ANKARA, (DHA)- EĞİTİM-Bir-Sen ve İbn Haldun Üniversitesi iş birliğiyle Ankara’da düzenlenen ‘Türkiye’de Yükseköğretimin Yeniden Yapılandırılması: Yenilikler, Sorunlar ve Çözüm Önerileri Uluslararası Kongresi’nin ardından 78 akademisyenin katkısıyla hazırlanan 11 maddelik reform çağrısının yer aldığı sonuç bildirisi yayımlandı. Bildiride, ‘Yükseköğretim kurumlarının yönetiminde yetkilerin tek bir merkezde temerküz etmesini önleyen ve yükseköğretim çalışanlarının her türlü karar mekanizmasında yer almalarını sağlayan nitelikte yeni bir yükseköğretim kanunu hayata geçirilmeli’ çağrısı yapıldı.
Bildiride şu ifadelere yer verildi;
“YÖK'ün yapısı aşırı merkeziyetçilikten, stratejik rehberlik yapan evrensel bir kuruma doğru dönüştürülmelidir. Yükseköğretim kurumlarının yönetiminde yetkilerin tek bir merkezde temerküz etmesini önleyen ve her türden yetkinin keyfi kullanımını önleyecek mekanizmaları tesis eden, akademik yükseltme sistemini evrensel kabul gören objektif, nesnel ve ölçülebilir kriterlere bağlayan, araştırmacı ve öğretim üyesi yetiştirme sisteminin ana hatlarını yükseköğretim politikaları doğrultusunda düzenleyen, yükseköğretim çalışanlarının her türlü karar mekanizmasında yer almalarını sağlayan nitelikte yeni bir yükseköğretim kanunu hayata geçirilmelidir. Yükseköğretim kurumlarının akademik, bilimsel özerkliğini yükseköğretim kurumlarının akademik personelinin iş güvencesi, yükseköğretime giriş, planlama, koordinasyon ve denetleme mekanizmalarının merkezileştirilmesi gibi istisnaların kabulü̈ ekseninde tanıyan ve koruyan yükseköğretim yasası hayata geçirilmelidir.
"Üniversite yönetim yetkileri senato, fakülte kurulları ve iç denetim birimlerine dağıtılmalıdır. Üniversite özerkliği yasal güvence altına alınmalı, siyasi veya bürokratik müdahalelere karşı korunmalıdır. Üniversiteler arası iş birliğini destekleyecek bölgesel koordinasyon yapıları kurulmalıdır. Öğrenciler, çalışanlar (akademik-idari) ve yetkili sendika temsilcisi senato ve üniversite yönetim kurulu çalışmalarına yerine ve konuya göre, karara ortak olarak ya da gözlemci olarak katılabilmelidir. Üniversitelerde gerçekleştirilecek çalıştay, kongre ve reform odaklı kurullarda yetkili sendikalar danışma kurulu üyesi olarak yer almalı, akademik sendikacılık resmi istişare mekanizmalarında temsil edilmelidir.
"Öğrenciler, akademisyenler, idari personel ve sendika temsilcilerinden oluşan üniversite içi diyaloğu güçlendirecek ‘Katılımcı Konseyler’ kurulmalıdır. İç denetim, öğrenci geri bildirimi ve danışmanlık sistemine dayalı kalite güvence modeli benimsenmelidir. Akademik yükseltmelerde sadece yayın sayısı değil, etik, toplumsal katkı, patent sayısı, ürünleri lisanslama ve öğrenci rehberliği de ölçüt olmalıdır. Mezun izleme sistemleri daha etkin çalışmalı ve kalite döngüsüne istihdam ve iş gücü verileri entegre edilmelidir.
"Ulusal akreditasyon kurumlarının yapısı şeffaflaşmalı ve akreditasyon ücretleri makul ölçülere çekilmelidir. Dijital dönüşüm ve kalite güvence süreçleri eşgüdüm içinde yeniden yapılandırılmalıdır. Üniversite açılımları sayısal değil kalite odaklı planlamaya dayanmalıdır. Yerel üniversiteler, bölgesel kalkınma hedeflerine hizmet edecek biçimde yapılandırılmalıdır.
"Tematik ve ihtisaslaşmış üniversite modeli yaygınlaştırılmalıdır. Meslek yüksekokulları, sektörle entegre halinde, illerin etkili alan yöneticileri ile ortak yönetim kurulları oluşturulmalı, mesleki beceriyi geliştirmeye yönelik nitelikli eleman yetiştirmeye odaklanmalıdır. Bölüm tekrarları azaltılmalı, kontenjan planlaması sektörel ve demografik ihtiyaçlara göre belirlenmelidir. Tezsiz yüksek lisans programlarına, akademik kaliteyi önceleyen bir anlayış benimsenmelidir. Üniversiteler arası program geçişleri ve ortak diploma programları artırılmalıdır. Öğrenci sayısı değil, öğrenci-öğretim üyesi oranı ve ders yükü temel alınarak kontenjan belirlenmelidir. Bölüm açılışı ve kontenjan artışı için akademik donanım, yetenek ve beceri beklentileri ile altyapı ve istihdam verisi analiz edilmelidir. Eğitim fakülteleri ile Milli Eğitim Akademisi arasında sağlıklı ve sürdürülebilir bir çalışma yöntemi kurulmalıdır.
"Teori-pratik uyumu sağlanmalı, uygulama süresi artırılmalıdır. Aday öğretmenlik süreci yapılandırılmalı ve hizmet öncesi eğitim, muhtemel öğretmen ihtiyacına göre stratejik olarak planlanmalıdır. Temel bilimlere yönelen öğrencilere burs ve istihdam garantisi verilmelidir.
"Üniversite-sanayi iş birlikleri stratejik düzeye taşınmalı, bölümler buna göre yeniden kurgulanmalıdır. Ar-Ge projelerinde özel sektör ve üniversite ortaklığı önceliklendirilmelidir.
"Uygulamalı araştırma merkezleri kurulmalı, sanayinin ihtiyaç duyduğu alanlara odaklanılmalıdır. Temel bilimlerde kamu destekli özel araştırma fonları oluşturulmalıdır. Araştırma görevlisi, öğretim görevlisi ve öğretim üyesi alımlarında şeffaflık ve liyakat ilkesine dayalı olarak merkezi izleme mekanizmaları kurulmalıdır. Üniversite bünyesindeki idari personel için kariyer planlaması netleştirilmeli, görevde yükselme ve unvan değişikliği sınavları düzenli ve objektif kriterlerle yapılmalıdır. İdari personelin yetki, sorumluluk ve liyakat esasına dayalı statü sistemine kavuşturulması sağlanmalı; bu süreçlerde yetkili sendikaların görüş ve talepleri esas alınmalıdır. Akademisyenlerin maaşları ve özlük hakları iyileştirilmeli ve performans sistemleri adil hale getirilmelidir. Yükseköğretim alanında çalışan kamu görevlilerine yönelik özel hizmet tazminatları artırılmalı, büyük şehirlerde çalışanlar için yaşam tazminatları gibi bölgesel destekler sağlanmalıdır. Akademik kadro atamaları şeffaf ve liyakat temelli yapılmalıdır. Akademik etik ihlalleri için kişiye özgü yönlerin elimine edilmesi ve evrensel kriterlerle yapay zekâ destekli kontrol sistemleri geliştirilmesi gerekmektedir.
"Akademik özgürlük, sendikal haklarla birlikte ele alınmalı; üniversitelerde ifade özgürlüğü, araştırma özgürlüğü ve örgütlenme hakkı anayasal güvence altına alınmalıdır. Üniversite sadece mesleki değil, entelektüel ve ahlaki inşa kurumu olmalıdır. Müfredatlar epistemolojik, ontolojik ve aksiyolojik ilkelerle yeniden yapılandırılmalıdır. Üniversiteler ‘değer beyanı’ sunmalı, felsefi, ahlaki ve sosyal duruşunu tanımlamalıdır. İslam düşünce geleneği ve klasik filozoflardan yararlanılmalıdır. Üniversiteler sadece bilgi değil, hikmet ve hakikate yönelmeli, buna yönelik teşvik politikaları geliştirilmelidir. Üniversiteler çözüm odaklı sosyal aktör olarak konumlanmalıdır. Toplumsal katkı performans göstergelerine dahil edilmelidir.
"Bilim iletişimi bir uzmanlık alanı olarak geliştirilmelidir. Akademik bilginin halkla paylaşımını teşvik eden yapılar kurulmalıdır. Üniversite-toplum iş birlikleri, üniversitelerin toplumun gereksinimlerine yönelik çalışmaları projelere ve ders içeriklerine entegre edilmelidir. Üniversiteler mikro yeterlilik ve açık dijital içeriklerle donatılmış esnek öğrenme modelleri geliştirmelidir. Kampüs kültürü ruhsal ve sosyal dayanıklılığı destekleyecek biçimde tasarlanmalıdır. Üniversite öğrencilerinin psikolojik desteklerine yönelik çalışmalar yapılmalı buna yönelik uzman istihdamının işler hale gelmesi ve artırılması sağlanmalıdır.
"Uluslararası öğrenme ekosistemleriyle bağlantı kurulmalıdır. Yapay zekâ destekli kişiselleştirilmiş öğrenme sistemleri entegre edilmelidir. Disiplinler arası öğrenme ve üretim kültürü güçlendirilmelidir. Yükseköğretim Kongresi 2025’te sunulan bildiriler ve yapılan tartışmalar, Türkiye’nin eğitim politikaları bağlamında yükseköğretim sistemine ilişkin köklü bir zihinsel, kültürel ve medeniyet temelli yeniden yapılanmaya ihtiyaç olduğunu ortaya koymuştur. Bu ihtiyaç üniversitelerin ekonomik kalkınma ve bilgi üretiminin ötesine geçen bir misyona sahip olmasını, insanın anlam arayışını, hakikatle bağını ve toplumla kurduğu etik ilişkileri merkeze alan bir tasavvurla yeniden şekillenmesini zorunlu kılmaktadır. Üniversiteler çağın ruhuna temas eden, bireyin manevi derinliğini dikkate alan ve milletin kültürel varlığını taşıyan kurumlar olarak yeniden tanımlanmalıdır. Türkiye’de Yükseköğretim bağlamında, eğitim politikalarına yön veren MEB, YÖK, ÖSYM, MYK ve Cumhurbaşkanlığı eğitim politikaları kurulu gibi kurumlar arasında sürdürülebilir ve sağlıklı bir koordinasyona ihtiyaç vardır.”