TBMM Genel Kurulu'nda, 'KKTC' tartışması

TBMM Genel Kurulu

TBMM Genel Kurulu'nda, 'KKTC' tartışması

Aliekber METE/ ANKARA, (DHA)- TBMM Genel Kurulu'nda, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti merkezli bir gazete de Türkiye'yi de ilgilendiren iddialar ile ilgili milletvekilleri arasında tartışma yaşandı.

TBMM Genel Kurulu, 'Bazı Kanunlar ile 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi'ni görüşmek üzere Meclis Başkanvekili Bekir Bozdağ başkanlığında toplandı. Genel Kurul'da milletvekillerine verilen 1'er dakikalık bölümde CHP Grup Başkanvekili Ali Mahir Başarır ile AK Parti Grup Başkanvekili Özlem Zengin arasında, İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nde (İBB) yürütülen soruşturma ile ilgili tartışma yaşandı.

'ÇOCUKLARIN TOKASINA, KUMBARASINA EL KOYMAYA KALKIYORSUNUZ'

CHP Grup Başkanvekili Ali Mahir Başarır, AK Parti'li milletvekillerinin İBB'ye yönelik yürütülen operasyonlarla ilgili yaptığı açıklamalar hakkında söz aldı. Başarır, "Maalesef ki muhalefetin başında dünyanın en ahlaki olmayan hukuksuz bir soruşturması var ve bu dosya gizli bir dosya. Nasıl oluyor da 3 milletvekili, benim ve avukatların bilmediği, göremediği bir dosya hakkında burada 86 milyona konuşuyor? Böyle bir dosya olabilir mi arkadaşlar? Evlerde para arıyorlar, para; ne çıkıyor? Çocuğun kumbarası. Evlerde takı arıyorlar, altın arıyorlar; ne çıkıyor? Kızının küpesi. Ev arama tutanaklarından biliyorum. Diyorlar ki, 'Yolsuzluğu babası üzerinden yaptı.' Babası dört yıl önce ölmüş. 'Otele girerken bavullarda para var' diyor, 'Jammer var' diyoruz; parayı unutuyor, 'Niye Jammer var?' diyor. Nerede deliller arkadaşlar? Sahte tanıklarla, gizli tanıklarla, sahte evraklarla bu ülkede soruşturma yapıyorsunuz" ifadelerini kullandı.

'HİÇBİR ÇOCUĞUN, ANNE BABASIYLA ALAKALI MESELEDEN DOLAYI İNCİTİLMESİNE MÜSAADE ETMEM'

AK Parti Grup Başkanvekili Özlem Zengin, CHP'li Başarır'ın sözlerine cevaben, "Sayın Ali Mahir Başarır'ı dinledim. Sabah gelmeden bir köşe yazarını okuyarak gelmiş, ben öyle anladım. Gayet net; bire bir, aynı şeyi söylüyorsunuz" derken Başarır, 'Yok' şeklinde yanıt verdi. Zengin bunun üzerine şöyle devam etti:

"O zaman ortaklaştınız, akşamdan konuştunuz, beraber karar verdiniz. Şimdi buradaki problem şudur, ben insan olarak, vicdani olarak hiçbir çocuğun her ne sebeple olursa olsun anne-babasıyla alakalı bir meseleden dolayı incitilmesine asla müsaade edemem. Bu konuyla alakalı her ne yapılması gerekirse bunu beraber yaparız ama buradaki mesele bu değil. Buradaki mesele, asli konuyu konuşmaktır; asli konuyu konuşmadan bunları konuştuğunuz zaman, işte, o zaman 'Ajitasyon' dediğiniz şey ortaya çıkıyor" diye konuştu.

'SORUŞTURMADAN UTANÇ DUYUYORUM'

Genel Kurul'da karşılıklı sataşmalar yaşanırken Ali Mahir Başarır yeniden söz aldı. Başarır, "Ben İç Tüzük'e göre söz alıyorum. Açıkça sataşmada bulunacak, hakaret edecek, iftira edecek ve ben buna cevap verdiğim zaman, 'Köşe yazıları mı okuyorsun?' Evet, ben birçok köşe yazısı okuyorum, birçok gazeteci okuyorum, kitap okuyorum zaten birçok kitap okuduğum için şu soruşturmadan utanç duyuyorum. Birçok gazeteciyi, bakın, hangi düşünceye sahip olursa olsun dinliyorum. Bugün, AKP'ye yakın, oy vermiş, desteklemiş birçok gazeteci bu soruşturmayı lanetliyor. Bir köşe yazısı okuyup buraya gelmiyoruz. Siz de biz de yüzlerce, binlerce sayfa kitap okuyarak buraya geldik, hukuk fakültesini bitirdik. Binlerce sayfa kitap okuduk, dirsek çürüttük. Ben, ceza avukatlığı yaptım. Ben, hayatımda böyle bir soruşturma görmedim. Tanıklarla insanları tutukla; tanıklarla, gizli tanıklarla iftiralar at. Bakın, o tanıkların isimleri çıkıyor, en az 5'i hakkında ben son bir yılda suç duyurusunda bulundum; sahtekar, sahtekar. Hırsızı uğursuzu tanık yapıyorsunuz, yargıyı kirletiyorsunuz; sonra beni suçluyorsunuz" dedi.

'HAKARET ETMEDEN YAPMAK LAZIM'

AK Parti Grup Başkanvekili Özlem Zengin, CHP'li Başarır'ın açıklamaları üzerine yerinden söz alarak, "Sayın Ali Mahir Başarır'ın bağıra bağıra söylediği şeyleri hemen yanı başında olan hanımefendilere hatırlatmasını dilerim. Biraz evvel bağıra bağıra bize hakaret etmek nedir? Hakareti bize ediyorsunuz, lütfen. Buradaki mesele şudur: Mikrofona her basıldığı zaman hakaret, eğer bunlarla ilgili bir cevap varsa onlara bire bir kendileri cevap versin. Grupta sıra geldiği zaman zaten bunlar konuşulacaktır. O yüzden müsaade etsinler, milletvekilleri eğer kendi arkadaşlarına bu kadar imkan tanıyorlarsa benim arkadaşlarım da kendi fikirlerini söyleyecekler" değerlendirmesinde bulundu.

'SORUŞTURMANIN HER TARAFI TUHAF'

AK Parti Grup Başkanvekili Özlem Zengin ile CHP Grup Başkanvekili Ali Mahir Başarır arasındaki tartışma, grup başkanvekillerinin söz aldığı bölümde devam etti. CHP Grup Başkanvekili Ali Mahir Başarır bu bölümde İBB'ye yönelik yürütülen operasyon ile ilgili, "Bir de Murat Ongun var. Adamı aldınız, evini aradınız, bankaya baktınız, akrabalarına baktınız, bir şey bulamadınız. Yahu eşini niye alıyorsunuz. Bu bir acziyet, bu bir utanmazlık. Eşini aldınız, çocukların kumbarasını alıyorsunuz. Allah'tan kumbaradan 4 bin lira çıkmış, 10 bin lira çıksa çocuğu da tutuklayacaklar. Kızının küpesine, 'Altın mı? Bakayım' diyor. Herhalde ısırıyor küpeyi o polis. Bu olacak şey mi? Ben bu Parlamentodaki tüm milletvekillerine söylüyorum. Empati yapabilmek önemli, kendimizi o insanların yerine bir parça koyalım. Yani bu soruşturmanın her tarafı tuhaf" ifadelerini kullandı.

'CUMHURBAŞKANI ADAYIMIZ İFADESİNİ ÇOK YANLIŞ KULLANIYORSUNUZ'

AK Parti Grup Başkanvekili Özlem Zengin ise İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu ile ilgili dosyanın bilinmediğini kaydederek, "Bunların her tarafı değilse bile genel anlamda da bir kamera kaydı vardır. Eğer bu tutanakta ve kamera kayıtlarında kumbaradan çıkan bir para, bir kız çocuğunun kulağındaki küpeyle alakalı bir şey varsa buna sonuna kadar beraber devam ederiz, bakarız, nedir, ne bitiyor. Böyle bir şeyin olmaması gerektiğini söyleriz ama bu tutanakta kumbarayla alakalı böyle bir şeyin olmadığını da söylüyorum ben. Sonuç olarak, bizim buradan çağrımız bence şu olmalı; Bu iddianame bir an evvel yazılmalı çünkü iddianame yazıldığında bizim her birimizin bunu görme imkanı olacak. Yani iddianame kamuoyuna bir an evvel açıklanmalı. Çok korkunç şeyler söylüyorsunuz, 'darbe' diyorsunuz, 'cunta' diyorsunuz, bunları biz size iade ediyoruz. Ne demek darbe, ne demek cunta? Şimdi, böyle bir şey mümkün değil. Ha, bir de enteresan bir ifade kullanıyorsunuz, diyorsunuz ki, 'Cumhuriyet Halk Partisi’nin Cumhurbaşkanı adayı.' Bakın, bu ifadeyi bence çok yanlış kullanıyorsunuz. Daha önce, hatırlarsanız, geçen seçimde siz insanları sahneye çıkarıp 9 kişiyi, 'İşte cumhurbaşkanı yardımcımız' diye takdim ediyordunuz, 'İşte cumhurbaşkanımız' diye takdim ediyordunuz. Şimdi, cumhurbaşkanı adaylığı hukuki bir unvandır. Aday olursunuz. Şu an cumhurbaşkanı adayı mıdır resmi olarak?" diye konuştu.

'AKIL TUTULMASI YAŞIYORUM'

CHP Grup Başkanvekili Ali Mahir Başarır, AK Parti'li Zengin'e cevaben, "Öncelikle bir gizlilik kararı olsa da bir ceza soruşturmasında, raporları, ifadeleri, şahsi bir eşyasına el konulmuşsa imzalattırılır ve bunların hepsini görebiliriz. Kaldı ki ben bizzat çocuklardan kumbarasının ve küpesinin alındığını, kontrol edildiğini dinleyerek öğrendim. Biz bunları alabiliyoruz, hepsini. Kabul etmeseniz de söylüyorum, Cumhurbaşkanı adayımıza 46 soru soruluyor, 31 tanesi tanık ifadesi. Şimdi, ben bunları görüyorum zaten, gizlilik kararı olsa da görebiliyorum, kanun bana bu yetkiyi veriyor. Dediniz ki, 'Resmi adayımız' diyemezsiniz' dediniz; doğru. Tüzüğümüze göre tamamen yasal bir şekilde belirlenmiştir. Bununla da yetinmemiştir, 16 milyon insanın sandıklarda oyunu almıştır. Ama biz tüzüğe göre Sayın İmamoğlu'nu aday gösterdik de siz şunu diyemiyorsunuz, 'Recep Tayyip Erdoğan, Anayasa'ya göre 3'üncü kez aday olamazsın kardeşim sen.' Anayasa bu, Anayasa, bunu tartışın. 3'üncü kez, hukuksuz olarak aday olmaya çalışan bir Cumhurbaşkanı ilk kez aday olacak bir adayı tutukluyor, 'Aday olamaz' diyor. Cinnet meselesi, hakikaten akıl tutulması yaşıyorum" dedi.

'ANAYASA'NIN VERDİĞİ İMKANI KULLANABİLİR'

AK Parti Grup Başkanvekili Özlem Zengin, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın anayasaya göre erken seçim olması halinde yeniden aday olabileceğini belirterek, "Bundan daha farklı bir konuşma mı duydunuz bir yerde? Yok. Eğer böyle bir durum olması halinde Anayasa’nın verdiği bir imkanı kullanabilir kendisi. Anayasa’nın verdiği bir imkandan bahsediyor" ifadelerini kullandı.

'EKREM İMAMOĞLU BİZİM CUMHURBAŞKANIMIZDIR'

CHP Grup Başkanvekili Ali Mahir Başarır ise "Bir kez daha altını çiziyorum: Sayın Ekrem İmamoğlu 16 milyon Türkiye Cumhuriyeti vatandaşının imzasıyla, zarfıyla partimiz tarafından aday gösterilmiştir. Ama özür diliyorum, dedi ki, 'Cumhurbaşkanı adayımız diyemezsiniz.' Özür diliyorum, Ekrem İmamoğlu bizim Cumhurbaşkanımızdır, olacaktır; göreceksiniz" diye konuştu.

BİRLEŞİME ARA VERİLDİ

TBMM Başkanvekili Bekir Bozdağ, Genel Kurul'da yaşanan tartışmaların sürmesi üzerine birleşime 15 dakika ara verdi.

GENEL KURUL’DA, 'KKTC' TARTIŞMASI

TBMM Genel Kurulu birleşime verilen aranın ardından yeniden toplandı. Siyasi parti gruplarının Meclis Başkanlığına sunduğu araştırma önergeleri üzerine görüşmelere geçildi. CHP'nin, 'Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nde yasa dışı faaliyetlerde bulunanlar ve bunların Türkiye Cumhuriyeti'nde üst siyasi kademelerde görev yapmakta olan kişilere karşı şantaj amaçlı kayıtları bulundurduğuna dair iddiaların araştırılması' başlıklı önerge esnasında milletvekilleri arasında tartışma yaşandı.

'BU ÜLKE AÇLIK İÇERİSİNDEYKEN BU MALİKANELERE NASIL SAHİP OLDUNUZ'

Önerge üzerine İYİ Parti grubu adına söz alan Grup Başkanvekili Turhan Çömez, KKTC üzerinden yolsuzlukların yapıldığını vurgulayarak, "İngiltere'de bir şirket kurulmuş, 'Damlar Investment Limited' adıyla Londra'da bir şirket kurulmuş. Peki, kim kurmuş bu şirketi? Örtülü ödeneğin başındaki şahsın evlatları, mahdumları kurmuş. Biri Halil İbrahim Serim, bir diğeri de Yasin Ekrem Serim; bunlar kurmuşlar. Peki, nerede kurmuşlar bunu? Şimdi, özellikle veriyorum not düşmek için, tarihe ve Meclis kayıtlarına not düşmek için veriyorum: Green Lanes, Palmers Green, London. Bu adreste kurmuşlar şirketlerini. Peki, parayı nereden transfer etmişler? Parayı Kıbrıs'tan transfer etmişler, hepsinin belgeleri var. Peki, Kıbrıs'tan transfer ettikleri yer neresi? 'Kralın Malikânesi.' Kimdir bu kral, kimdir bu majesteleri? Hayatınız boyunca hiçbir ticaret yapmamışsınız, babanız bu ülkenin örtülü ödeneğinin başında duran birisi, ne oldu da bu rezidanslara sahip oldunuz? Nasıl oldu da bu ülke açlık içerisindeyken bu malikanelere sahip oldunuz söyleyin bana ve parayı buradan Londra'ya transfer etmişsiniz" dedi.

'HAKAN FİDAN ÇOK GÜZEL İŞLERE EL ATIYOR'

AK Parti grubu adına önerge üzerine söz alan AK Parti Konya Milletvekili Orhan Erdem, KKTC'nin Türkiye'nin milli davası olduğunu ve karalama kampanyasının başlatıldığını söyledi. Erdem, "Hakan Fidan 2002'de önce TİKA'nın başında, sonra Başbakanlık Müsteşar Yardımcılığı, daha sonra MİT Müsteşarlığı ve Dışişleri Bakanı olarak dünyada örnek gösterilecek başarılı bakanlardan birisi ve çok güzel işlere Cumhurbaşkanımızın riyasetinde el atıyor. Dünya politikasında Türkiye'nin ses getirdiği bir dönem yaşıyoruz. Şimdi, böyle değerli bir Bakana veya başka görevler yapmış, İçişleri Bakanımız gibi terörle mücadele etmiş, birçok teröristin, birçok yolsuzluğun nasırlarına basmış insanlar hakkında söylentiler olabileceğini hepimiz biliyoruz. Şimdi, Namık Tan, AK Parti döneminde çok önemli görevler aldı. Bir köşe yazısı yazılsa, biz gelip burada kendisi hakkında bu iddiaların doğruluğuna dönük ifade mi kullanacağız?" değerlendirmesinde bulundu.

'DIŞİŞLERİ BAKANI VE SÜLEYMAN SOYLU İLE İLGİLİ İDDİALAR NİYE ARAŞTIRILMIYOR'

CHP Grup Başkanvekili Ali Mahir Başarır, AK Parti'li Erdem'in ardından söz alarak, "Bakın, bugün verdiğimiz öneri de yavru vatanı karalamıyor, tam aksine, yavru vatanı karalayanlarla ilgili bir araştırma istiyoruz. Namık Tan Washington'da, İsrail'de onurlu bir şekilde Türkiye'yi temsil etti, büyükelçilik yaptı ve dedi ki, 'Şimdi, bir köşe yazarı çıksa, hakkınızda gazete haberi çıksa tutuklanacak mısınız?' Vallahi tutukluyorsunuz. Cem Küçük günlerdir algı yapıp o algılar soruşturmaya konu olmadı mı? Yapıyorsunuz bunu. Bunu yaparken de bu kadar vahim iddialar var; üç yıldır bu iddialar var, Süleyman Soylu'yla ilgili üç yıldır var, Falyalı cinayetiyle ilgili, ilişkilerle ilgili rüşvet iddiaları var, Dışişleri Bakanıyla ilgili var. Niye araştırılmıyor? Niye araştırılmıyor? Süleyman Soylu şunu söylüyor; 'Ben tüm namussuzlara sesleniyorum' diyor olayı açıklarken. Vallahi bir kez daha söylüyorum, zaten onun namuslulara seslenmesini beklemiyorum ama Süleyman Soylu'nun söylemesiyle, buradan laf atmayla bu işler aydınlanmıyor. Türkiye, Kuzey Kıbrıs töhmet altında kalıyor yani bunun araştırılmaması hepimiz için, tarihimiz için utanç verici bir mesele" ifadelerini kullandı.

'BURADA BİR MAHKEME Mİ KURACAĞIZ'

AK Parti Grup Başkanvekili Özlem Zengin ise söz konusu iddiaları paylaşan kişilerin kim olduğuna bakılması gerektiğini aktararak, "Bu bahsedilen iddialarla alakalı olarak ismi geçen bütün makamlarımız şimdiye kadar defaatle açıklamada bulundular. Eğer daha güçlü bir şey isteniyorsa burası mahkeme değildir. Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin görevi yargının görevini almak değildir. Suç duyurusunda bulunulur, mahkemeler ilgili araştırmaları yaparlar, başta Kıbrıs olmak üzere, başta oradaki mahkemeler olmak üzere bu konuya dair bütün araştırmalarını yaparlar. Türkiye'yle alakalı bir iddia varsa da bununla ilgili savcılıklara suç duyurusunda bulunulur ve devamında da bu konuyla alakalı eğer iddialar somutlaşırsa, yargı aşamasına gelirse bununla alakalı süreç devam eder. Biz burada, gazetelerde çıkan haberlerden yola çıkarak ne yapacağız yani burada karar mı vereceğiz, burada bir mahkeme mi kuracağız?" diye konuştu.

'HUKUK SİZE YAN BİLE BAKAMIYOR'

CHP’li Başarır ise söz konusu iddiaların vahim olduğunu belirtti ve geçmişte Mecliste kurulan araştırma komisyonlarını örnek gösterdi. Başarır, "Meclis, araştırma komisyonu kurar, bunların üzerine gider, mahkeme değil ama mahkemelere ışık olur, mahkemelere bir anlamda delil sunar bu raporlar. Susurluk'ta olmadı mı? Mehmet Ağar yargılanmadı mı? Mehmet Ağar ceza almadı mı? Genelkurmay Başkanı dâhil birçok bürokrat, bakan, milletvekili gelip Komisyona hesap vermedi mi? Bugün neden yapamıyoruz efendim bunları? Bugün neden hep muhalefet yargılanır? Aynı iddialarla yargılanıyor. Hukuk bizim üzerimizden kirli bir dozer gibi geçiyor; hukuk size dokunmuyor, hukuk size değmiyor bile, hukuk size yaklaşmıyor bile, hukuk size yan bile bakamıyor. Niye? Çünkü sizin ve yakınlarınızın suç işleme özgürlüğü var; gerçekten yazık" dedi.

'33 KİŞİNİN KATİLİ TERÖRİSTİN İFADESİYLE GENELKURMAY BAŞKANI HAPİSTE ÇÜRÜDÜ'

İYİ Parti Grup Başkanvekili Turhan Çömez ise "Bu ülkede 33 kişinin katili bir teröristin ifadesiyle Genelkurmay Başkanı hapislerde çürüdü. İddia geliyor, iddia, çok önemli bir iddia: Size az önce bahsettiğim bütün bu devasa yatırımlar, Kıbrıs'taki bu kralın malikânesinden yapılmış devasa transferler; hepsinin belgesi var burada, hepsinin. Allah aşkına, bu ülkede insanlar aç ve sefil yaşarken Kıbrıs üzerinden İngiltere'ye transfer edilen bu paraların hesabını sormayalım mı? Ve şimdi ortada bir isim var, bu isim şu anda Hollanda'da, diyor ki, 'Çok önemli siyasilerin elimizde kasetleri vardı. Bunlar İsrail'e gönderildi. Bunlardan 40 tanesini Türkiye Cumhuriyeti devleti geri aldı. Kimin marifetiyle? Yasin Ekrem Serim marifetiyle. 5 tane daha vardı. Bu 5 tanesine Yasin Ekrem Serim el koydu, el koyduğu için de Erdoğan onu görevden aldı.' Bu, son derece vahim, Türkiye'nin ulusal güvenliğini ilgilendiren bir mesele, hadi Mecliste bu işin tartışılmasını istemiyorsunuz, hadi millet duysun istemiyorsunuz; gönderin bir savcı Hollanda'ya, yazın iki satır yazı, alın ifadesini, gidin üstüne. Bunu da ben mi yapacağım? Elbette siz yapacaksınız" değerlendirmesinde bulundu.

'KIBRIS GERÇEKTEN ÇOK KIYMETLİ'

AK Parti Grup Başkanvekili Özlem Zengin iddianın kimden geldiğinin önemli olduğunu ve iddianın tek başına bir kriter olmadığını söyledi. Zengin, iddialar ile ilgili yargılamanın önünde bir engel olmadığını kaydederek, "Türkiye'de hiç kimsenin suç işleme özgürlüğü olamaz eğer kendi iradesiyle de bir suç işliyorsa er ya da geç hukuk, adalet yerini bulur; dünyada da bulur, ahirette de bulur. O sebeple, birbirimizi doğru anlamak, burayı da doğru işletmek bizim vazifemiz. Böyle ağır, hacminden fazla ifadeler kullanmanın kimseye faydası yok. Kaldı ki şu çok önemli: Bakın, Kıbrıs gerçekten çok kıymetli, hepimiz için hem manevi olarak çok kıymetli hem Türkiye'nin jeopolitiği için çok önemli. Orada var olan her şeyi bu kadar aşağıya çekmeye, bu kadar değersizleştirmeye de hiçbirimizin hakkı olmadığını düşünüyorum" ifadelerini kullandı.

ÖNERGE REDDEDİLDİ

Meclis Başkanvekili Bekir Bozdağ yaşanan tartışmaların ardından önergeyi oylamaya sundu. Önerge, AK Parti ve MHP'li milletvekillerinin oylarıyla reddedildi. (DHA)

FOTOĞRAFLI



Çarşamba 20.8 ° / 7.2 °
Perşembe 21.4 ° / 11.8 °
Cuma 18.8 ° / 8.3 °
Aksaray nöbetçi eczaneleri