İstanbul - Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz: 2053 vizyonuyla güçlü bir ekonomi inşa etme gayret içindeyiz

İstanbul - Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz:  2053 vizyonuyla güçlü bir ekonomi inşa etme gayret içindeyiz

İstanbul - Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz: 2053 vizyonuyla güçlü bir ekonomi inşa etme gayret içindeyiz

Canan İLARSLAN - Ulaşcan ÖZER, İSTANBUL, (DHA)- CUMHURBAŞKANI Yardımcısı Cevdet Yılmaz, İstanbul'da Maliye Hesap Uzmanları Vakfı ev sahipliğinde gerçekleştirilecek olan 'Yeni Dünya Düzeninde Değişen Jeopolitik ve Ekonomik Dinamikler' panelinin açılışına katıldı. Burada konuşan Yılmaz, "Türkiye yüzyılında 2053 vizyonuyla güçlü bir ekonomi inşa etme gayret içindeyiz. Dirençli bir toplum, adil bir kalkınma anlayışıyla küresel düzeyde pozitif olarak ayrışan bir ülke olma gayreti içindeyiz" dedi.

İstanbul'da Maliye Hesap Uzmanları Vakfı ev sahipliğinde bir otelde gerçekleştirilecek olan " Yeni Dünya Düzeninde Değişen Jeopolitik ve Ekonomik Dinamikler" panelinin açılışına Cumhurbaşkanı yardımcısı Cevdet Yılmaz katıldı. Panele Birleşik Krallık Eski Başbakanı Boris Johnson, Dünya Ticaret Örgütü Eski Genel Direktörü Robert Azevedo, Hesap Uzmanları Vakfı (HUV) Başkanı Ahmet Eren katıldı. Panel kapsamında küresel öngörüler, ekonomik stratejiler, Türkiye’nin geleceğine dair öngörüler ele alındı. Panelden sonra Vakıf Başkanı Ahmet Eren tarafından Cevdet Yılmaz’a plaket taktim edildi.

'GÜÇ REKABETİNİN DERİNLEŞTİĞİ BİR DÖNEMDEYİZ'

Cevdet Yılmaz "Küresel ölçekte belirsizliklerin ve güç rekabetinin derinleştiği bir dönemdeyiz. Özellikle bu dönemlerde fikir alışverişleri daha önemli. IMF'nin son tahminlerine göre 2025 küresel büyüme beklentisi yüzde 2,8' e düşürülmüş, 2026 projeksiyonları da aşağı yönlü güncellenmiştir. Bu veriler küresel ekonomik faaliyetin zayıf seyrettiğini göstermektedir. Öte yandan ABD'nin ticaret politikalarıyla ivme kazanan korumacılık eğilimi uluslararası ticaretin belirgin şekilde etkilemektedir. Sayın Trump'la belki bu daha belirgin hale geldi ama korumacılık eğilimini Sayın Trump ile izah etmek mümkün değil. Genel anlamda küresel anlamda bir eğilim olduğunu da ifade etmek durumundayız" dedi.

BÜYÜMENİN TİCARETTEN DAHA YÜKSEK OLDUĞU BİR DÖNEMDEYİZ

Yılmaz, "IMF, 2025 yılı için küresel mal ve hizmet ticaretinde yüzde 1,7 büyüme beklerken; Dünya Ticaret Örgütü, dünya mal ticaretinde yüzde 0,2 oranında daralma öngörmektedir. Büyüme oranları düşük tahminleri 2,8, ticaret oranları bunun da altında. Büyümenin ticaretten daha yüksek olduğu bir dönemdeyiz. Bu da aslında farklı bir dönemde olduğumuzun yine önemli bir göstergesidir. Bu belirsizlik ortamı yalnızca kısa vadeli göstergeleri değil ülkelerin orta vadeli kalkınma hedeflerini de ciddi anlamda baskı altına almaktadır" dedi.

AMERİKA BİRLEŞİK DEVLETLERİ'YLE MÜZAKERELERİMİZİ YAKINDAN TAKİP EDİYORUZ

Küresel ekonominin hakim olduğu bir döneme girildiğini belirten Yılmaz, "2025 yılı itibariyle küresel ekonomi yeni belirsizlik alanlarıyla şekillenen bir döneme girmiştir. Küresel düzeyde bir belirsizlik ortamı oluşmuş durumda. Özellikle Çin ve Avrupa Birliği gibi büyük ekonomilerin bu yeni ortamda nasıl tepki gösterecekleri bir uzlaşmayla mı sürecin sonuçlanacağı yoksa çatışmacı bir yaklaşımın daha derinleşeceği soruları belirsizliğini koruyor. Dolayısıyla hep birlikte bu gelişmeleri takip ediyoruz. Türkiye olarak da elbette yakından gelişmeleri izliyoruz. Hem genel anlamda bu müzakerelerin seyrini hem de Amerika Birleşik Devletleri'yle müzakerelerimizi yakından takip ediyoruz. Dinamik bir şekilde gelişmeleri kendi politikalarımız açısından değerlendiriyoruz" dedi.

Türkiye’nin jeopolitik açısından önemine değinen Yılmaz, "Türkiye; stratejik konumu, genç ve dinamik nüfusu, nitelikli iş gücü, 1,3 trilyon dolar büyüklüğe ulaşmış ekonomisi ile yatırımcılara büyük bir potansiyel sunmaktadır. Ülkemiz, Avrupa, Orta Doğu, Kuzey Afrika ve Orta Asya’ya 4 saatlik uçuş mesafesiyle 1,3 milyar kişilik pazara erişim sağlarken; komşu ve dost ülkelerle gelişen ilişkiler bakımından stratejik bir konumdadır" ifadelerini kullandı.

'ÜLKEMİZ YENİ NESİL ÜRETİM ÜSTÜ OLMA YÖNÜNDE ÖNEMLİ BİR KONUMDADIR'

İhracata değinen Yılmaz, "Avrupa Birliği ve Gümrük Birliği diğer ülkelerle yapılan serbest ticaret anlaşmaları ülkemizi yaklaşık 30 trilyon dolarlık bir ekonomik bölgenin parçası haline getirmekte ve ticarette artan korumacılığa karşı ihracatımızı güvence altına almaktadır. İhracatımızın yüzde 70’ten fazlası bu gümrük birliğine sahip olduğumuz Avrupa'yla ve STA anlaşmalarına sahip olduğumuz ülkelerledir. Bir taraftan da büyük bir iç pazarımız var. Bütün bunlarla bu yeni ortamda nispi olarak göreli olarak daha korunaklı bir durumda olduğumuzu söyleyebiliriz. Planlı sanayi alanlarımız, güçlü arge ve inovasyon ekosistemlerimiz, yatırımcı dostu teşvik yapımız nitelikli insan kaynağımız ve stratejik lojistik bağlantılarımız sayesinde ülkemiz yeni nesil üretim üstü olma yönünde önemli bir konumdadır. Yüksek katma değerli üretim, dijitalleşme ve yeşil dönüşüm alanlarında etkili politikalar geliştiriyoruz. Son yayınladığımız 12. kalkınma planının omurgasını da yeşil ve dijital dönüşüm oluşturuyor. Bunu başardığımızda daha düşük karbonlu bir ekonomi hem de daha düşük cari açık bir ekonomi oluşturmamız mümkün" dedi.

'ÖNCELİĞİMİZ ENFLASYONU AŞAĞIYA DOĞRU DÜŞÜRMEK'

Yılmaz, "Temel önceliğimiz enflasyonu aşağıya doğru düşürmek. Geçen yıl Mayıs ayında 75 buçuklara kadar yükselmişti. En son 37,9 gibi bir rakama geldi. Bu önemli bir gerileme ama yetmez daha düşük oranlara gelmemiz gerekiyor. İstikrar içinde ve sürdürülebilir şekilde büyümemiz lazım. Sosyal refahı da kalıcı bir şekilde arttırmamız lazım. Yıl sonu itibariyle de 20’li rakamlardan bahsedeceğimizi tahmin ediyoruz. Daha sonraki süreçlerde de önce 10’lu sonra tekrar tek rakamlara doğru kararlı bir şekilde gitmemiz gerekiyor" ifadelerini kullandı.

SÜRDÜRÜLEBİLİR BÜYÜME İÇİN ENFLASYONU DÜŞÜRMEK SON DERECE ÖNEMLİ

Enflasyonun düşmesinin büyüme için öneli olduğunu vurgulayan Yılmaz, “Enflasyonun düşmesi büyüme perspektifi açısından da çok önemli. Sürdürülebilir büyüme için enflasyonu düşürmek son derece önemli ve kıymetlidir. Gerek içeride güvenlik algısı üzerinden oluşan etkilerle gerekse Trump politikalarının etkisiyle risk birimlerinde ve rezervlerde bir miktar gerileme yaşadı Türkiye. Ama son haftalarda ciddi bir toparlanma süreci içindeyiz. 144 milyar dolarlara kadar düşmüştü rezervler. Son açıklanan rakam 153 milyar doların üzerine çıktığını gösteriyor. Tekrar rezervlerde bir toparlanma eğilimi var. bilir. Henüz tam istediğimiz noktada değiliz. Bu eğilimin bir iki ay içinde çok daha normal seviyelere bizi getireceğini ifade edebilirim" dedi.

YAPISAL REFORMLARI DA ÇOK ÖNEMLİ GÖRÜYORUZ

Yapısal reformları önemli gördüğünü belirten Yılmaz, "Tüm bu kazanımların kalıcı hale gelmesi için yapısal reformları da çok önemli görüyoruz. Yapısal reformlar iki tür etkide bulunurlar. Bir tanesi sonuç sonuçlarıyla konuşturdukları etkiler. Diğeri de beklenti kanalıyla oluşturdukları etkiler. Yapısal dönüşüm yapan yapısal reform yapan ülkeler gelecek adına daha umutlu bir perspektif oluştururlar. Türkiye yüzyılında 2053 vizyonuyla güçlü bir ekonomi inşa etme gayret içindeyiz. Dirençli bir toplum, adil bir kalkınma anlayışıyla küresel düzeyde pozitif olarak ayrışan bir ülke olma gayreti içindeyiz. Belirsizliğin daha fazla yoğunlaştığı dönemlerde daha stratejik hareket edebilenler buradan pozitif ayrışanlar o farklılığı daha hızlı bir şekilde giderebiliyorlar. Bu bir imkan olarak karşımızda duruyor. Terörün gölgesinden tamamen kurtulmuş, istikrarı kalıcı hale gelmiş, öz güveni yüksek ve müreffeh bir Türkiye'yi birlikte inşaa etmek ve geleceğe taşımak durumundayız" şeklinde konuştu. (DHA)



Cumartesi 20.1 ° / 12.2 °
Pazar 23.2 ° / 11.7 °
Pazartesi 21.7 ° / 10.5 °
Aksaray nöbetçi eczaneleri