Milletimizin tarih boyunca kazandığı en parlak zaferlerden ve en büyük kahramanlıklardan biri olan Çanakkale Zaferi, tarihten silinmek istenen bir milletin, bütün yokluk ve imkânsızlıklara rağmen, vatanını canı pahasına nasıl savunduğunu göstermesi bakımından tarihi bir öneme sahiptir
Sadece geçmişimizin aziz bir hatırası olarak değil, geleceğe yürüyüşümüzün en güçlü ilham kaynaklarından biri olarak da Çanakkale Zaferi, milletimizin gönlünde son derece önemli bir yere sahiptir.
Bugün dünyada az sayıdaki ordunun üzerinde başarı elde eden Türk Askeri, Çanakkale’ye savaşmak için değil adeta ölmek için gitmiştir. Çanakkale; askerine “Taarruzu değil, ölmeyi” emreden Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün, vatanı ve milletinin bağımsızlığı uğruna canlarını feda eden binlerce şehidimizin ve gazilerimizin yanı sıra, onların yanında omuz omuza mücadele veren ninelerimizin, analarımızın, topyekûn vatan ve millet sevgisinin, birlik ve beraberlik ruhunun, inancın, azmin, taktik ve dehanın zaferidir. Bu emsalsiz zafer sayesinde ve rengini şehitlerimizin al kanından alan bayrağımız, bağımsızlığımızın sembolü olarak sonsuza dek dalgalanacaktır.
Ülkemizi her türlü tehlikeden korumak ve insanlarımızın huzur ve güven içinde yaşamalarını sağlamak için canlarını feda eden şehitlerimizi rahmet ve şükranla anıyoruz. Şehitlerimizin dul ve yetimlerinin, Devletimizin ve Milletimizin şefkat dolu ellerine tevdi edilmiş olduklarını bilmelerini istiyoruz. Şehit ailelerimize en içten sevgi, saygı, minnet ve şükran duygularımızı gönderiyoruz. Yiğit evlatlarını şehit veren şehit ana, baba, eş ve çocukları ile yüce milletimize sabır ve metanet diliyorum.
Türk tarihine altın harflerle yazılan Çanakkale Zaferi’nin 105’inci yıldönümü ve Şehitler Günü’nde; Başta Büyük Atatürk’ü, silah arkadaşlarını, Çanakkale Şehitlerini, topraklarımızı kanlarıyla yoğuran tüm aziz şehitlerimizi ve gazilerimizi bir kez daha minnet, şükran ve rahmetle anıyorum.