Tolga TAHÇI/ İZMİR, (DHA)- İZMİR'de sağanak sırasında sokakta yürürken elektrik akıma kapılan İnanç Öktemay (44) ve Özge Ceren Deniz'in (23) hayatını kaybettiği davada, geçen günlerde yapılan keşfin ardından bilirkişi heyetinin raporu hazırlaması için 2 sanık hakkında resen duruşma yapıldı. GDZ Elektrik firmasında arıza onarım personeli tutuklu sanık Fırat Akbay ile aynı firmada arıza onarım ustası olarak görev yapan Mesut Türkan, müdahale ettikleri kablonun, 13 Nisan'da uydu fotoğrafında iki mazgal arasında görülen kablo olmadığını savundu. Bilirkişi heyeti, sanıkların ifadeleri üzerine yeni bir bilirkişi raporu hazırlayacak.
İzmir'de, 12 Temmuz saat 18.00 sıralarında başlayan sağanakta, Bayraklı'da metrekareye 39.7 kilogram yağış düştü. Yağış nedeniyle kent merkezi Bayraklı ve Konak ilçesinde bazı cadde ile sokaklar suyla dolarken, araç sürücüleri ve yayalar zor anlar yaşadı. Sağanaktan korunmak isteyen İzmir Demokrasi Üniversitesi Tıp Fakültesi öğrencisi Özge Ceren Deniz, suyla dolan yolda elektrik akımına kapıldı. Onu kurtarmak isteyen ikinci el eşya satışı işiyle uğraşan İnanç Öktemay da akıma kapılıp, bir anda yığıldı. Deniz ve Öktemay, kaldırıldığı hastanede yaşamını yitirdi. İnanç Öktemay İzmir'de, Özge Ceren Deniz Osmaniye'de toprağa verildi. Soruşturma kapsamında ilk olarak gözaltına alınan 30 kişiden 14'ü tutuklandı. Hakkında gözaltı kararı verilen 2 şüpheliden birinin kanser tedavisi gördüğü, 1 şüphelinin de yurt dışında olduğu belirtildi. Tutuklanan şüphelilerden Zekeriya T. daha sonra adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı. Soruşturmada 11 kişi hakkında daha gözaltı kararı verildi. Savcılık talimatıyla 26 Temmuz'da Adana Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreter Yardımcısı eski İZSU Genel Müdürü Ali Hıdır Köseoğlu, İZSU Genel Müdür Gürkan Erdoğan, İZSU Genel Müdür Yardımcısı Serdar Sadi, Gediz Elektrik'ten Dağıtım Genel Müdürü Uğur Yüksel, Metropol Bölge Müdürü Ali Arcan, Sistem İşletme ve Bakım Müdürü Ekrem Yıldırım, Operasyon Direktörü Sefa Pişkinleblebici, Planlama ve Teknoloji Direktörü Necati Ergin, Yapım İşleri Saha Sorumlusu Mürsel Arıcı, Yapım İşleri Sorumlusu Uzman Alper Doğan ve Gediz Elektrik personeli Halit Özpelit, gözaltına alındı. 11 şüphelinin tamamı, adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı.
ZİNCİRLEME KUSUR
5 kişilik bilirkişi heyetinin tuttuğu raporda, olayın gerçekleşmesinde Deniz ve Öktemay'ın herhangi bir kişisel kusuru olmadığı belirlendi. Raporda olayın öngörülebilir ve önlenebilir olduğu, kaçınılmazlık unsurunun bulunmadığı değerlendirildi. Buna göre, olayın gerçekleşmesinde, öngörülemeyecek ve önlenemeyecek olan herhangi bir olağanüstü doğa olayının bulunmadığı kanaatine varıldı. Olaya birtakım ihmaller ve teknik kusurlar silsilesiyle Deniz ve Öktemay dışında gelişen zincirleme kusur unsurlarının sebep olduğu tespit edildi. Bilirkişi raporunda, söz konusu olayın gerçekleştiği yerde iki kurumun da koruyucu ve önleyici tedbirler almadığı belirlendi.
CEZALAR YARI ORANDA ARTIRILDI
İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı, olaya ilişkin soruşturmanın ardından iddianame hazırladı. İddianamede İZSU Genel Müdürü Gürkan Erdoğan, İZSU Genel Müdür Yardımcısı Serdar Sadi, Adana Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreter Yardımcısı eski İZSU Genel Müdürü Ali Hıdır Köseoğlu, Gediz Elektrik Genel Müdürü Uğur Yüksel, Gediz Elektrik Dağıtım A.Ş. Metropol Bölge Müdürü Ali Arcan, Gediz Elektrik Dağıtım Sistem İşletme ve Bakım Müdürü Ekrem Yıldırım ve Yapım İşleri Sorumlusu Uzmanı Alper Doğan'ın da aralarında bulunduğu 13'ü tutuklu, 42 kişi hakkında 'Taksirle öldürme' suçundan 15 yıla kadar hapis cezası istendi. Suçun bilinçli taksirle işlenmesi nedeniyle TCK'nın 22/3'ün maddesi gereğince sanıklara verilecek cezanın yarı oranında artırılarak 22,5'ar yıla çıkarılması talep edildi.
İzmir 10'uncu Ağır Ceza Mahkemesi'nde sanıklar yargılanmaya başlandı. Davanın 13 Kasım'da başlayarak 2 gün süren 2'nci duruşmasında mahkeme başkanı, ara kararını açıkladı. Mahkeme başkanı, 13 sanıktan 11'inin tutukluluğuna devamına karar verdi. Tutuklu sanıklar Ömer Karabilgin ve Barış Koç'un ise devlet memur sıfatları ve kamu görevlisi oldukları gerekçesiyle dosyaları tevhit edilmesine ve tahliye edilmelerine karar verdi. Ayrıca tutuksuz sanıklar Ali Hıdır Köseoğlu, Serdar Sadi, Gürkan Erdoğan ve Ezgi Nazaroğlu hakkında da devlet memuru olmaları gerekçesiyle izin alınması için dosyalarının ayrılmasına, izin alındıktan sonra soruşturmalarının devam etmesine, adli kontrol şartlarının kaldırılmasına karar verildi. Böylelikle davada 11'i tutuklu, 36 sanık kaldı.
İnanç Öktemay'ın yeğeni Berfin Öktemay'ın davaya katılma talebinin reddine, Demircan A.Ş. yetkilisi Cenan Demircan hakkında verilen takipsizlik kararının kaldırılması ve soruşturma açılması için Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yazı yazılmasına karar verildi. Tutuksuz sanıklardan Deniz Sural, Gürsel Arıcı, Tahsin Erdoğan, Abdülkadir Satık, Alper Doğan, Koray Arif hakkında adli kontrol şartının kaldırılmasına ve yurt dışı yasağı konulmasına hükmedildi. Mahkemenin kararı üzerine İnanç Öktemay ve Özge Ceren Deniz'in hayatını kaybettiği olay yerinde 9 Aralık'ta keşif yapıldı.
'ÇALIŞMA YAPTIĞIM KABLOYU KOREGA BORUYA KADAR BASTIRDIM'
Keşfin ardından bilirkişi raporunun hazırlanması için resen duruşma yapıldı. İzmir 10. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmaya, 9 Ocak'ta elektrik kablolarının tamirini yapan GDZ Elektrik firmasında arıza onarım personeli tutuklu sanık Fırat Akbay ile aynı firmada arıza onarım ustası olarak görev yapan tutuklu Mesut Türkan ile sanık avukatları ve bilirkişi heyeti katıldı. Bilirkişi heyeti, olay yerinden alınan 4 kablo ve GDZ Elektrik'ten temin edilen 1 kabloyu gösterip Akbay'a hangisine müdahale ettiğini sordu. Amiri Yavuz Üner'i aradığını söyleyen Akbay, "Kendisine yolda vatandaşın durdurduğunu, arıza olduğunu, arıza kaydının bende olmadığını ancak dedektörle kontrol ettiğimde elektrik kaçağı mevcut olduğunu gördüğümü, aynı zamanda buhar çıktığını gördüğümü söyledim. Kontrol ettiğimde de elektrik kaçağı mevcut olduğunu ve su buharı çıktığını bildirdim. Akabinde kendisine orada çalışma yapacağımı bildirdim. Müdahale etmem gerektiğini, tehlikeli bir durum oluşturabileceğini bildirdim. Olay yerinde küçük bir kazı yaparak kabloyu buldum. İlk kabloda denk geldi. Kabloyu buldum. Kablonun yüzeyde olduğunu tespit ettim. Altını eştikten sonra korega boruya yakın olduğunu tespit ettim. Mevcut arızayı giderdikten sonra korega boruya kadar bastırarak soktum. Yavuz Üner'i arayarak yaptığım işlemi anlatıp, bilgi verdim" dedi. Akbay, olay yerinde İzmir Büyükşehir Belediyesi'nden bir çalışan olduğunu, çalışma yaptıkları yeri kapattıracağını söylediğini belirtirken, kendisine gösterilen kabloların, olay yerindeki kablolardan biri olmadığını da savundu.
Heyetin uydu fotoğrafında 2 açık mazgal arasında kablo göründüğü sorusuna Akbay, "Görünen kablo benim çalışma yaptığım kablo değil. Çalışma yaptığım kabloyu aşağıya korega borunun içine bastırmıştım. Fotoğraftaki kablonun nasıl dışarıya çıktığını bilmiyorum ama kendi kendine çıkamaz. Oranın ne zaman betonlandığına dair bilgim yok" dedi.
'ÖLÇME ŞANSIMIZ YOKTU'
Bilirkişi heyeti tarafından aynı kabloların gösterildiği Mesut Türkan ise "Çalışma yaptığımız kablonun kırmızı bantlı kablo olduğunu düşünüyorum. Çünkü bizim muf yaptığımız yerine yanında fermuarlı bir ek vardı. Orada çalışma yaptıktan sonra birçok kazı yapıldı. Olay gününden sonra çalışmalar oldu" dedi.
Bilirkişi heyetinin kabloyu tamir ettikten sonra kabloyu boru içine alıp almadıklarına yönelik soruya da yanıt veren Türkan, "Kabloyu tamir ettikten sonra korega borunun içerisine aldık. Bizim elimizde metre yoktu. Ölçme şansımız yoktu. Şirket de böyle bir talepte bulunmaz. Ne kadar kazdık ve kabloya ulaştık hatırlamıyorum ama 25- 30 santimetre kazmış olabiliriz. Daha da derin olabilir ama tam net hatırlamıyorum, kazma kürek ile kazdık" dedi. Türkan, kablo tamiri yaptıktan sonra kablo izolasyon direncini ölçüp ölçmediklerini hatırlamadığını söyledi. Türkan, 9 Ocak'ta muf yaptıkları kabloyla, uydu fotoğrafında iki mazgalın arasında görünen kablonun aynı olmadığını da sözlerine ekledi. Sanıkları dinleyen bilirkişi heyeti, yeni bir bilirkişi raporu hazırlayacak. (DHA)
FOTOĞRAFLI