Ayşenur DEMİRTAŞ GÜL/ANKARA, (DHA)- CHP Genel Başkanı Özgür Özel, "Elbette İran’a demokrasi gelmelidir. Ancak bu İranlıların kararı ile olmalıdır. Amerika’nın kararıyla, Trump’ın saldırısıyla olmasına asla ve asla izin veremeyiz. Bu konuda ağzına Trump’ı alamayan Erdoğan’ı, Trump ile birlikte kınıyoruz. Bölgeye barış kısık sesle gelmez. Küçük harflerle, Netanyahu ile sözde kayıkçı kavgası yaparak bu meseleler asla hallolmaz" dedi.
Muharrem İnce, TBMM'de düzenlenen CHP grup toplantısında yaklaşık 4,5 yıl sonra tekrar CHP'ye katıldı. Özgür Özel, Muharrem İnce'yi kürsüye davet ederek, "Şimdi normalde Muharrem İnce’ye rozet takmam lazım. Ama dedim ki ‘Ben Muharrem İnce’ye rozet takamam.' Çünkü onun rozeti alnına takılı zaten, doğduğundan beri.’ Hoş geldiniz. Muharrem İnce’ye, değerli Başkanımız Muharrem İnce’ye emeği olduğu bu partiye, hiçbir zaman ayrı düşmediği, gönlünden düşürmediği bu partiye, baba ocağına hoş geldiniz diyorum" dedi.
Muharrem İnce ise partiye kibirle gelmediğini belirterek, "Ben bugün buraya bir pişmanlıkla da gelmedim. Ben bugün buraya kişisel bir hesapla da gelmedim. Ben bugün buraya Genel Başkanımız Sayın Özgür Özel'in samimi içten bir davetiyle geldim. Ayrılıklar bazen kırgınlıktan olur. Bazen de umudu başka yollarla aramakla olur. Benim bugün buraya gelişim bir geri dönüş değildir. Benim bugün buraya gelişim bir kucaklaşmadır, bir sarılmadır, bir hasret gidermedir. Ayrı düştüğümüz günlerde bir çift mavi gözün ışığından, Atatürk ilkelerinden hiç vazgeçmedik. Bugün eğilmeyen başınız olmak için buradayım. Susmayan diliniz olmak için buradayım. Bükülmeyen bileğiniz olmak için buradayım. Ve hepinize diyorum ki kurtuluş yok tek başına ya hep beraber ya hiçbirimiz" ifadelerini kullandı.
‘KARTALKAYA İÇİN 7 TEMMUZ'DAKİ İLK DURUŞMADA OLACAĞIZ’
Özel konuşmasında, Manisa Milletvekili İsmail Bilen’in vefatı nedeniyle AK Parti camiasına, ailesine ve Manisa’ya başsağlığı diledi. Özel, Kartalkaya otel yangını ile ilgili, "Bir bilirkişi heyeti görevlendirildi. Heyete 3 gün süre verdiler. 3 gün gündüz ve gece heyet çalıştı, bir rapor çıkardı, dört başı mamur bir rapor. Raporu teslim almadılar. Niye? Çünkü raporda otel yönetiminin, Bolu İl Özel İdaresi’nin ve Turizm Bakanlığı’nın sorumlu olduğu yazıyordu. ‘Bunu teslim almayız, düzeltin’ dediler; ‘Bakanlığı çıkartın, yerine Bolu Belediyesi’ni ekleyin.’ Aynı gün bir gazete, Bolu Belediye Başkanımız sanki yangından sorumlu oymuşçasına iğrenç bir manşetle çıktı. Bir anda o bilirkişi raporunu korsan ilan edip, yeni bilirkişiler atadılar. Biz de buradan her hafta konuyu bütün ayrıntılarıyla dile getirdik. En nihayetinde otel yönetiminin, Bolu İl Özel İdaresi’nin, Turizm Bakanlığı’nın sorumlulukları yazılarak ama ittir, kaktır Bolu Belediyesi’nin itfaiyesi de işin içine katılarak bir soruşturma başladı. Bu ailelerin yüreklerindeki yangını söndürecek gerçek adalet sağlanana kadar, başta 7 Temmuz günü yapılacak ilk duruşma olmak üzere, orada olacağız" dedi.
‘BİR DAİRENİN FİYATI TAM 21 KAT ARTMIŞ’
Özel, ekonomiye değinerek, "Bir yandan dar gelirlinin can yakıcı durumu ortada. Artık Türkiye’de eğer evin yoksa, miras kalmayacaksa, piyango çıkmayacaksa, normal bir ücretlinin ev sahibi olma, araba sahibi olma imkanı kalmadı. Bir yandan hükümet, ‘Biz enflasyona ezdirmiyoruz’ yalanlarını atadursun; 2+1 bir daire 2018 yılında 177 bin lira. Aynı daire 2025 yılında 3 milyon 700 bin lira. Yer Ankara. O tarihte asgari ücret, bugüne kadar 13 kat artmış. Emekli maaşı sadece 8 kat artmış. 2+1 dairenin fiyatı tam 21 kat artmış. İşte asgari ücretlinin ve emeklinin 8 kat artan ve 13 kat artan maaşlarına karşı 21 kat artan daire fiyatı. Türkiye’de gençlerin, çalışmaya başlayanların, memurların, işçilerin başını sokacakları bir ev alma umudunun kalmadığı bir çağdayız. Başını sokacak ev isteyenlerin, geleceğe güvenle bakmak isteyenlerin, bir tane adresi var. Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün partisi, Cumhuriyet Halk Partisi” ifadelerini kullandı.
‘ASGARİ ÜCRET 3 ÇEYREK ALTINI ZOR ALIYOR'
Özel, asgari ücreti uzun süredir gündemde tutmaya çalıştıklarını vurgulayarak, “Malum bu iktidar geldiğinde 7 çeyrek altın alan asgari ücret, şimdi 3 çeyrek altını zor alıyor. Durumu emekliye göre daha iyi görünen asgari ücretli, bu iktidarda 7 çeyrek altından 3 çeyrek altına gerilemiş. 2022-2023’te asgari ücrete temmuzda da zam yapılmıştı, ayarlama yapılmıştı. Seçimlerde Erdoğan, ‘Eğer enflasyon çift haneli rakamlardaysa, asgari ücrete yılda 4 güncellemeyi düşünmeliyiz, Allah’ın izniyle bundan sonra öyle yapacağız’ demişti. O günden sonra bu sözü söyledikten sonra, asgari ücrete hiç güncelleme yapmadı. İktidara geldi, yetkiyi aldı, 17 bin 2 liralık asgari ücret geçen sene hiç zamlanmadı. Bu sene biz asgari ücret için doğru, hakkaniyetli bir rakam belirleyip ’30 altında biz yokuz’ demiştik. Ona rağmen gerçekleşen enflasyona değil, kendi hedeflediği enflasyona göre zam verdiği için; asgari ücreti 22 bin lirada bırakmıştı. 30 bin 205 lira bugün aslında bu hükümetin son çaldıklarını geri vermektir. Gerçekleşen enflasyonu vermektir" diye konuştu.
‘HALKIN PARTİSİ OLARAK KARARLIYIZ’
Özel, 600 bin kamu işçisinin yeniden asgari ücrette olduğu gibi beklenti enflasyonu teklifi ile karşı karşıya olduğunu belirterek, "350 bini ocaktan beri, 250 bini 3 aydır çerçeve sözleşme bekliyor. Sendikalara beklenti enflasyonu teklif edildi. TÜRK-İŞ önemli bir karar alarak hükümete bir uyarı yaptı. Ve 17 Temmuz’a kadar bir eylemlilik takvimi, ardından da 1 günlük iş bırakarak bir uyarı eylemi, uyarı grevi kararı aldı. Buradan tüm kamu işçilerine sesleniyorum. Mücadeleniz, mücadelemizdir. Meydanlarda da grevde de yanınızda olmaya, sizin sesinize ses olmaya, gücünüze güç katmaya Cumhuriyet Halk Partisi olarak, halkın partisi olarak kararlıyız” ifadelerini kullandı.
Türkiye’nin çevresinin bir suç çemberi haline geldiğini belirten Özel, “Yukarıda Ukrayna-Rusya savaşı, aşağıda istikrarsız, durumunun ne olduğu ne olacağı belli olmayan Suriye. Büyük bir soykırım gerçekleştiren İsrail. Onun katlettiği Filistinliler ve onu şımartan Trump. ‘Gazze güzelmiş. Buraya kumarhaneler yapalım, buraya oteller yapalım’ diye deli numarasıyla, bazen güldürerek, bazen şaşırtarak ama hiç acımadan, Gazze’nin hemen önündeki Avrupa’ya 100 yıl yetecek hidrokarbon yataklarının, doğal gazın peşinde olan yayılmacı bir anlayış. Ve güya antidemokratik yönetilen yerlere demokrasi götürecekmiş. Güya tek adam rejimlerine karşı demokrasiyi götürecekmiş gibi, aynen Irak’ta olduğu gibi bu sefer de İran’a şımarık İsrail’i saldırtan, arkasında duran, sırtını sıvazlayan ve çağrısına uyup bombardıman yapan, uluslararası hukuku hiçe sayan bir Amerika Birleşik Devletleri ve Başkanı Trump. Bunun karşısında dün Ömer Çelik’i dinledim, diyor ki; ‘Kriz dönemlerinde Türkiye’yi Erdoğan yönetsin istiyorlar.’ Televizyonlara bakıyorum, gazetelere bakıyorum. ‘Efendim iktidar dış politikayı çok güzel yönetiyor. Muhalefet bu konuda öneride bulunmuyor. Muhalefet bu konuda sessiz.’ Allah’tan korkun, kuldan utanın. Türkiye İsrail’le cayır, cayır ticaret yaptı. Bütün muhalefet bağırdı. Önce inkar ettiniz, sonra kabul ettiniz. ‘Kısıtladık’ dediniz. Katliam artıp itiraz çoğalınca ‘Bitirdik’ dediniz. Her seferinde yakalanınca ‘Bu aslında Filistin’e ticarete gidiyordu’ dediniz. Oysa Filistin’e sadece insani yardım götüren aktivistlere bile sahip çıkmadınız” dedi.
‘KASIM BAŞI KOYARSINIZ SANDIĞI, GÖRÜRSÜNÜZ CEVABI’
Özel, İsrail’in bir piyon ve Trump’ın şımarık çocuğu olduğunu söyleyerek, “Oraya buraya saldıran birisi ama arkasındaki ülkenin adı; Amerika Birleşik Devletleri. Başındakinin adı; Trump. Biz İran’daki rejimi desteklemeyiz. İran’daki antidemokratik durumdan elbette rahatsız oluruz. Ama dünya sistemi gereğince uluslararası kuruluşların, Birleşmiş Milletler’in kararı olmadan o ülkede toprak bütünlüğüne saldırı, o ülkeye savaş ilanı, o ülkeye bombardıman, o ülkede iktidar dışı unsurlarla muhataplık, bunların hiçbirini kabul etmeyiz. Elbette İran’a demokrasi gelmelidir. Ancak bu İranlıların kararı ile olmalıdır. Amerika’nın kararıyla, Trump’ın saldırısıyla olmasına asla ve asla izin veremeyiz. Bu konuda ağzına Trump’ı alamayan Erdoğan’ı, Trump ile birlikte kınıyoruz. Bölgeye barış kısık sesle gelmez. Küçük harflerle, Netanyahu ile sözde kayıkçı kavgası yaparak bu meseleler asla hallolmaz. 8 parti, Üsküdar’da miting yapıyor. 8 parti Filistin’e destek veriyor, İsrail’i kınıyor. Ağzınızı açıp bir kelime söylemiyorsunuz, sonra dönüp ‘Muhalefet pasif kalıyor. İktidar bu işleri iyi yapıyor.’ Ömer Çelik de çıkmış, efendim 'Türkiye bir kriz yaşarsa insanlar başında Erdoğan’ı görmek istiyor'muş. Bunu son yaptırdıkları ankette görmüş. Buradan Ömer Çelik’e, Recep Tayyip Erdoğan’a sesleniyorum. Ben ankette öyle bir şey görmedim. Ama bu millet, kendisini kimin yönetmesini istediğini söyleyecekse kasım ayının başında koyarsınız sandığı, görürsünüz cevabı. Hodri meydan. Var mısınız? Biz Cumhuriyet Halk Partisi olarak bugünden kararı alınacak, kasım ayının başında yapılacak, Erdoğan’ın da aday olabildiği, otomatikman aday olacak bir seçime ve Türkiye’nin kimin tarafından yönetileceğine milletin karar vermesine biz varız. Hodri meydan. Buradan Erdoğan’a sesleniyorum. Adayımı bırak, sandığı getir. Adayımı yanımda, sandığı önümde görmek, Ekrem İmamoğlu’nu Cumhurbaşkanı yapmak istiyoruz" diye konuştu. (DHA)
FOTOĞRAFLI