TÜSEB ve ASELSAN iş birliği ile geliştirilen yerli ve milli kalp-akciğer makinesi tanıtıldı

TÜSEB ve ASELSAN iş birliği ile geliştirilen yerli ve milli kalp-akciğer makinesi tanıtıldı

TÜSEB ve ASELSAN iş birliği ile geliştirilen yerli ve milli kalp-akciğer makinesi tanıtıldı

Ruken KADIOĞLU-Canberk ÖZTÜRK/ANKARA, (DHA)- TÜRKİYE Sağlık Enstitüleri Başkanı Prof. Dr. Ümit Kervan, Türkiye Sağlık Enstitüleri Başkanlığı (TÜSEB) ile ASELSAN iş birliğiyle geliştirilen, açık kalp ameliyatlarında kullanılmak üzere tasarlanan yerli kalp-akciğer makinesi tanıtım töreninde, "Bu başarıyla birlikte, bir sonraki adım, bu kalp akciğer makinesinin klinik çalışmalarında kullanılması. Çünkü kalp akciğer makinesi olmaz ise bugün açık kalp-akciğer ameliyatlarını yapamayız. Ülkemizde yaklaşık yılda 80 bin civarında açık kalp ameliyatı yapılıyor" dedi.

Sağlıklı Türkiye Yüzyılı vizyonu doğrultusunda, Türkiye'nin sağlık alanında yerli üretimi ve milli teknolojileri destekleyen 'üreten sağlık' modelini güçlendiren tarihi bir gelişme olarak öne çıkan yerli kalp-akciğer makinasının tanıtım programında, Türkiye Sağlık Enstitüleri Başkanı Prof. Dr. Ümit Kervan, "Türkiye Sağlık Enstitüsü Başkanlığı, Sağlık Bakanlığı bünyesinde Sayın Bakanımız Kemal Memişoğlu'nun yönetim kurulu başkanlığını yaptığı bir enstitüler topluluğu. Bizim 9 tane enstitümüz var şu aşamada. Kanser, Aşı Enstitüsü, Sağlık Politikaları Enstitüsü, Yapay Zeka Enstitüsü gibi enstitülerimiz. Her bir enstitümüzün başkanı, konusunda uzman, profesyonel olan hocalarımız ve ekipler ile oluşturuluyor. TÜSEB bütçesini Cumhurbaşkanlığı’ndan alıyoruz. Geçen yılki toplantılarla birlikte bu yıl bizim TÜSEB'in bütçesi iki kat artırıldı. Bu artırılan bütçemizin yüzde 70'i sadece proje desteklerine ayırdık. Yani TÜSEB'in hedefi sağlık alanında harika inovasyonların yapılması. TÜSEB günümüz teknolojisinin değil, geleceğin teknolojilerini de geliştirmek için kurulmuş bir enstitü topluluğudur. Gerçekten şu anda motive bir ekip olarak çalışıyoruz" dedi.

'ASELSAN İLE YAPTIĞIMIZ MAKİNENİN SONUÇLARI DİĞER CİHAZLARDAN DAHA DA İYİ ÇIKTI'

Kalp-akciğer makinesinin kendileri için çok kıymetli bir makine olduğunu söyleyen Prof. Dr. Ümit Kervan, "Amacımız Türkiye'de TÜSEB olarak üniversiteler, sağlık sektöründe çalışan özel sektörle birlikte büyük işler başarabilmek, başarı hikayeleri yazabilmek. Bu başarı hikayelerinde her bir yapının kendi kabiliyeti doğrultusunda çalışmasını hedefliyoruz. Bu konuda da ASELSAN'la bir araya geldik. 2020 yılında ASELSAN'la kalp akciğer makinesinin geliştirmesi için fikir birliği oluşturuldu ve ASELSAN'daki mühendis arkadaşlarımız bizim ameliyathanelerimize geldiler. Açık kalp cerrahisi yapılan ameliyathanelerin her birini tek tek gezdiler. Bu makineyi kullanan perfizyonist arkadaşlarımızla, açık kalp cerrahisi yapan kalp cerrahları ile birlikte istişare ettiler. Önce iyi bir fizibilite çalışması gerekiyordu. Bu fizibilite çalışmasından sonra ASELSAN'daki mühendis arkadaşlarımız ve bizim hekimlerimizin önerileri doğrultusunda çalışmaya ve ürünü oluşturmaya başladık. Tümüyle cihaz bitmişti ve artık sırada cihazın klinik öncesi laboratuvar çalışmaları vardı. Yine laboratuvar çalışmaları Bilkent Şehir Hastanesi'nde yapıldı. Sağlık Bilimleri Üniversitesi'nin laboratuvarlarında Bilkent Şehir Hastanesi'nde ASELSAN'ın mühendisleriyle birlikte kalp cerrahları, perfizyonist arkadaşlarla birlikte ilk sıvı çalışmaları yaptıktan sonra kan çalışmaları yapıldı. Kan çalışmalarında başarılı sonuçlar elde edildi. Hatta diğer cihazlarla sonuçları karşılaştırıldı ve ASELSAN'la yaptığımız bu kalp akciğer makinesinin sonuçları diğer cihazlardan daha da iyi çıktı. ASELSAN bu süreç içinde 3 tane de ödül kazandı" diye konuştu.

'2026 YILINDA BU KALP-AKCİĞER MAKİNESİNİ TÜRKİYE'DEKİ AMELİYATHANELERİMİZDE KULLANMAK İSTİYORUZ'

Sağlık Bakanı Kemal Memişoğlu’nun göreve başlamasından sonra sistemin daha da hızlandığına dikkat çeken Prof. Dr. Kervan, "Biz hayvan çalışmalarını yaptık. Hayvan çalışmalarını TÜSEB'in İstanbul'daki İDEA'daki hayvan laboratuvarlarında yapıldı. Hayvan çalışmalarının sonuçları çok başarılı çıktı. Bu başarıyla birlikte, bir sonraki adım, bu kalp akciğer makinesinin klinik çalışmalarında kullanılması. Çünkü kalp akciğer makinesi olmaz ise bugün açık kalp akciğer ameliyatlarını yapamayız. Ülkemizde yaklaşık yılda 80 bin civarında açık kalp ameliyatı yapılıyor. Koroner bypass ameliyatları, kalp kapak ameliyatları, kongenital yani doğumsal kalp ameliyatları, kalp nakli, yapay kalp cihazlarını biz bu kalp akciğer makinesi ile birlikte yapıyoruz. Eğer bu cihaz olmaz ise biz bu ameliyatların yüzde 95'ini yapamayız. Ülkemizde yaklaşık 300 civarında açık kalp ameliyatı yapan merkez var. Ve her birinde yaklaşık 2 ila 4 arasında ameliyathane sayıları var ve bu ameliyathanelerin her birinde bu cihazlar kullanılıyor. Umut ediyoruz ki, 2026 yılında ASELSAN ile birlikte geliştirdiğimiz bu kalp akciğer makinesini kendi ameliyathanelerimizde, Türkiye'deki hastanelerde kullanmak istiyoruz. Sadece Türkiye'deki hastanelerde değil, geliştirilmiş olan yeni teknoloji ile birlikte eminiz ki uluslararası rekabet gücü yüksek olan bir cihazı geliştirmiş olduk. Açık kalp ameliyatları devam ettiği sürece biz bu cihazın yeni versiyonlarını, daha günümüz teknolojilerini kullanarak, yapay zeka sistemlerini kullanarak, onları entegre ederek yeni cihazlarla birlikte ikinci, üçüncü, dördüncü jenerasyonu geliştirmeye hedefliyoruz. Bizler geleceğin teknolojisini dizayn eden, üreten bir kurumuz. O hedef doğrusuna devam edeceğiz" ifadelerini kullandı.

'TESTLERİ TÜSEB'İN BÜNYESİNDEKİ LABORATUVARLARDA YAPIYORUZ'

Dünyada kalp-akciğer makinesinin üreticileri sayısının çok az olduğunu belirten Prof. Dr. Kervan, bu ileri teknolojik ürünü ASELSAN'la birlikte ortaya koyma başarısının büyük heyecanını yaşadıklarını belirtti. Prof. Dr. Kervan, IDEA Laboratuvarını da anlatarak, "Türkiye'de küçük hayvan laboratuvarları var. Deneyleri, çalışmaları yapabiliyorsunuz. Ama bu tür büyük sistemlerin, cihazların testini yapabilmek için bugüne kadar yurt dışına gidiliyordu. Yurt dışına çok büyük harcamalar yapılıyordu büyük hayvan çalışmaları için. Ancak Sayın Bakanımızın bizi desteklemesiyle birlikte İstanbul'da büyük bir hayvan laboratuvarı açtık. Artık domuzlara, koyunlara, çok daha büyük hayvanlarla tıbbi cihazların testleri yapılıyor. Bizim orada 3 tane ameliyathanemiz var. Anjiyografi laboratuvarımız var. Robotik Cerrahi merkezi kuruyoruz oraya. 7/24 çalışacak bir laboratuvar haline getiriyoruz. Amacımız şu; Türkiye'de sağlık alanında üretici olan herkesin, hem bilim insanlarının hem de sektörde çalışan kişilerin orada çalışmalarını yapabilecek bir alan sunmak. Türkiye'deki üretici olan kişilerin yurt dışına gitmesine gerek kalmadan, büyük harcamalar yapmadan Türkiye'de testlerini uluslararası standartlarda olacak şekilde artık biz bu testlerimizi ülkemize, TÜSEB'in bünyesindeki laboratuvarda yapıyoruz. Bu da bizim için büyük bir başarı" dedi.

'EN KÖTÜ SENARYODA DAHİ CİHAZI ÇALIŞTIRABİLİYORUZ'

Sayı olarak bakıldığı zaman Türkiye'de kalp merkezi sayısının çok fazla olduğunu söyleyen Prof. Dr. Kervan, "Almanya'da yaklaşık 150 civarında bir kalp merkezi var. Bizde 300 civarında bir kalp merkezimiz var ve burada verilen sağlık hizmeti çok üst düzeyde bir sağlık hizmeti veriyoruz. Yurt dışından sağlık turizmi konusunda gerçekten de bu konuda çok hastamız geliyor. Kalp akciğer makinesinin baktığınız zaman yaklaşık 3 milyar dolarlık bir bütçesi var. Biz eğer bunu ülkemize kazandırabilirsek, sadece kendi ülkemize değil yurt dışına da satabilirsek bizim ülkemiz için gerçekten de büyük bir gelir kazancı olacaktır. Açık kalp cerrahisinde asla şansa yer yoktur. Her adımımızın mutlaka bizim B ve C planlarımız vardır. Örneğin; elektrik kesintisi yaşandı, bataryası bitti. Her türlü kötü senaryoyu düşünün. O en kötü senaryo da dahi biz hastayı hayatta tutmak için bu cihazı çalıştırabiliyoruz. Manuel bile çalıştırabilecek bir pozisyondayız. Hiçbir şekilde 'acaba' sorusuna yer yok. Çünkü açık kalp akciğer ameliyatlarında insanlar en kıymetlilerini bize teslim ediyorlar. Kimi çocuğunu, evladını, kimi annesini, babasını, kimi en sevdiği insanı bize teslim ediyor. O ameliyathaneden bizim ana amacımız onları sağlıklı çıkarmak ve taburcu etmek. Bu sebeple her aşama, her senaryo çalışıldı" diye konuştu.

'TAMAMEN YERLİ VE MİLLİ'

Prof. Dr. Ümit Kervan, sistemdeki dijitalleşmeye de dikkat çekerek, "Hedefimiz insana bağlı oluşabilecek hatayı minimuma indirmek. Yüzde 1 hatayı bile 0,5'e düşürsek bir başarıdır bizim için. O yüzden günümüzün teknolojisini kullanmak zorundayız. Günümüzün teknolojisindeki 'dijitalleşme' hatayı azaltmaya yönelik. Yoksa insanın yerini almak için yapılmış cihazlar değil. Daha konforlu alanlarda ameliyatlar yapabilmek için. Hastalarımızın bu ameliyatlardan sağ salim ameliyattan çıkabilme yüzdesini arttırmak için yaptığımız yöntemler. Burada hataya asla yer yok. Dediğim gibi bataryası bitse, elektrik gitse el ile çalıştırırız biz bu cihazı. Ve o hastayı ameliyattan çıkarıncaya kadar bu pompa çalışır. TÜSEB olarak, ASELSAN olarak geleceğin teknolojisini eğer planlamaz isek, bugün ürettiğimiz ürünün 5 yıl 10 yıl sonra diğer ürünlerle rekabet edebilme gücünü kaybederiz. Cihazın üretim aşaması tamamen Türkiye'deki bilim insanları tarafından geliştirildi. Yurt dışından bir destek ya da herhangi bir dışarıdan iş birliği yapılmadı. Tamamen bizim ve yerli milli. Yani şöyle düşünün, motorun bobininden tutun, her türlü aksamı tamamen Türk bilim insanları tarafından geliştirmiş bir ürün. TÜSEB ve USHAŞ olarak şu anda bizler yurt dışına gittiğimiz her ülkede kataloğumuzda bu kalp akciğer makinesini koymuş durumdayız. Her gittiğimiz toplantıda, kongrede, fuarda tanıtımlarını yapıyoruz" ifadelerini kullandı. (DHA)

FOTOĞRAFLI



Salı 22.8 ° / 10 °
Çarşamba 25.2 ° / 13.2 °
Perşembe 24.1 ° / 12.7 °
Aksaray nöbetçi eczaneleri