yerine, doğruyu, iyiyi, güzeli ve insani olanı ikame etmeye çalıştıkö diye konuştu.
'BU MÜCADELEDE ÇOĞU ZAMAN RÜZGARA KARŞI YÜRÜDÜK'
Cumhurbaşkanı Erdoğan, sosyal medyanın etkilerine de değindiği konuşmasına şöyle devam etti:
“Hangi engellerle karşılaştığımızın en yakın şahidi sizlersiniz. Kabul edelim ki bu mücadelede çoğu zaman rüzgara karşı yürüdük. Ülkemizde özellikle 1960'lı yıllardan itibaren Batı'nın desteği ve teşvikiyle yürütülen siyasi, sosyal ve ekonomik politikalar işimizi zorlaştırmıştır. Bu sinsi politikalar, kendi dinamiklerimizle çözebileceğimiz pek çok konuyu, kadınlarla ilgili sorunlarımızı da farklı bir mecraya taşımıştır. Önceleri televizyon, radyo, gazete, dergi gibi medya araçlarıyla, son dönemde ise etrafımızı örümcek ağı gibi saran sosyal medya platformlarının yıkıcı etkileri karşısında direnebilmek gerçekten meşakkatli olmuştur. Aynı zorlukları halen iliklerimize kadar hissediyoruz. Tahribat öyle büyük ki telafisi kolay olmuyor. Sosyal medyanın kaotik atmosferi ise çabalarımızı daha da güçleştiriyor. Açık konuşmak gerekirse, kendi insanımızın bir kısmının evlatlarının inancıyla, hayat biçimiyle, siyasi algısıyla, sosyal çevresiyle bambaşka dünyalara kapılıp gitmesine engel olamamanın üzüntüsünü yaşıyoruz. Sosyal medyadaki yarısı yalan, yarısı yanlış, tamamı belirli amaçlara dönük algoritmaların ürünü paylaşımların etkisinin, ailenin telkinlerinin üstüne çıktıkça, garip ve hatta ürkütücü bir dönemden geçiyoruz. Çocuklarımızın zihinleri ve gönülleri, kontrolü tamamen bizim dışımızda olan sanal bir dünyanın tesiri altındadır. Bu sadece ülkemize mahsus bir sorun da değildir. Batılı devletler dahil herkes, insanın kendi elleriyle ortaya çıkardığı bu Frankenstein ile mücadele etmeye çalışmaktadır. Burada şunu da ifade etmek durumundayım: Demografik yapımızdaki dramatik değişimi bundan ayrı göremeyiz. Birileri yüzleştiğimiz tehditlere gözlerini kapatmış durumda. Bu konuyu her gündeme getirdiğimizde, bizi eleştirmekten, bizi susturmaktan, ezberlenmiş cümlelerle bize saldırmaktan başka hiçbir şey yapmıyorlar." (DHA)
9317,24%-0,84
37,95% 0,34
43,14% 0,15
4074,57% 0,31
6621,05% 0,78