Salih TEKİN/ ERZURUM, (DHA)- ERZURUM’un ev sahipliğinde düzenlenen ‘Palandöken Ekonomi Forumu' start aldı. 27 farklı ülkeden temsilcilerin katıldığı forumda konuşan Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, yeni gümrük tarifeleri savaşlarının bir belirsizlik oluşturduğuna dikkat çekerek, “Ulusal ve uluslararası ölçekte ekonominin en büyük düşmanı belirsizliktir. Öngörülebilirliğin kalktığı ortamlardan maalesef ekonomik süreçler olumsuz etkilenmektedir. Türkiye olarak bu süreçleri çok yakından takip ediyoruz. Bizim ekonomimize olabilecek artı veya eksi etkilerini analiz ediyoruz.
Dijitalleşme ve yapay zekâ odaklı dönüşümlerin küresel ekonomi ve toplumlar üzerinde yarattığı etkileri ele almak üzere düzenlenen Palandöken Ekonomi Forumu Erzurum'da başladı. 'Akıllı Dünyada Adil Bir Gelecek: Zeki Ekonomiler ve Küresel Eşitsizlik' temasıyla düzenlenen foruma 27 farklı ülkeden devlet temsilcileri, iş insanları, akademisyenler ve sivil toplum kuruluşu yetkililerinden oluşan yaklaşık 500 katılımcı bir araya geldi. Palandöken Kayak Merkezi'nde bir otelde başlayan forumun ilk oturumuna Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, Ticaret Bakanı Ömer Bolat, Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, AK Parti Genel Başkan Vekili Efkan Ala, Türk Devletleri Teşkilatı Aksakallılar Konseyi Başkanı Binali Yıldırım, TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu ile çok sayıda davetli katıldı. Saygı duruşu ve İstiklal Marşı'nın okunmasıyla başlayan forumda, davetlilere Erzurum tanıtım görüntüleri izletildi. Ekonomik İşbirliği Teşkilatı (EİT) 2025 Erzurum Turizm Başkenti Koordinatörü Muharrem Çığlık, Erzurum Büyükşehir Belediye Başkanı Mehmet Sekmen, Vali Mustafa Çiftçi, AK Parti Genel Başkan Vekili Efkan Ala ve Türk Devletleri Teşkilatı Aksakallılar Konseyi Başkanı Binali Yıldırım konuşma yaptı.
'ERZURUM EKONOMİ DİPLOMASİNİN MERKEZİ HALİNE GELECEKTİR'
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, forumun açılış töreni için video mesaj gönderdi. Erdoğan mesajında şu ifadelere yer verdi:
"Ekonomik İşbirliği Teşkilatı 2025 Erzurum Turizm Başkenti açılış programının şehrimiz ve ülkemiz için hayırlara vesile olmasını diliyorum. Tarihiyle, misafirperverliğiyle ve ziyaretçilerini farklı iklimlere taşıyan tabii güzellikleriyle Erzurum'un Ekonomik İşbirliği Teşkilatının Turizm başkentliğini inşallah en güzel şekilde yapacağına inanıyorum. Bu vesileyle düzenlenecek etkinlikler Erzurum'un uluslararası düzeyde tanıtımına ekonomik kapasitesinin geliştirilmesine ve turizm markasının güçlendirilmesine inşallah önemli katkılar yapacaktır. İnanıyoruz ki bu ünvanla birlikte Erzurum sadece kültür ve turizmin değil ekonomi diplomasinin de merkezlerinden biri haline gelecektir. Forumlar fuarlar ve iş insanlarını bir araya getiren platformlar sayesinde Erzurum'un teşkilat üyesi ülkelerle ticari ilişkileri derinleşecektir. Özellikle iş adamlarını, diplomatları, sivil toplum kuruluşları ve alanında uzman isimleri bir araya getiren Palandöken Kültür Turizm ve Ekonomi Forumu'nun başarılı geçmesini canı gönülden arzu ediyorum. Bu düşüncelerle programa iştirak eden bütün misafirlerimize iş dünyamızın temsilcilerine kurum ve kuruluşlarla diplomatlara teşekkür ediyor, tüm misafirlerimizi saygıyla selamlıyorum."
'SON DERECE KIYMETLİ'
Palandöken Ekonomi Forumunun açılışında konuşan Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, foruma ev sahipliği yapan Erzurum'un, küresel ölçekte fikir ve vizyon paylaşımı merkezi haline geldiğini söyledi. Yılmaz, "Küresel dönüşümün hız kazandığı, teknolojinin toplumsal yapılar üzerindeki etkisinin derinleştiği bir dönemde böylesine kapsamlı bir forumun düzenlenmesi son derece kıymetlidir. Forumun 'Akıllı Dünyada Adil Bir Gelecek: Zeki Ekonomiler ve Küresel Eşitsizlik' temasını temel almasını ise oldukça anlamlı buluyorum. Alvarlı Efe Hazretlerinden Erzurumlu İbrahim Hakkı Hazretlerine hakkaniyet ve adalet çağrısı yüzyıllardır Erzurum'dan yükseliyor; bugünse, dijitalleşen ve kutuplaşan dünyamıza vicdanlı bir denge arayışı olarak yankılanıyor. Dijitalleşme ve yapay zekâ çağında küresel refahın; adalet, kapsayıcılık ve sürdürülebilirlik ilkeleriyle dengeli bir şekilde ilerletilmesi, hepimizin ortak sınavıdır. Forumun bu çerçevede, dijital çağda adil bir gelecek inşasına yönelik somut çözümler ve ilham verici yaklaşımlar ortaya koyacağına inanıyorum" dişe konuştu.
'ESKİ DÜZEN ORTADAN KALKTI'
Son yıllarda küresel ekonominin tarihi sınamalarla şekillenen adeta bir türbülans döneminden geçtiğini ifade eden Yılmaz, şunları söyledi:
"COVID-19 pandemisi, Rusya-Ukrayna savaşı ve son dönemde hız kazanan ticaret gerilimleri, dünya ekonomisinin dayanıklılığını sınarken, kırılganlıklarını da daha görünür hâle getirmiştir. Salgın sonrası oluşan toparlanma ivmesi, 2025'e gelindiğinde yerini yavaşlayan büyümeye, artan korumacılığa ve finansal belirsizliğe bırakmıştır. Uluslararası Para Fonu (IMF) tarafından 2025 için açıklanan küresel büyüme tahmini yalnızca yüzde 2,8'dir ve yıl başından bu yana küresel büyüme tahmini 0,5 puan düşürülmüştür. ABD'nin ticaret ortaklarına yönelik tarifeleri artırmasıyla tetiklenen korumacılık dalgası, uluslararası ticaretin seyrini dramatik biçimde değiştirmektedir. Ticarette artık eski düzen ortadan kalkmış durumda. Bu hadise sadece ticareti ilgilendirmiyor. Lojistikten yeni tedarik zincirlerinin oluşumuna varıncaya kadar dünya ekonomisinde yeni döneme girdiğimizin farkında olmamız lazım. Buna göre bu gelişmeleri değerlendirmemiz lazım."
'TÜRKİYE MÜZAKERELERE BAŞLAMIŞ DURUMDA'
Yeni gümrük tarifeleri savaşlarının bir belirsizlik oluşturduğuna dikkat çeken Yılmaz, "ABD bunları ilan etti aynı zamanda 'bir müzakere sürecini başlatıyorum' dedi. Bu müzakerelerin nasıl sonuçlanacağı hepimizin beklediği, tartıştığı konular. Türkiye'de bu müzakerelere başlamış durumda. Bize uygulanan oran yüzde 10 gibi en düşük oran. Ticaret Bakanlığımızın öncülüğünde bu konuları biz de müzakere ediyoruz. Müzakere sonuçlarının ne olacağı bir belirsizlik unsuru olduğu gibi ABD'nin bu tarifelerine karşı Çin, Avrupa Birliği gibi büyük ekonomilerin göstereceği tepki de netleşmiş değil. Belirsizlik döneminde, bir geçiş dönemindeyiz. Uzun yıllardır ekonomiyle ilgilenen bir arkadaşınız olarak ulusal ve uluslararası ölçekte ekonominin en büyük düşmanı belirsizliktir. Öngörülebilirliğin kalktığı ortamlardan maalesef ekonomik süreçler olumsuz etkilenmektedir. Türkiye olarak bu süreçleri çok yakından takip ediyoruz. Bizim ekonomimize olabilecek artı veya eksi etkilerini analiz ediyoruz. Dinamik bir yönetim anlayışıyla bunlara cevaplar oluşturmak gayreti içindeyiz. Ekonomik Koordinasyon Kurulumuzda tüm ilgili bakanlarımızla birlikte bu etkilerin değerlendirmelerini yapıyoruz. Kurumlarımızla birlikte buna göre Türkiye için yol haritamızı hazırlıyoruz. Şunun altın çizebilirim; böyle dönemlerde güçlü siyasi istikrara sahip olan, tecrübeye sahip olan ve öngörülebilirlik sağlayıcı güçlü ekonomik programı olan ülkeler diğerlerine göre daha avantajlı konumda olacaklardır. Türkiye olarak biz bu konumdayız. Bunun altını çizmek istiyorum" dedi.
'GELİR VE SERVET DAĞILIMINDAKİ ADALETSİZLİKLER GÖRÜNÜR HALE GELDİ'
Dünya genelinde gelir ve servet dağılımındaki adaletsizliklerin görünür hale geldiğini kaydeden Yılmaz, "Büyümedeki yavaşlama, ticaretteki daralma ve enflasyondaki oynaklık gibi makro göstergeler kadar dikkat çeken bir diğer gelişme ise bu krizlerin sonuçlarının toplumlar ve toplumsal adalet üzerindeki etkisidir. Dünya genelinde gelir ve servet dağılımında adaletsizlik daha da görünür hâle gelmiştir. Dünya ekonomisi büyüdü son yüz yılda ama maalesef eşitsizlikler de arttı bu dönemde azalmadı. Hem ülkeler arası eşitsizlikler hem bir ülkenin kendi içindeki eşitsizlikler. 2022 Dünya Eşitsizlik Raporu'na göre, küresel gelirin yüzde 52'si en zengin yüzde 10'luk kesime giderken, dünya nüfusunun yarısı bu gelirin yalnızca yüzde 8,5'ine sahiptir. Böyle bir dünyada yaşıyoruz. Servet dağılımı ise daha da dramatiktir: Küresel servetin yüzde 76'sı en zengin yüzde 10'un elindeyken, en yoksul yüzde 50 neredeyse hiçbir şeye sahip değildir. Bu tablo, yalnızca ekonomik refahın değil, toplumsal adaletin de küresel düzeyde tehdit altında olduğunu göstermektedir" diye konuştu.
'FIRSAT KARŞIMIZDA DURUYOR'
Çalkantılı, risklerin yükseldiği dönemlerin aynı zamanda yeni fırsatları da oluşturduğunu belirten Yılmaz, "Bu dönemler, çalkantılı, geçiş dönemleri risklerin yükseldiği dönemler aynı zamanda yeni fırsatların oluştuğu dönemler. Dünya kalkınma tarihine baktığımızda gelişmiş ülkelerle gelişmekte olan ülkeler arasındaki farkın kapatılmasında bu dönemlerin fırsat olduğunu görüyoruz. Normal zamanlarda gelişmekte olan bir ülkenin gelişmiş sınıfa atlaması çok kolay değil. Çok zaman alıyor ama bunalımlı kriz dönemlerde, dünyanın sıkıntılar içinde olduğu dönemlerde siz olumlu olarak ayrışabilirseniz siyasi istikrarınızla, güçlü politikanızla, stratejik hamlelerinizle bu farkı çok daha kısa sürede kapatma imkanına sahip oluyorsunuz. Dolayısıyla böyle bir fırsat ta karşımızda duruyor. Bunu Türkiye Cumhuriyeti olarak en iyi şekilde değerlendireceğimize inanıyorum. Normal zamanlarda yavaş işleyen bu süreç, bunalımlı dönemlerde istikrarını koruyan ve doğru adımlar atan ülkeler için hızlandırıcı bir etki yapabilmektedir.
İşte tam bu noktada, 'zeki ekonomiler' vizyonu, krizlerin ötesine bakabilen bir yaklaşımı içerir" dedi.
ÜÇÜZ DÖNÜŞÜM
Artık bilginin petrol gibi bir meta değil; doğrudan üretim sürecinin kendisi hâline geldiğine dikkat çeken Yılmaz, "Karar alma mekanizmaları daha hızlı, sistemler daha öngörülebilir, süreçler ise daha hassas ölçülebilir bir düzleme geçmiştir. Bu dönüşüm, elbette kendi haline bırakılamaz, düzenlemelere ve etik çerçeveye ihtiyaç duyacaktır. Yapay zekânın olumsuz tarafları var ama bir taraftan da üretken yapay zeka dediğimiz bir kavram var. Bizim üzerinde durmamız gereken mesele bu üretken yapay zeka. Üretken yapay zekayı daha etkin kullanmak durumdayız. İkiz dönüşüm olarak da adlandırılan 'yeşil ve dijital' dönüşüme 'sosyal' boyutu da ilave ederek 'üçüz dönüşüm' kavramı ile hareket etmeliyiz. İşte tam da bu noktada, teknolojinin gücünü sadece teknik bir ilerleme olarak değil, aynı zamanda insan merkezli bir kalkınma anlayışının taşıyıcısı olarak görmek zorundayız. Erişim adaleti ve teknolojik kapsayıcılık bu notada öne çıkmaktadır" diye konuştu.
'YÜKSEK TEKNOLOJİ İHRACATI'
Dijitalleşmeyi kalkınmanın ana ekseni haline getirdiklerini ifade eden Yılmaz, şöyle devam etti;
"Attığımız her adım, Türkiye'yi dijital ekonominin küresel aktörlerinden biri yapma hedefine yöneliktir. Bu stratejik vizyon doğrultusunda: İmalat sanayisinde robot sayısını 8 kat artırarak 200 bine ulaştırmayı, yerli dijital çözümler (arama motoru, mesajlaşma uygulamaları, sosyal medya platformları) geliştirmeyi, ileri üretim teknolojilerinde yerli üretimi teşvik etmeyi, güvenli, verimli ve sürdürülebilir bir ulusal IoT (Nesnelerin İnterneti) ekosistemi kurmayı, yüksek teknoloji ihracatını 3 kat artırarak 30 milyar ABD dolarına çıkarmayı, orta-yüksek teknolojili ürün ihracatını 180 milyar ABD dolarına ulaştırmayı hedefliyoruz."
OTURUMLAR BAŞLADI
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz'ın konuşmasının ardından moderatörlüğünü TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu'nun yaptığı ilk oturum gerçekleştirildi. İlk oturumda Ticaret Bakanı Ömer Bolat, Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy ile Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin konuştu. (DHA)
FOTOĞRAFLI
9432,55%-0,61
38,40% 0,20
43,69% -0,02
4094,52% -0,84
6581,38% -0,97