Kartalkaya'da 78 kişinin öldüğü otel yangınına ilişkin davanın duruşmasında 3'üncü gün (9)

Kartalkaya

Kartalkaya'da 78 kişinin öldüğü otel yangınına ilişkin davanın duruşmasında 3'üncü gün (9)

EMİNE MURTEZAOĞLU ERGÜL: 65 YAŞINDAYIM, GÖREMİYORUM

Kartalkaya'da 78 kişinin hayatını kaybettiği Grand Kartal Otel yangınının duruşmasında, otelin yönetim kurulu üyesi ve aynı zamanda otel sahibi Halit Ergül’ün eşi tutuklu sanık Emine Murtezaoğlu Ergül'ün savunması alındı. Olaydan 2 ay sonra tutuklanan Ergül savunmasında olay günü yaşadıklarını şöyle anlattı:

“Olay gecesi oradaydım, hasbelkader kurtuldum. Koridordan gelen sesleri duyunca yataktan fırladım. Doğuştan gelen bir görme engelim var. 25.5 numara özel lens kullanıyorum, lensleri takmadan hiçbir şey göremiyorum. Kızım aradı, ona “Kapıya ıslak havlu koy, koridora çıkma” dedim. Odamın önünde bir çatı vardı. Biri oraya atlayıp battaniye istedi. Ne bulduysam verdim. Kızıma da ‘Camı kır’ dedim. Eşim Gazelle Otel'deydi, onu arayıp yardım etmesini istedim. İçeride insanlar vardı. Duman çok kötüydü. İnsanlara yardım etmeye çalıştım, gitmeye çalıştım ama ulaşamadım. Çok toz ve duman vardı. Lens kullananlar bilir; toz ve kuruluk gözleri çok kötü etkiler. Bu yüzden gidemedim, dışarı çıktım. Yüksek merdivenle 6’ncı ve 7’nci kattaki insanları kurtarıyorlardı. Beni de o merdivenle kurtardılar. Bir sürü insan vardı; çıkan herkes sağa sola koşturuyordu. Yürüyerek, yangının sıçrama ihtimaline karşı Dorukkaya’ya gittik. 65 yaşındayım, göremiyorum. Yanımda 3 çocuk vardı. Dorukkaya Otel'in müdürüne gidip, “Lütfen yardım edin, içeride hâlâ insanlar olabilir” dedim. Dorukkaya Otel’in orada su ve meyve vardı. Alıp insanlara dağıtmak istedim. Orada çaresizdim, ne yapabileceğimi sorguluyordum. Bir süre sonra jandarma oteli sardı, kimseyi yaklaştırmıyordu. Birkaç gün Gazelle Otel’de kaldık, ardından İstanbul’a kızlarımın yanına döndüm.”

‘OTELİN İŞLEYİŞİYLE HİÇ İLGİM OLMADI’

Sanık Emine Murtezaoğlu Ergül, otelin işleyişiyle ilgisi olmadığını ifade ederek, “Bizimki bir aile şirketi. Ben işle ilgilenmedim. Babam da aynısını yapardı, eşim de öyle yaptı. Arada bir evrak gelirdi, imzalardım. Ben çocuklarımla ilgilenirdim. Çocukların eğitimi boyunca İstanbul’da yaşadım. Bu süreçte annemle babam rahatsızlandı, onlara baktım. Babam ölmeden önce 5 yıl yatalaktı, onu Gazelle Otel’e aldırıp bakımını yaptım. Sonra torunlarım oldu, onlara destek verdim. Otelin işleyişiyle hiç ilgim olmadı, zamanım da yoktu. Sadece gittiğimde “Bu çiçek sulanmamış” gibi şeyler söylerdim” dedi.

‘HALİT’E SORMADAN HİÇ BİRŞEY YAPAMAZDI’

Mahkeme başkanı, sanığa Ticaret Sicil Gazetesi'ne göre görevi olup olmadığını sordu. Sanık, “Evet, böyle bir görevim vardı. Eşim olmadığında bana evrak getirirlerdi, ben de imzalardım. Otel yönetimine karışmazdım. Emir Aras müdürdü ama kendi başına karar vermezdi, eşime sorarak hareket ederdi. Kızlarım yalnızca tatillerde gelirlerdi. Onlar da çocuk büyütüyor, onunla uğraşıyorlardı. İstanbul’da yaşıyorlar. Emir Aras ya da başka biri, Halit’e sormadan hiçbir şey yapamazdı” diye cevap verdi.

Çalışanlara yangın eğitimi verilip verilmediği veya yangın tüplerinin olup olmadığı sorulan sanık, “Eğitimin olup olmadığını bilmiyorum ama koridorlarda yangın tüpleri vardı” dedi. (DHA)

FOTOĞRAFLI



Perşembe 35.8 ° / 18.1 °
Cuma 37.5 ° / 19.7 °
Cumartesi 36.9 ° / 19.2 °
Aksaray nöbetçi eczaneleri