TUTUKLU GENEL MÜDÜR DAMAT SAVUNMA YAPTI
Kartalkaya’da 78 kişinin öldüğü Grand Kartal Otel yangını duruşmasında otel sahibi Halit Ergül'ün damadı ve aynı zamanda Grand Kartal A.Ş.’nin Genel Müdürü tutuklu sanık Emir Aras'ın savunması alındı. Aras’ın savunması öncesi salonda güvenlik önlemleri artırıldı. Polisler katılımcılar ile sanıklar arasında etten duvar örerken, jandarma personelleri sanık kürsüsünün etrafını sardı. Müşteki ve mağdur yakınları ile sanıklar arasında gerginlik ve sataşmalar olduğu görüldü.
Sesi ağlamaklı şekilde söze başlayan Emir Aras, “Öncelikle bu facia dolayısıyla çok üzgün olduğumu söylemek istiyorum” dedi. Bu cümle üzerine salonda uğultu oluşurken, sözlü atışmalar yaşandı.
‘DAMAT OLMAMDAN DOLAYI HERKES BİR ŞEY DANIŞIR’
Daha sonra savunmasına devam eden Emir Aras, “Olanları düşünmediğim tek bir an bile yoktur. Olay gününe ilişkin hususları açıklamak için ilk önce şirketteki görevimi izah etmek istiyorum. Evlendikten sonra şirkette çalışmaya başladım. Otellerin bilgi işlemleri ve tanıtımlarını yapıp kurumsal satış için acenteleri geziyordum. Yarı zamanlı Bolu yarı zamanlı İstanbul’daydım. Resmiyetteki genel müdürlük vasfım 2015'te silah ruhsatı almak için verilmiş, verildikten 1 ay sonra silah ruhsatı başvurum olmuştur. Fiilen genel müdürlük yetkilerim yoktur. Benim görevim network, bilgisayar güvenliği, internet güvenlik duvarı, kamera sistemi, grup satış, grup fiyatları, menülerde ekleme-çıkarma, konaklama fiyatlarında aksiyon alma durumlarını yapıyordum. Genel zam yapacağımda da onay alırdım. Bunun dışında her şeyi kayınpederimin onayıyla yapardım. Onun dediği dışında bir şey yapmazdım. Otelde olduğum zamanda damat olmamdan dolayı bana herkes bir şey danışır. Bildiğim alanımda bir şeyse cevap verir, değilse kayınpederime sorardım. Ben otelde yarı zamanlı duruyordum. Tatil dönemlerinde uzun durduğum oluyordu” dedi.
‘SÖYLEDİKLERİ EKSİKLİKLERİ KAYINPEDERİME WHATSAPP’TAN YAZDIM’
Emir Aras, denetim yapıldıktan sonra kendilerine bildirilen eksiklikleri kayınpederi Halit Ergül’e bildirdiğini ifade ederek, “16 Aralık 2024 günü kayınpederim bana Turizm Bakanlığı’ndan denetime geleceklerini, hazır bulunmamın iyi olacağını söyledi. Ben de Zeki beye ‘bana da haber verin’ dedim. Daha önce de kayınpederimin isteğiyle eşlik ettiğim olmuştu. Mehmet Salun ve Zeki bey ile birlikte denetçilerle oturduk. İstenen evrakı getirdiler. Eksik olan bazı evraklar getirilmedi. Odaları dolaşmak istediler. Duman dedektörü yangın dedektörü gibi her şeye tek tek baktılar. Kapalı kapı bırakmadılar. 12’nci kattan aşağıya müşterinin olmadığı tüm odalara teker teker bakıldı. Personel odalarına da baktılar. Her odada duman dedektörü, yangın merdiveni yangın tüplerine baktılar. Ben 7’nci kattan sonra ayrıldım. Denetim bitince beraber otururuz deyip yanlarından ayrıldık. Saat 15.00’a kadar inceleme yaptılar. Söyledikleri eksiklikleri kayınpederime Whatsapp’tan yazdım. Çamaşırhanede halının değişmesi, engelli odasının 2’nci kattan 3’ü kata taşınması gibi şeyler söylediler. Bunların hepsini kayınpederime gönderdim. Denetçiler, ‘bunlar yapıldığında fotoğrafları gönderin’ dediler. Saat 16.00 gibi ofisime geçtim. Oraya Mehmet Salun ve İdris geldi. Bana itfaiyenin raporu olduğunu, eksiklikler olduğunu söyledi. Ben de ilk kez itfaiye raporuyla karşılaştım. Daha önce hiç katılmamıştım. Eksiklikleri arkadaşlar anlattı. Duman dedektörünü restorana da istediklerini söyledi. Ben de hızlıca olabilecek eksiklerin yanına yapalım yazdım. Uzun sürecekleri de Kadir beye Whatsapp’tan attım. Ben arkadaşların tuttuğu müsveddeyi gördüm. Herhangi bir raporu görmedim. Kadir Özdemir’e ‘biz bunları 15 gün içinde nasıl tamamlayacağız’ dedim. O da bana denetimin yanlış yapıldığını, başvurunun geri çekilebileceğini söyledi. Mudurnu A.Ş. üzerinden başvurabileceğimizi söyledi. Geri çekelim mi dedi. Ben de sana döneceğim dedim. Durumu kayınpederime anlattım. O da itfaiye raporumuzun olduğunu, açılışta alındığını söyledi. Olmasa işyeri açılmazdı dedi. Ben de Kadir beye bizim raporumuz varmış deyince, o da var dedi. Öyleyse geri çekelim dedim. Daha sonra kim ne işlem yaptı bilmiyorum” dedi.
OLAY GÜNÜNÜ ANLATTI
Olay gününü de anlatan Emir Aras şunları söyledi:
“720 numaralı odada eşimle kalıyordum. Kızım yan odadaydı. Saat 03.32 civarında, saati sonradan öğrendim, o an bilmiyordum. Eşim sesler geliyor dedi. O sıra telefonum çaldı. Titredim. Eşim dışarı bak dedi. Telefona cevap vermedim. O sıra eşime kızı al yangın var herhalde dedim. Telefonda İdris Erol, yangın var 4’üncü katta dedi. Ben de tamam deyip kapadım. Eşimin gelmesini beklerken tekrar telefonum çaldı. Arayan Nedim Türkmen'di ne oldu diye sordu. Yangın var hemen çıkın dedim. 1 dakika içinde eşim geldi. Ağzımızı burnumuzu kapatarak yangın var diye bağırarak koşarak aşağı indik. 6’ncı kata indik. Daha sonra 5’nci kattan dışarı çıktık. Eşimi ve kızımı bırakınca tekrar içeri girmek istedim ama duman ve kokudan yürüyemedim. Zeki beyi gördüm ve bağırdım alarm niye çalışmıyor diye o da ağlamaklı şekilde bilmiyorum dedi. Teknik ekipte hiçbir arkadaş Tahsin hariç kamera kurmayı bile bilmez. Ona da ben gösterdim. Yardım etme çabam yaptıklarımız, her şey kamera kayıtlarında görünecektir. 03.37 civarı dışardaydım. 03.38'de jandarmayı aramışım. Zeki bey yanında Şenol, kayak odasındaki arkadaşları gördüm. Onları görünce merdivenden kurtarma yapıldığını görünce ortak şirket elemanlarına koşun uzun merdivenleri alın dedim. Ben de aradım. Çatıya çıkmıştım, kayınvalidemi gördüm. Montuyla odanın içindeydi, onu gördüm iyi durumdaydı. Durumu acil değil diye ona gitmedim. O da bana iyiyim dedi. Ben çatıda kurtarma çalışmalarına yardım ettim. Jandarmayı aradığımızda ihbar geldiğini itfaiyenin yolda olduğunu söyledi. Biz bağırmaya başladık aşağı atlamayın diye. Üzücü bir olay oldu, biri atladı. Ambulans geldi. Ben de bu esnada sinir krizi geçirdim. Aşağıya indim. Diğer çatıya çıktım. 6’ncı katta baldızım vardı. Odada kimse olmadığını söylemişlerdi. Amacım kontrol etmek değil, diğer odalara ulaşmaya çalışmaktı. Kapıda yoğun duman vardı. Kapıyı açamadım. Dışarı çıkarken elimde de cam kesikleri oldu. Ben çatıda yardıma devam ettim. Orada yapabileceğimiz hiçbir şey kalmadı. Herkesle beraber aşağıya indik. Bu esnada bir kişi sinir krizi geçirdi. Yapacak hiçbir şeyin mi yoktu gibi şeyler söyledi. Bir başka kişi de 3 evladımı kaybettim diye bağırdı. Aşağıya indiğimde sinir krizleri geçirdim. Beni bir yere götürdüler. Sonra duramayıp dışarı çıktım. Yardım etmeye çalıştım. Ondan sonra itfaiyeler geldi. Ben bu sırada penceredeki herkese karşı odadan birini alabiliyor musunuz diye söyledim. İtfaiyeler geldi, orada vuku bulan durum çok fenaydı. Onlar da bir şey yapmaya çalışıyorlardı. Onlara bina yapısını anlatmaya çalıştım. Bu kattan geçerseniz odalara ulaşabilirsiniz dedim, otoparka ulaşırsınız dedim. O saatten sonra elimden gelen bir şey yoktu. Her gelen ekibe anlattım. Elimden bir şey gelir diye orada bekledim. Jandarma görevlisine kameraların nerede olduğunu biliyorum, erişebiliriz alalım dedim. Kamera kayıtlarını alalım derken onların alması için söyledim. Kamera kayıtları kolay bir yerdeydi ve onlar kurtarılabildi. Güvenlik diye tabir ettiğimiz arkadaşın odasında da eski kamera kayıtları durmaktaydı. Onlar eski analog sistemdi, her bir kameradan anten gibi kabloyla çekiliydi. Taşımak kolay olmadığından orada duruyorlardı. Jandarma kriminalden bir kişiyle içeri girip kamera kayıtlarının yerini gösterdim ama almadılar oradan çıktık. Üst kattaki kameraları kurtaramadık.”
‘VİCDAN AZABI ÇEKİYORUM’
Vicdan azabı çektiğini belirten Emir Aras, “Üzerime atfedilen, bilerek isteyerek olası kastla öldürme suçunu kabul etmiyorum. Aklımın ucundan geçse, ne çocuğumu orada kaldırırım ne kendim kalırım, ne de birinin kalmasını kabul ederim. Ben otelde sürekli durmuyorum. HTS kayıtlarına bakılırsa, ben sömestire kadar otelin yarı zamanında otelde değildim. Birini suçlamak için söylemiyorum. Herkesin üzüldüğüne, kimsenin bunun olmamasını istediğine inanıyorum. Herkes benim görevim değil ben sorumlu değilim diyor. Ben kendi yaptığım işi detaylıca anlatabilirim. İrfan Acar'ın tespit ettiği eksiklikleri bana Cemal ve İdris bildirirdi. Ben size her şeyi anlatacağım, vicdan azabı çekiyorum. O an ifade verirken bazı şeyleri hatırlayamadım. Cemal’le İdris yanıma geldi. Arkadaşlar benden talimat aldıklarını söylüyorlar. Aşçıya bile sorsanız belki yemeği yaparken Emir beye soruyoruz diyecekler. Peki ben otelde yarı zamanlı bile durmazken kimden talimat alıp işlemleri yapıyorlardı? Beni Kadir bey tanıtırken, genel koordinatörümüz veya Halit beyin damadı olarak tanıştırırdı. Genel müdür kartvizitim bile olmadı. Yetkisiz bir yetkiliydim.
Bildiğim konuların hepsinde bildiğimde cevap verip ilgileniyordum. Cemal’le İdris bana eksiği bildirdiklerinde kimseden talimat almalarına gerek yoktur. Bir tadilat yenisi ile aynı fiyata geliyorsa o zaman soruyorlardı. Ben arkadaşlara sizi arayacağım diyorsam hepsi bilir ki arayıp Halit beye soracağım ama vasfımdan dolayı arkadaşlara ben bir sorayım demedim. Ama hepsi sorduğumu bilirdi. Ben yapılabilecek şeyleri yapın dedim. Yapılamayacakları da sordum. Bana denetimin yanlışlıkla alındığı, bizim raporumuz olduğu söylendi. Bolu’da hiçbir kamu kuruluşunu bilmem, kimseyi tanımam. Raporda bu değişikliklerin hiçbirine Zeki bey, Kadir bey, Ahmet bey de kendi başına karar veremezdi kayınpederime sormadan. Çünkü yapısal değişiklik gerektiriyordu. Kendi başına yapamazdı. Otele bir sürü şey alınıyor. Bana sormazlardı bile. Bana sordukları, bu içkiyi almayın tüketince menüden çıkartacağız. Ya da yeni bir ürün için araştırma yapalım fiyat alalım derdim. Telefonda kayınpederimle konuşurken turizm denetiminden haberi vardı. Bana eksik bildirildi mi diye sordu. Ben de eksiklikleri attığımı söyledim. Ben burada yanılgıya düştüm. Tek başıma karar veremeyeceğim bir konu. Bu işlemleri de daha önce yapmadım daha önce hiç şahit olmadım. İrfan Acar'ın tespit ettiği eksikliklerin maliyetli yapmayalım demedim. Hızla yapılacakları yapalım dedim. Kağıda yazdım. Ben çekilip çekilmeyeceğini bilmiyordum bile. Kadir bey çekilebileceğini söyledi. Kayınpederime sordum. Önce White Fox Kafe ile ilgili İbrahim Akpolat ile konuştuk. O işi yapmak istediğini, bilmediğini söyledi. İbrahim Akpolat bana birkaç yıl para alma tutarsa yenileriz dedi. Ben istemiyordum ama kayınpederime söyledim. Kayınpederim de kiracı boşalttı, bize de faydası yok. Kullanabilir dedi. Kadir beye İbrahimler alacak ne yapılması gerekiyorsa yapın dedim” dedi.
‘AHMET DEMİR’İN BİRİLERİNİ ARAYIP ARAMADIĞINI BİLMİYORUM’
Mahkeme başkanı, Aras’a itfaiye eri İrfan Acar’ın otel ile ilgili belirlediği eksiklikleri diğer otelin müdürü Ahmet Demir’in bilip bilmediğini sordu. Aras, “Ahmet Demir ile bu konuları konuşmadım. Birilerini aradığını bilmiyorum” diye cevap verdi.
‘HÜSEYİN ÖZER, GRAND KARTAL’IN ELEKTRİK ŞEFİDİR’
Grand Kartal’dan sorumlu olan elektrikçi Hüseyin Özer'di. Tahsin Pekcan Grand Kartal’da görevli değildi. Bir kere kayak girişine demirden kaynakla oturak yaptı. Bir kere de kameraların IP'lerini switchlere taktı. Gazelle’den bildiğim üzerine yangın panelini teknik bilir. Diğerlerine öğretir. Benden önce yapılmış bir yangın sisteminin illaki görevlendirmesi bileni vardır diye ilgilenmedim. Sorulmadan söylemek istediğim şeyler var. Eleman konusunu her alımda bana sormazlar. Yeni bir departman mı kuruluyor, 10 kişi çalışıyor da eleman mı lazım olur, söylerlerse ben de kayınpederime sorarım. Bu zamana kadar 2 arkadaşımı resepsiyon için önerdim. Onlarla görüşme yapıp onayladım. Bütün çalışanları çağıralım. Kaçıyla mülakat yapmışım. Üst seviyede çalışanlar uzun yıllardır çalışıyor. Yoksa her birim kendi elemanını kendi alıyor. Herkes yetkiden bahsediyor. Grand Kartal Otel’de departman toplantısına ben katılmadım. Gazelle’de de Ahmet Demir yapardı. 5-6 yıl önce 1 kez katıldım. Otelde resmi kıyafetle dolaşmazdım. Her çalışana sorun beni hiç genel müdür diye tanıtmışlar mı? Hüseyin Özer, Grand Kartal'ın elektrik şefidir” dedi.
‘KIZLAR HİÇBİR ŞEKİLDE OTELDEKİ İŞLERE KARIŞMAZDI’
Kayınvalidesi, eşi ve baldızının yönetim kurulunda olmalarına rağmen şirketin işlerine karışmadığını söyleyen Emir Aras, “Kızlar hiçbir şekilde oteldeki işlere karışmazdı. Tatillerde bazen gelir giderlerdi. Şirket işlerine karışmazlardı. Kayınvalidem de şirket işlerine karışmazdı. Ben hayatım boyunca İSG’ci 1 kez falan gördüm. Bir kez de Kartalkaya'da gördüm. Genel olarak ne zaman yangın tatbikatı yapıldı, bilmiyorum. Yangın ekibi kuruldu mu bilmiyorum. Akşam 22.30’dan sonra mutfak kapalı olurdu. Aşçıbaşı Reşat orası ile ilgilenirdi. Şirkette İş Sağlığı ve Güvenliği (İSG) uzmanı vardı. Otelde olup olmadığını bilmiyorum. Grand Kartal’da yangın alarm sistemi, duman dedektörü vardı. Sprinkler yoktu. Yangın alarm sisteminin kapatılıp kapatılmadığını bilmiyorum. Otel resepsiyonuna yangın sistemi eğitimi verildi mi bilmiyorum. LPG borusunda bildiğim bir değişiklik yapılmamıştır. İSG uzmanlarını tanımıyorum” diye konuştu. (DHA)
FOTOĞRAFLI
10006,82%-1,00
40,02% 0,12
46,87% 0,08
4276,10% -0,29
6845,73% 0,51