Gülşah ÖZGEN-Yaşarcan SERİNTÜRK/ADANA, (DHA)- ADANA'da Çukurova Üniversitesi (ÇÜ) Su Ürünleri Fakültesi Öğretim Üyesi ve Mikroplastik Araştırma Grubu Kurucusu Prof. Dr. Sedat Gündoğdu, plastik üretimindeki artış planlamasıyla doğrudan ilişkili olarak, denizlere giden plastik çöp miktarının önümüzdeki 50 yıl içerisinde 20 milyon tondan 60 milyon tona çıkmasının beklendiğini bildirdi. Prof. Dr. Gündoğdu, "Plastik üretimi yüzde 50 ve üzeri azaltılmalıdır. Böyle bir senaryoda dahi önümüzdeki 50 yıl içerisinde doğaya saldığımız plastiklerin minimize edilmesi ancak mümkün olabilir" dedi.
İnsan midesinden, beynine, çeşitli dokulardan, kan ve plasentaya kadar birçok organında plastik kalıntıların olduğu yapılan çalışmalarda belirlendi. Dünyanın tüm bölgelerinde, her noktasında plastik kirliliğine dair izler bilim insanları tarafından ortaya kondu. Ancak, Güney Kore’de başlayan Küresel Plastik Anlaşması için 5'inci Hükümetlerarası Müzakere Komitesi (INC-5) oturumu, bir anlaşma sağlanamadan sona erdi. Nihai bir karara varılmak üzere tekrar bir araya gelinmesi kararıyla toplantı ertelendi.
ÇÜ Su Ürünleri Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Sedat Gündoğdu, Türkiye'nin de katıldığı INC-5 oturumunda yapılan görüşmeleri değerlendirdi. Gündoğdu, dünya genelinde plastik kirliliğinin boyutlarından bahsetti. Prof. Dr. Gündoğdu, "Plastik anlaşması görüşmeleri 2022'de Kenya'da yapılan bir toplantı ile başlamıştı. Bu toplantının amacı 2025 yılı sonunda küresel bağlayıcılığı olan bir plastik anlaşmasının imzalanması ve tüm ülkelerin plastikle ilgili politikalarını buna göre belirlemesiydi. Ne yazık ki 5'inci toplantı anlaşma metni hazırlanamadan, imzalanamadan sonlandırıldı" dedi.
'PETROL ÜRETEN ÜLKELER AYAK DİREDİ'
Plastik anlaşması toplantısının bir sonuca varılamadan ertelenmesinin, özellikle petrol üreten ülkelerin ayak diremesi ve anlaşma metni üzerine yaptıkları itirazlardan kaynaklandığını belirten Prof. Dr. Gündoğdu, "Petrol üreten ülkeler özellikle plastik üretiminin azaltılmasına dair herhangi bir ifadenin metinde yer almasına karşı çok ciddi bir karşı çıkış ve direniş sergiledi. Bunun yanında Yüksek Hırslı Koalisyon denilen, başını Norveç ve Ruanda'nın çektiği 100'e yakın ülkenin de plastik anlaşmasının küresel bağlayıcılığının ancak plastik üretiminin azaltılmasını sağlayabilirse mümkün olabileceğini savunuyordu. Karşılıklı farklı ülkelerin oluşturduğu grupların yaptığı tartışmalarda ne yazık ki kesin bir sonuç ortaya çıkmadı. Ancak çok eksik, sınırlı ya da etkisiz bir anlaşma metninin çıkmasındansa bir sonraki toplantıda bu müzakerelerin yeniden sürdürülmesi kararı alındı" diye konuştu.
'PLASTİĞİN İÇERİSİNDE 16 BİN TANE KİMYASAL VAR'
Özellikle metnin 3'üncü maddesinde tartışmaların yoğunlaştığından bahseden Prof. Dr. Gündoğdu, "Bazı plastik türleri ve kimyasal gruplarının yasaklanması bazı devletlerce önerildi. Çünkü plastik denince akla kimyasal gelir. Plastiğin içerisinde 16 bin tane kimyasal var. Dolayısıyla bu madde üzerinde tartışmalar yoğunlaştı. Artık sadece petrol üreten ülkelerin değil aynı zamanda başını Meksika'nın çektiği plastik üretiminin azaltılmasını talep eden ülkelerin söylemlerinin de belirleyici olduğunu görüyoruz. Yine Ruanda başta olmak üzere pasifik ada ülkeleriyle beraber birçok ülkenin yer aldığı bir grup, 'plastik üretiminin azaltılmasının, plastik kirliliğini önlemenin yegane yolu' olduğunu savundu. Bu da bizde bir sonraki toplantıda plastik üretiminin sınırlandırılması maddesinin gelen taleplerle anlaşma metnine ekletilebileceği umudunu doğurdu. Akdeniz'de kıyıları en fazla plastikle kirleticilerin ülkelerden biri olan Türkiye'nin de bir sonraki toplantıda ortaya çıkan talepler doğrultusunda plastik üretimini sınırlandırıcı bir pozisyonda olmasını bekliyoruz" ifadelerini kullandı.
'KİRLETİCİLER GEZEGENİN SINIRLARINI AŞTI'
Plastik kirliliğinin sadece atık yönetimiyle engellenebilecek boyutu çoktan aştığının altını çizen Prof. Dr. Sedat Gündoğdu, dünya genelindeki tehlikenin boyutları şöyle anlattı:
"Bütün atık yönetim alt yapısını istediğimiz kadar düzenleyelim, geri dönüşüm alt yapısını istediğimiz kadar güçlendirelim bunların hiçbiri plastik kirliliğini uzun vadede azaltamaz. Yapılan çalışmalar böyle giderse denizlere giden plastik çöpün miktarının önümüzdeki 50 yıl içerisinde 20 milyon tondan 60 milyon tona çıkacağını gösteriyor. Bunun, plastik üretimindeki artış planlamasıyla doğrudan ilişkisi olduğunu söyleyebiliriz. Plastik üretimi yüzde 50 ve üzeri azaltılmalıdır. Böyle bir senaryoda dahi önümüzdeki 50 yıl içerisinde doğaya saldığımız plastiklerin minimize edilmesi ancak mümkün olabilir. İklim değişikliği için de benzer bir durum var. Şu anda tüm karbon salınımını durdursak bile önümüzdeki 100 yıl içerisinde iklim değişikliği etkilerini yaşamaya devam edeceğiz. İyileşmeye başlaması ise bir 100 yıl geçtikten sonrasında olması mümkün. Çünkü gezegenin birçok anlamda sınırlarını bu kirleticilerle aşmış durumdayız." (DHA)
FOTOĞRAFLI